İZMİR, Deprem, İzmir Depremi Ardından
Otuz Ekim günü yine ulusça yüreğimiz parçalandı. İzmir yöresi çok ciddi bir deprem yaşadı. Yüz on dört insanımızı yitirdik yıkıntılar arasında, yüzlercesi de yaralandı. Binlerce kişi kış burnunu göstermişken evsiz barksız kalıverdi.
Canlı yayınlarla arama kurtarma çalışmalarını izledik içimiz yana yana… Her ‘can’ kurtarıldığında sevindik, nefes aldık; sayıların gitgide artması ise endişelerimizi arttırdı. Depremin büyüklüğünü çoğumuz belki de ancak ölü sayıları artınca algıladı.
Biz bu filmi irili ufaklı versiyonları ile daha önce çok görmüştük. Film her defasında ‘enkaz kaldırma çalışmalarında sona gelindi’ sahnesiyle bitiyordu. Gene öyle bitti ne yazık ki; her türlü görüntü arşivlere gitti ve herkes için yaşam normale döndü. Oradaki insanlar can ve mal kayıpları ile baş başa kaldılar…
Artık olanları unutup evlerimizde rahat edebiliriz! Evlerle, okul ve hastanelerle, insanların girip çıkacağı her türden yapı ile ilgili meraklarımız yine eskisi gibi olacaktır.
Kaç oda, odaları ve salonu geniş mi, manzarası var mı, banyosu güzel mi? Binanın dış güzelliği de önemli; yeterince gösterişli mi, değil mi? Ev alırken ya da kiralarken sadece bunlara baktığımız bir gerçek ne yazık ki…
Deprem güncel haber olduğunda ekranlardan Türkiye’nin fay hatları ile dolu olduğunu; bamya tarlalarına, dere yataklarına bina yapılmasının sakıncalarını; deniz kumu kullanmanın ve kolon kesmenin tehlikeli olduğunu haykıran uzman görüşleri de bir kulağımızdan girip diğerinden çıktı her zamanki gibi… Zaten o uzmanlar da köşelerine çekildiler.
Oysa Artık Akıllanmalıyız!
‘Başımızı sokacak bir evimiz olsun da…’
Bu yaklaşım artık tümüyle terk edilmelidir… Sağlamlığından emin olmadan hiçbir binada oturmamalı; yapılarımızdan en az otomobil alırken olduğu kadar emin olmalıyız.
Zemini, inşaat kalitesi, hangi kontrollerden geçer not aldığı, kısacası yapının KARNESİ asıl incelememiz gereken ayrıntılardır. Odaklanmamız gereken önemli noktalar bunlardır.
Deprem ile ilgili uzmanların uyarılarına kulak vermeliyiz.
Yapıları kullanıma açarken; sağlamlığı, gerçekten dürüstçe ve en ayrıntılı şekilde incelenmeli ve ondan sonra bu izin verilmelidir. Kurumlar arasında eşgüdüm sağlanmalı ve çürük yapılar kısa sürede bertaraf edilmelidir.

Unutmayın;
İnsanları deprem değil, çürük yapılar öldürüyor!
İçeriği #deprem olan yazılarımızdan YAPMAYIN, YETER ! adlı yazımızı da okuyabilirsiniz.
0 Comments