Dolly kopyalanan ilk memeli hayvandı ve 14 şubat 2003’te ölmüştü. Peki siz kopyalanmak ister miydiniz? Ya da neleri kopyalıyoruz hayatta?

Şubat takvimi yazımızın hatırlattıklarından biri aslında Dolly. Üç annenin hücreleri kullanılarak döllenen Dolly 5 Temmuz 1996:da doğdu ve 14 Şubat 2003’te akciğer yetmezliğinden dolayı öldü. Dolly ile ilgili bilgileri vikipedide bulabilirsiniz zaten ya da daha da meraklıysanız bilime internette yüzlerce kaynak var. Ama benim anlatacağım kopyalanmış hayatlar.

Dolly gibi kopyalanmak meselesine gelirsek;

Dolly ve kopyalanmak meselesi tıp dünyası için kesinlikle büyük bir adımdı. Bilim adamları için şahane bir gelişmeydi ve sürekli de devam ediyor.

Ama ya siz kopyalanmak ister miydiniz?

Yaptığınız işler, el emeği göz nuru döktüğünüz çamurdan yarattığınız eserinizin aynısını bir başkasının vitrininde görseniz, mesela.

Gecenizi gündüzünüze katarak hazırladığınız rapor, iki masa ötenizde bir başkası tarafından yapılmış gibi anlatılıyorsa…

Ya da tavrınız, edanız taklit ediliyorsa?

Ne hissedersiniz?

Plastik ve rekonstrüktif cerrahına gidip “aynı onun burnu gibi olsun” “dudaklarımı şu şarkıcı kız gibi şişir” ve daha ne talepler sıralıyorsunuz, bir düşünsenize. Halbuki sizin bir biçiminiz var, farklısınız. Doktor bunu söylüyor da aslında ama dinleyen var mı? Yok, kopyalanmak istiyorsunuz. Aynısı olmak.

Ya yazdığınız bir romansa taklit edilen? Yıllarca sürdü belki yazmanız. Sonra onca para, basım ve dağıtım süresince bir sürü insanın emeği. Kopya kitap almak !!! Korsan basımlardan bahsediyorum evet. Yazmaya başladığım ilk günlerde telif konusunda çalışan Nermin Mollaoğlu ile bir söyleşi yapmıştık, hatırlarsınız. O diyor ki; “Korsan Kitap Satanları Dövesim Geliyor.”

Koyun Dolly Gibi Kopyalanmak…

İstemezdim ben hiç. Birinin aynısı olmak fikri. Aynaya baktığımda kendimden başkasını görmek. Örnek alınmak güzel, ilham vermek isterim. Mesela benim gibi olmak isteyebilir benim yaptığım bir işte. Bundan gurur duyarım, öğretirim, yardımcı olurum. Ama benim o işte iyi olmak için verdiğim yıllar, nice çabalar, vazgeçişler, kabullenişler var. O taklit etmek istediği tavırdaki tüm bunlar olmadan bir koyundan ileriye gidemeyecek olmayı kabul etmesi gerekir. Memeli ama düşünemeyen bir hayvan.

Kimse gibi olmak istemem, kimse de tıpkı benim gibi olmasın. Kopyam olmasın yani. Sonuçta taklitler aslını yaşatır, unutmayın. Teksiniz ve tek olmanızla değerlisiniz. Değerinizi kaybetmeyin.

Fotoğraf: İngiltere Bilim Müzesi internet sitesinden alınmıştır.


Like it? Share with your friends!

Figen DEMİRTAŞ
Sayılardan ve ünvanlarından sıyrılmış bir emekçi. Hayatın her daim öğrencisi. Kadın, anne ve yazmaya sevdalı bir hayalperest.

0 Comments

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Comments

comments

Powered by Facebook Comments