Ebru Sanatı – Suya Yansıyan Sanat
Ebru sanatı suyun üzerinde boyaların hareketiyle oluşan, gelenekle kültürü buluşturan bir sanat. Somut olmayan kültürel miras listesindedir. Yoğunlaştırılmış suyun üzerinde renklerin dansı ile ortaya çıkan bir sanat ebru. Geçmişte kitap ciltlerini süsleyen, hüsn-ü hat yazılarının vurgusunu arttıran bir yan dal olmaktan çıkıp başlı başına bir geleneksel sanattır. Unesco Somut Olmayan Kültürel Miras Listesinde yer alan geleneksel Türk el sanatlarındandır.
Kâğıt üzerinde buluta benzer şekiller oluştuğundan Farsça “bulutumsu” anlamına gelen “ebrî” kelimesinden ebru kelimesine dönüştüğü düşünülmektedir. Avrupa’da ise ebruya “Türk kâğıdı” veya “mermer kâğıdı” denilmektedir.

Geçmişten Günümüze Ebru
Ebru sanatı, tarihi Orta Asya’ya kadar dayanır. Ancak bilinen en eski örneği 15.yy da yapılmış olduğu düşünülen eser Topkapı Sarayında sergilenmektedir.
Osmanlı zamanında ihtişamlı günlerini yaşayan ebrunun ilk ustaları Şebek Mehmet Efendi ve Hatip Mehmet Efendi’dir. Bu ustalardan sonra bir süre sessizliğe gömülen ebru, Şeyh Sadık Efendi’nin Buhara’dan Üsküdar’daki Özbekler Tekkesine gelmesiyle 19.yy. sonlarında yeniden canlanır. Daha sonra geleneği devam ettiren ustalar Sadık Efendi, Edhem Efendi, Necmeddin Okyay, Mustafa Düzgünman, Niyazi Sayın, Alpaslan Babaoğlu, Fuat Başar, Hikmet Barutçugil ebru sanatında mihenk taşlarıdır.
Necmeddin Okyay, ilk çiçekli ebruları yaparak bu sanatı geliştirmiştir. Hikmet Barutçugil de literatüre barut ebrusu ve efsun çiçeği olarak geçen desenleri yaparak ebruyu daha da zenginleştirmiştir.

Ebru hazırlığı bir ritüeli andırır.
Ebru malzemeleri kitre, fırça ve boyadan oluşmaktadır. Kitre, birçok alanda kullanılan kıvam arttırıcı geven otundan elde edilen bir sıvıdır. Suyla karıştırılarak boyanın uygulandığı zemini oluşturur. Ebrunun bir diğer püf noktası da boyaların dibe batmaması ve suyun üzerinde iyi açılması için toprak boyaların içine bir miktar sığır ödü konulmasıdır. Kullanılan öd miktarına göre desenin büyüklüğü ayarlanabilir. Ebru yaparken kullanılan fırçalar at kılından ve gül sapından yapılan oldukça özel fırçalardır. Tabii bir de kâğıt seçimi önemlidir. Ebru kâğıdı emici özellikte olmalıdır ki teknedeki desen kâğıda güzelce aktarılsın.
Geleneksel her sanatta olduğu gibi ebru yapımında da usta çırak ilişkisi önemlidir. Ebru yapmadan ön hazırlık yapılması gerekir ki kitrenin, boyaların hazırlanması tecrübe gerektiren çalışmalardır. Ancak bir çırak için bu hazırlıkları öğrenmek ebru yapımından duyacağı heyecanı katlayacaktır hiç kuşkusuz.
Bu sanatın ustaları, tüm hazırlık safhaları ile birlikte ebru yapımı için tekne açmak terimini kullanırlar. Kendi teknesini açamayanın ebru yapıyorum demesine karşı çıkarlar. Bu yüzden tekne açmak eylemi bir ritüeldir.

Her ebru çalışması eşsizdir.
Ebru, teknedeki kitre üzerine boyaların şekillenmesiyle meydana gelen bir sanattır. Boyalar, tarak şeklindeki araçlarla veya biz denilen çubuk yardımıyla desene dönüşür. Teknede oluşan desenin üzerine kâğıt yerleştirmek bir sonraki aşamadır. Desen kâğıda işledikten sonra kâğıt yavaşça kenarından çekilir. Ebru artık kâğıttadır.
Desenlerin pek çok adı vardır: Battal, şal, dalgalı, gel-git ebru gibi. Battal, ebrunun temel desenidir. Kolay bir iş gibi görülebilir ancak boyaların yüzeye eşit aralık ve büyüklükte düşmesi, battal ebrunun güzelliğini ortaya çıkartır. Bu sebeple battal desenin bu işin okulu olduğunu söylemiş ustalar.
Tabii çiçek desenleri de her geleneksel sanatta olduğu gibi ebru sanatında da önemlidir. Gül, karanfil, sümbül, lale, menekşe, papatya, gelincik… Hepsinin ayrı bir anlamı ayrı bir güzelliği vardır.

Geleneğin gelecekle buluştuğu alandır.
Ebru geleneksel olarak kâğıda yapılsa da günümüzde tekstilden porselene birçok malzemeye uygulanmaktadır. Sanatçı Zeynep Orhan’ın geçmiş yıllarda hazırladığı sergiden görüntülerde örnekler görebilirsiniz.
Tek bir damlanın suyun üzerinde bir desene dönüşümünü izlediğimiz kuşaktan kuşağa aktarılan geleneksel bir sanattır. Sabır ve sükûnet gerektiren ebru, aynı çini sanatında olduğu gibi yapan kişiye ruhsal bir zenginlik kazandırır. Bu yüzdendir ki terapi çalışmalarında sıklıkla kullanılan bir sanattır.
Geleneğe ve bilgi aktarımına dayanan ebru sanatı, kültürel miras yoluyla gelecek nesillere aktarılmaya devam edecektir.
0 Comments