1 share

Bekliyorum, bekliyoruz neyi kimi neden beklediğimizi bilmeden. Çoğu zaman telaş ve özlemle karışık, bazen sabırsızlıkla. Beklemek zor bir iş.


5 dakika


Bekliyorum, bekliyoruz sürekli. Çoğu zaman neyi, kimi, neden beklediğimizi bilmeden yapıyoruz. Bazen farkında bile olmuyoruz kaçırdığımız zamanın. Öyle hızlı geçsin istiyoruz ki saniyeler bir an önce sonuca ulaşmak isterken. Ve hayat dediğimiz şey de akıp geçiyor böyle böyle.

Yeni Türkü grubu ne güzel anlatmış oysa hayatın akışında “bekliyorum” dediklerimizi Beklemek şarkılarında. Yazıyı okurken arkalarda bir yerlerde çalsın bu şarkı. Ruhumuza iyi gelir, beklediklerimizi bize getirir belki de.

Bekliyorum daima.

Kendimi beklerken buluyorum daima. Siz de benim gibi misiniz? Ya da herkes mi böyle hissediyor. Bilmiyorum. Siz neleri ya da kimi? Bilmiyorum.

Bir haber bekliyorum.

Güzel haberler bekledim hep anneciğimin hastalığı süresince. Anlatmıştım bir bölümünü Anılar Silinirken yazımda. Bazen gittiğimiz yeni doktor yeni bir ilaç başlar diye bekledim, bazen yoğun bakımın kapısında iyi bir haber. Bazen geldi bazense öylece kalakaldım o kapılarda.

Yine bazen postacı güzel haberler getirsin istedim. Bir sınavın sonucunu… Kızımın üniversite sınav sonucunu böyle bekledim mesela. Büyük bir umutla. Geldi de beklediğim haber, bir postacının çantasında değil, cansız bir ekrandan. Ama geldi işte.

Şimdilerde emekli olmayı bekliyorum. Emekli olduğum zaman sanki ne olacaksa! Hayaller hayaller işte. Bir sahil kasabası, deniz ve güneş… Belki bir karavan… Bu hayallere dalarak erteliyorum belki de yapmak istediklerimi. Biraz sonra, belki seneye yaparım diye diye öteliyorum düşlerimi.

Beklediğim şeyleri şartlara bağlıyorum sürekli farkında olmadan. Aslında kafamda sürekli engeller koyuyorum önüne. Gelmiyor diye üzülüyorum sonra beklediğim. Halbuki an bu an, başla yaratmaya. Değil mi?

Bir adım için, başka bir adımı beklemek…

Bazen de hayat öyle yavaş ilerler ki… Sen koşsun, geçsin, bitsin isterken o inadına yavaşlar da yavaşlar. Öyle bir hal alır ki; bir adım atman gerekir ama o adım bir önceki adımına bağlıdır. O da daha öncekine… Yani can sıkıcı da olsa, zor da olsa o adımı atmak zorundasındır. Karardır bu adım. Karar verirsin. Atarsın adımını ve gerisi gelir. Beklediğine adım adım ulaşırsın.

Bazen de şöyle olur. Bir sonuç elde etmek istiyorsundur. Ama o sonuç için yapılması gereken şartlar vardır. Gerçekleştirmeden bir sonrakine varamazsın. Ve sonuca da tabii ki. Tam da böyle bir dönemden geçiyorum şu sıra. Bir an önce sonuca ulaşmam lazım. Ama o sonuç için yine bir sürü tahlil sonucu öğrenmem, bir sürü doktorla konuşmam gerekecek. Sonrasında gelecek olan sonuç da bir önceki paragrafta anlattığım karar verme sürecine götürecektir.

Umarım

Bu seferki beklemek umarım güzel yarınlar getirir bana ve sevdiklerime.

Amcababay derler bizim Tatarlar amcaya. Amca baba yani, baba gibi. İlknur da “baba yarısı” diye anlatmıştı amcasını. Bu seferki bekleyişim O’nun için. Küçükken beni acil kapılarında bekleyen amcam için. Bahçeye bakan pencerede özene bezene taradığı saçlarını sırtına atlayıp bozduğum yakışıklı amcam için.

Umarım senin için güzel haberler alacağım hayattan. Şimdi bu haberi bekliyorum.


Like it? Share with your friends!

1 share
Figen DEMİRTAŞ
Sayılardan ve ünvanlarından sıyrılmış bir emekçi. Hayatın her daim öğrencisi. Kadın, anne ve yazmaya sevdalı bir hayalperest.

0 Comments

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Comments

comments

Powered by Facebook Comments