Ateş ve onun çıkardığı kaos!

Ateş ve onun çıkardığı kaos. Ateşin de havanın da suyun da toprağın da, konfor ve erdemsiz teknoloji adına, karşı ucundayız bugün.


5 dakika


Ateşin de havanın da suyun da toprağın da, konfor ve erdemsiz teknoloji adına, karşı ucundayız.

Ateşin kaosunu orman yangınları olarak görür olduk. Elbette ateş bir dengeye ulaşacaktır. Ama gerisinde birçok ders bırakarak! Önemli olan ateşin bize ne söylemek istediğini anlamaktır.

Ne yazık ki toprağın iletisini daha anlamamışken derslerimizi toplumca almak ve bir sonuca varmak daha zor olacaktır.

Toprağın kaosu beton olarak kendini gösterdi. Ve bu betonist kafa hiç dinmeyen yangınlar gibi sürekli yeşilin üstüne aktı. Konut reklamlarını ağaçların olduğu görsellerle yaparken gerçekte toprağı betonla kaplayıp her geçen gün yeşili yok ediyorduk. Böyle bir reklamı yaptıran, yapan ve o reklama kanan herkes suçlu ve ikiyüzlüdür. Bu kaotik zihniyetler ülkemizi, yeryüzünü cehenneme çevirmektedir.

Kızılçam ormanları evrimsel olarak yangınların üstesinden gelecek bilgeliği geliştirmişler. Doğal yaygınlar, bitkilerin yeryüzü hareketleri kendi dengesini oturtmuş. İnsan etkeni bu dengeyle eşleşebilmek için kadim bilgeliğe çağdaş bir yorum getirmeliyiz. İnsanlığın ekolojik bilgeliğini gündeme taşımalıyız. Erdemsiz teknolojinin yıkımlarını yalnızca bilgelikle dönüştürebiliriz. İnsanlık betonun ve plastiğin bir dengesizlik getirdiğini ve bunun sonrasının da acı deneyimler olacağını her geçen gün kavradıkça teknolojinin doğayı tehdit eden uzanışlarını törpüleyen adımlarını atabilir. Orman alanları doğru tohumlama ve betonlaşmadan uzak tutularak kendini belli bir sürede toparlar ve kolayca yeniler.

ATEŞ, HAVA, SU VE TOPRAK

Maddesel hareketlerin temelinde ateş, hava, su ve toprakla simgelenen güçler vardır. Yeryüzünde bütün olup biten dört elementin işlevleridir. Evren de insan da dört element denen fizik yasalarda çalışan evrensel güçlerle var olmuştur. Kadim elementlerinin hem bedende hem zihin alanlarımızda doğrudan karşılıkları vardır. Örneğin ateş bedende kanımıza; zihnimizde öfkeye, kızgınlığa denk gelir. İnsan bedensel ve zihinsel yanlarıyla dört elementin özelliklerini taşır.

Kaos, karmaşa kozmos düzeni demektir.

Düzen, denge, yerinde oluş insanın varoluş sırrı ve yeryüzü ödevidir. Kaosun içindeki potansiyel akıl ve bilgelikle kozmosa dönüşür. Kadim bilgeliğin toprak anaya saygısı, bütüncül bakışı, barışçıl ve dayanışmacı anlayışına her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bugün bile hala yaşayan Anadolu değerleri, Ana Tanrıça gizemlerinin uzantıları ve Tasavvuf birikimleri kadim bilgeliği kuşaktan kuşağa taşıyor. Dört elementin kozmosunu yaşamazsak kaosu kaderimiz olur. Dengemizi bütün olarak her elementte bulmak durumundayız. Elementsel dengeyle dürüst ve bütünü gören idrak alanları insana açılabilir.

Din ve bilimin ideolojiye dönüşen kulvarlarında kadim bilgeliğe yüz çevriliyor, hatta düşmanlık besleniyor. Oysa Kendini Bilme geleneği ne dinsel bir sapmadır ne de bilime karşıdır. Tam tersine ikisinin ana kaynağıdır. Fal, büyü, ruh çağırma olarak uç örneklerin abartılı biçimde öne çıkarılarak bilgeliğin aşağılanması onu yok etmez. Bilgeler simyaya, astrolojiye ve tarot kartlarına basit meraklarını gidermek için bakmamışlardı. Tam tersine simya, bilime deneyi hediye etmişti. Sufilerin az yeme ilkesi aralıklı oruç adıyla gündeme taşınıverdi. Bugün bizim bilmediğimiz ya da bize yeni diye sunulan pek çok uygulama, düşünce kadim bilgelikten alınıyor.

Ayırıcı, bölücü kurumsal yaklaşımlar, ideolojiye dönüşmüş. Ve kapitalizmin acımasız isteklerine boyun eğmiş din ve bilim kurumları, kadim bilgelikle güçlenmiş bireylerden korkuyor. Dünya üzerindeki kadın ve çevre hareketleri insanın daha özgür olması yolunda önemli adımlar atıyor. Birey yeryüzünde ne kadar engellense de insanın özü tüm kalıpları kırıp engelleri aşıyor. Bugünkü çatışmaların niteliği özgürlük ve tutsaklık üzerinedir. Asıl kavga anlayışla cesur ve adil adım atanlar ile uykuda kalıp tutsaklığı seçenler arasındadır. Betonun, plastiğin, ağaç kıyımlarının, yangınların arkasında para tanrısının zorbaları, zebanileri ve kurbanları vardır.

Betonist kafalar…

Betonist kafaların ateşin kaosunu dengelemeleri hiçbir zaman mümkün olmayacak. İnsanın özü yeryüzüne inerken dört elementten aldığı o zaman işe yarayan nitelikleri dengelemeden, inceltmeden, dönüştürmeden geriye, asıl yuvasına dönemeyecek. Ve yeryüzü cehenneminde döngülerini yaşayacak. Ateş elementinden gelenler duygu ve davranışlarda öfke, kızgınlık, şiddet, zulüm olarak birikti. Oysa ateşin dengesiyle incelik, acıma, hizmet, adanma, gönüllülük ortaya çıkabilir. Kendini Bilme yolunda adımlarını atanlar, farkındalıklarını yükseltenler, olayların dilini okuyanlar, kadim bilgeliğin insan ruhuna hediyelerini almayı kabul edenler her zaman fark yaratacak. Onlar dünyayı yeniden kuracak.

Evrensel yaratımın büyük akışı olumsuz insan zihnine sesleniyor. Bütüncül bakmak için, büyük evrensel uyumu, dengeyi korumak ve onlara katılmak için ve bu hedefin önündeki en büyük engel olan olumsuz insan zihnini uyarmak için birçok hayvan, ağaç kendisini feda etti. İnsan zihninin yüksek yanı, sezgisel zihni uyanıncaya dek betonlaşmanın, ağaç kıyımlarının, element dengesizliklerinin sarsıcı etkileri sürecek. Elbette etkileri görünür olup toplumsal bilincin yükseldiği zamanlar yaşanacak.

Şimdi hem bedenimizdeki hem çevremizi kaplayan nesne ve cisimlerdeki dört elementi fark etme, farkında ve fevkinde yaşama zamanıdır.


Like it? Share with your friends!

Cüneyt Gültakın
Erdemsiz teknoloji ve konforun şımarttığı şu yeryüzünde her aradığını kendinde arayan, kimlikler kostümünü sahnede yeri geldiğinde giyinen bir kendini bilme yolcusu...

Comments

comments

Powered by Facebook Comments