Diyelim ki…
İçimiz yandı, kavrulup küle döndük. Yüreğimiz ağzımızda, içimizde dinmeyen derin bir sızı. Aciz kalmanın acısının tarifi mümkün değil. Sadece bu yangınlar değil, her daim ama her zaman doğa için yazdık, çizdik, söyledik. Durmadan da devam edeceğiz.
Bugünün misafiri ise söz sanatlarının en güzellerinden bir şiire ait. Öyle bir şiir ki, illaki denk gelmişsinizdir. Öyle güzel anlatmış ki yazan; paylaşan her kimse yazarını farklı farklı söylemiş.
İşte gerçek yazarı ile diyelim ki;
Diyelim ki biz öldük, siz kaldınız. Diyelim ki kurudu ormanlar, nehirler, yuvalarında kuşlar. Diyelim ki ateş olup küller üfürdünüz memlekete. Baktınız, kalmamış yakacak tek bir ağaç, sönmeyen ocak, akacak tek damla gözyaşı. Sonra? Geçip ortasına ölümün düğün mü kuracaksınız? Diyelim ki kurdunuz, külden ağaçlar, uçmayan kuşlar, ağıtlar, bu ziftli yaslar sarmışken toprağı mutlu mu olacaksınız? Bize nasip bunca kalp ağrısından size tatlı huzurlar kalır mı dersiniz? Yazık! Davaya ibadet diye diye toprağına ihanet edensiniz. Lakin unutmaz toprak, göreceksiniz. Yakan, yıkan, bozan, ölüm saçan ellerinizden ayırmayın gözünüzü. Onlar boğacak sizi. Yavaş ve acı içinde kesilecek nefesiniz, henüz gelmeden eceliniz.
Hayır yazarı Nazım Hikmet değil. Derya Cesur.
Söz kalpten kalbe köprü kurunca; kıymete binince hep unutulmaz mı emek verenler. İşte Derya Cesur’un kendi kaleminden hikayesi ve kaynağı.
Aşağıda biri usta şair Nazım Hikmet olmak üzere takibini yapamayacağım kadar fazla hesapta fütursuzca paylaşımı yapılan şiir geçtiğimiz seneki Hatay yangınını terör örgütünün üstlenmesi sonrasında içimde yükselen isyanı dışa vurmak için tarafımca kaleme alınmış ve ilk yayın mensubu olduğum Demlik Edebiyat sayfasında 11.10.2020 tarihinde yapılmıştır. Bu sene hali hazırda devam eden yangınlarımız sırasında aynı platformda yeniden yayınlanmasının ardından yaklaşık 600 kere paylaşılmıştır. Bu dolaşım sırasında belki kasten belki de bilmeden farklı isimlere mal edilmiştir. Dileyenler aşağıdaki bağlantıdan ilk yayın tarihine ulaşabilir. Engel olamayacağım bu durumun basılı yayın organlarında tekrarlanma olasılığı nedeniyle bu açıklamayı yapmaya mecbur hissediyorum.Şiirin Nazım Hikmet e yakıştırılması onurumu okşasa da etik çerçevede kalınması taraftarıyım. Herhangi bir sayfada karşılaşma ihtimaliniz nedeniyle bir tür intihalci olduğumu düşünmenizden canım sıkılır
Derya Cesur
İyi ki
Sevgili Derya Cesur,
Birikiyorum ailesi adına teşekkür ederim. Şiir edebiyatın en güzel örneklerinden şüphesiz. Gönlünden gönlümüze gelen bu şiir ise bu acılar için en anlamlısı.. Bilmelisin ki Birikiyorum sayfalarında yerin her daim var ve hazır olacaktır.
Son olarak Demlik Edebiyat sitesine göz atmanızı önemle tavsiye ederim.
0 Comments