
Kırım Sürgünü Hala Kanayan Yara
Kırım Sürgünü günümüzde bile hala kanayan bir yara. 400 bin insan vatan toprağından sürülerek soykırıma uğramışlardır. Saygıyla anıyoruz.
Bu sürgün; Josef Stalin’in emriyle alınan Sovyet hükümeti kararıyla 18 Mayıs 1944 tarihinden başlayarak Kırım Tatarlarının Özbekistan e Sovyetler Birliği’nin diğer bölgelerine sürgün edilmesidir. Sovyetler Birliği’ne ihanet ile suçlanan halkın askerleri aslında Rusya ordusunda savaşıyordu.
Yüzyıllardır kendilerine vatan ettikleri Kırım’dan koparılan 400 bin insan yaşlı, çoluk, çocuk demeksizin bir gece yük vagonlarına doldurularak sürgüne gönderildiler. Hem de bir gece ansızın kapıları çalınarak. 20 günden fazla sürdü bu acı yolculuk. Açlık, susuzluk, bulaşıcı hastalıklar gibi nedenlerle bu sürgün yolculuğunda neredeyse yarısına yakını öldü. Bu gözyaşı ve ölüm dolu yolculuk 195 bin Tatarın ölümüyle sona erdi. O kadar kararlılardı ki Tatarların Kırım’daki sonlarını getirmeye unutulan bir köydeki halk gemiye dolduruldu ve gemi Karadeniz’in kapkara sularında batırıldı. Kalanlarsa eğitimlerine ya da fiziksel güçlerine bakılmadan işçi olarak çalıştırıldılar.
TRT Avaz kanalında yayınlanan Kırım Tatar Sürgünü Belgeseli‘nde de ne acılar yaşandığına şahit olabilirsiniz.
Bir sürgünden öte aslında bir soykırım olduğunu haykırıyorlar dünyaya. Hala dönem dönem Ukrayna ile Rusya arasında yaşam mücadelesi veren halk tanınmak istiyor. Oysa yeni yasaklar ve yıldırmalarla Kırım halkı yeni bir sürgünden korkar haldeler.
Kırım halkı ile ilgili iki film uluslararası alanda dikkat çekmeyi başarmıştı. İlki Khaytarma ikincisi Kırımlı. İzlemenizi tavsiye ediyoruz.
Ant Etkenmen Kırım Marşı. Sözleri Numan Çelebi Cihan tarafından, Kırım Tatarcası’nın Nogay Lehçesi’nde 3 kıtalık bir şiir halinde yazılmıştır. Yaşanan acıyı hissedebilmek için dinleyelim ve sözlerini de okuyalım.
Kırım Marşı
Ant etmişim milletimin yarasını sarmaya,
Nasıl olur da, iki kardeş birbirini görmesin?
Onlar için üzülmesem, kaygılanmasam, yaşasam,
Gözlerimden akan yaşlar derya deniz kan olsun!
Ant etmişim şu karanlık yurda ışık saçmaya,
Nasıl olsun bu zavallı kardeşlerim çürüsün?
Bunu görüp bunalmazsam, üzülmesem, yanmasam,
Yüreğimde kara kanlar kaynamasın, kurusun!
Ant etmişim, söz vermişim millet için ölmeye,
Bilip, görüp milletimin gözyaşını silmeye.
Bilmeden, görmeden bin (yıl) yaşasam, kurultaylı han olsam,
Gene bir gün mezarcılar gelir beni gömmeye…
Ben de bir Tatar kızı olarak Kırım Sürgünü sırasında vatansız kalmış tüm Kırım Tatar halkını saygıyla anıyorum. (Hazırlayan; Figen DEMİRTAŞ)
Ey Güzel Kırım türküsünü 400 bin insanın anısına dinliyoruz.
Önerilen yazı
Yahudi Soykırımı mı? Soykırımların tamamı mı?