Babamın Kemanı, BKM Dilinden…

Dünyaca ünlü keman virtüözü Mehmet Mahir, yurtdışından önemli bir konser vermek için İstanbul’a geldiğinde, yıllardır konuşmadığı kardeşi Ali Rıza ile karşılaşacağından habersizdir. Kızı Özlem ile yaşayan Ali Rıza uzun süredir mücadele ettiği hastalığa yenik düşer. Bu zamansız kayıp sonucu amcasından başka yakını kalmayan Özlem ve yeğeniyle daha önce bağ kurmamış olan Mehmet Mahir bir süre aynı evde yaşamak zorunda kalırlar. Yapmaları gereken şey bu sürede birbirlerine tahammül edebilmektir.
Sevmeyi erken yaşta unutmuş bir adam, babasını yeni kaybeden küçük bir kız çocuğundan aile olmayı öğrenebilir mi?
(Yapımcı BKM. Yönetmen; Andaç Haznedaroğlu. Müzik; Taşkın Sabah. Yayın; Netflix – 21 Ocak 2022)
Babamın Kemanı; Biraz Ayşecik, Biraz Yeşilçam ve Tanıdık Bir Trajedi…
İzledik. Sinemaya gidip izler miydik zannetmiyorum. Ama evde ailece izledik.
Turuncu saçlı minicik kız çocuğunun (Gülizar Nisa Uray) dans ederek şarkı söylemesi sizi Ayşecik filmlerine götürüyor. İzlerken Yeşilçam’ın o sahnelerini özlediğiniz düşüyor içinize. Babanın hastalığını gizleyip kızının kalacağına üzülmesini izliyoruz. Evet bildiğimiz, gördüğümüz bir konu. Kalbinize kendi aile dramlarınızdan hatıralarınız yaklaşıyor, hüzünleniyorsunuz.
Kibirli bir keman virtüözü, başına kalan çok bilmiş öksüz yeğen ve ikisinin de müziğe olan tutkusu…
Aile olamamak kederi ve özlemi insanın içini sızlatıyor.
Babamın Kemanı için Eleştiri ve Değerlendirmeler
Ben bu yazıyı kaleme alırken IMDb Puanı 6,4/10 olarak gözüküyordu.
Eleştiri ve değerlendirmelere göz attığımızda, kimi bir oyunculuğu beğenirken, diğeri hiç beğenmedim olarak fikrini beyan etmiş.
Teknik açıdan eleştirenden de olmuş, müzik ve enstrüman kullanım hataları açısından da. Bir kısım izleyici duyguyu yansıtmadığını savunurken, diğer izleyen kısım eski filmlerin modern versiyonu olmuş, duygu çok iyi geçmiş kanaatinde.
Akılda Kalanlar
- Aile olmak; sevgi, ilgi, özveri, fedakarlık istiyormuş
- Farklı notaların bir araya gelip de oluşturduğu en güzel besteymiş aile dediğin…
- Dokununca değil, hatırlayınca acıyor…
Bence;
Bizim insanımız gözleri yaşartan filmleri sever. Hani Yeşilçam klasikleri vardır ya; İnsanlar fakir ama mutludur. Hastadır ama kimse bilsin istemez. İnsanın içini kıyan bir dram vardır. Bilir ama yine de sonu mutlu bitsin diye bekler. İşte öyle, başka bir çalışma.
Babamın Kemanı bir başyapıt mı, yok değil. Şiddet, kandırmaca, dolandırmaca dikteleri yerine izlenebilecek bilindik bir film. Teknik, metin, oyunculuk vb hataları var. Ancak profesyonel bir eleştirmen olmadığım için yorum yapmak haddi bana düşmez.
Ama ben sevdim. Hüznün müzikle yoğrulmasını sevdim. Mesela uzun zamandır filmlerde görmediğim kadar müzik görmeyi sevdim. Hikayenin sonunun mutlu biteceğini daha başında izlerken bilebildiğim için gerilmedim. Zaten Ayşecik gibiydi, izledim.
İzleyecekseniz kişilere ve eksiklere gözlerinizi kapatın. Müzikal beklentisiyle açıp, sonra dram etiketini göreceksiniz. Ayrıca, ve de aslında o eskilerin romantik komedi filmlerine gönderme diye de bitirebilirsiniz. ?️
0 Comments