Kötülük Dünyada Değil, Kişinin Yüreğindedir.

García Márquez 

---

“Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.”

Gabriel Garcia Marquez (Kırmızı Pazartesi)

Kütüphanemi düzenlerken kitaplarımı tek tek elden geçirme şansım olduğu için çok mutluyum. Her kitap kendi ağırlığının yanında bana ait anıları taşıdığı için üzerinde düşünmemi sağlıyor. Güney Amerikalı yazarlar ve şairler ile ilgili düşüncelerimi beni tanıyanlar bilir. Yazım ve anlatım tarzlarından büyülenirim. Çevirileri bile bu kadar muhteşem ise orijinal dili olan İspanyolca ’da kim bilir nasıl güzeldir… Gabriel García Márquez (1927 – 2014) favorilerimden doğal olarak. Bunu anlamak çok kolay aslında. Sadece bu yazara ait 10 adet kitaba sahibim. Hepsi birbirinden değerli…

Kolera Günlerinde Aşk | Benim Hüzünlü Orospularım | Yüzyıllık Yalnızlık | Kırmızı Pazartesi
| Yaprak Fırtınası | Mavi Köpeğin Gözleri | Şili’de Gizlice | Anlatmak İçin Yaşamak | Bir Kayıp Denizci | Albaya Mektup Yok

---

Büyülü Gerçekçilik tanımını Márquez ile öğrendim.

 ( Büyülü Gerçekçilik, bir tür edebi gerçekçiliktir ve gerçekçilikte akılla çözümleyemediğimiz, büyülü olarak adlandırıp geçiştirdiğimiz olayları kapsayacak biçimde kurgusal gerçekliği genişleten bir gerçekçiliktir. Vikipedi)

Bu anlatı kurgu türüyle ilişkilendirilen ve Latin Amerika yazısını canlandıran bir Kolombiyalı yazardı Márquez. Diğer adıyla Gabo…

“100 Yıllık Yalnızlık” ve “Kolera Günlerinde Aşk” gibi romanları ile 1982’de Nobel edebiyat ödülünü kazandı.

Gabo…

Gabriel José de la Concordia García Márquez (Gabo) 6 Mart 1927’de Kolombiya’nın Karayip kıyılarına yakın Aracataca kasabasında doğdu. 12 çocuğun en büyüğüydü. Babası posta memuru, telgraf operatörü ve gezici eczacıydı. Ailesi iş için başka bir şehre taşınınca, García Márquez, büyükanne ve büyükbabası tarafından büyütüldü. Büyükbabası, Kolombiya’nın Bin Gün Savaşı sırasında liberal bir aktivist ve albaydı. Büyükannesi ise batıl inançları seviyor, sihire inanıyordu. Ve torununun kafasını batıl inançlar ve halk hikâyeleri, dans eden hayaletler ve ruhlarla doldurdu.

1973’te Atlantik’te yayınlanan bir röportajda García Márquez, her zaman bir yazar olduğunu söyledi. Elbette, gençliğinin tüm unsurları, Şilili şair Pablo Neruda’nın, Cervantes’in “Don Kişot”uyla karşılaştırdığı, tarih, gizem ve siyasetin bir karışımı olan García Márquez’in kurgusunda iç içe geçmişti.

García Márquez bir Cizvit kolejinde eğitim gördü ve 1946’da Bogota Ulusal Üniversitesi’nde hukuk okumaya başladı. “El Espectador” dergisinin editörü, Kolombiya’nın yetenekli genç yazarları olmadığını belirten bir görüş yazısı yazdığında, García Márquez ona kısa öykülerden bir seçki gönderdi ve editörü “Mavi Köpeğin Gözleri” olarak yayınladı.

 Gazeteci, Araştırmacı, Muhabir…

Kısa bir başarı patlaması, Kolombiya cumhurbaşkanı Gaitan’ın öldürülmesiyle kesintiye uğradı. Takip eden kaosta Márquez, Karayipler bölgesinde gazeteci ve araştırmacı muhabir olmak için ayrıldı. Bu asla vazgeçemeyeceği bir rol oldu.

1954’te García Márquez, Kolombiya Donanması’na ait bir destroyerin enkazından kurtulan bir denizci hakkında bir haber yayınladı. Ortaya çıkan skandal, García Márquez’in kısa öyküler, haberler ve dergi raporları yazmaya devam ettiği Avrupa’ya sürgün edilmesine yol açtı. 1955’te ilk romanı “Yaprak Fırtınası” yayınlandı. Yedi yıl önce yazılmıştı ancak o zamana kadar bir yayıncı bulamamıştı.

Márquez, 1958’de Mercedes Pardo ile evlendi ve beraberinde iki çocukları oldu.

García Márquez, ülkesini ele geçirmekte olan şiddete duyduğu öfke ve hayal kırıklığının bir sonucu olarak yetişkin yaşamının çoğunu Kolombiya’da sürgün geçirdi. Ömür boyu sosyalistti ve Fidel Castro‘nun yakın arkadaşıydı: Havana’da La Prensa için yazdı. Solcu eğilimleri nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri’ne turist vizesi defalarca reddedildi. Ancak evindeki aktivistler tarafından da komünizme bağlı olmadığı için eleştirildi. ABD’ye ilk ziyareti, Başkan Bill Clinton‘ın yaptığı bir davetin sonucuydu.

1975’te Şili’de diktatör Augustin Pinochet iktidara geldi ve García Márquez, Pinochet gidene kadar asla başka bir roman yazmayacağına yemin etti. Pinochet zorlu bir 17 yıl boyunca iktidarda kalacaktı ve “Chronicle of a Death Foretold“, çocukluk arkadaşlarından birinin korkunç bir şekilde öldürülmesinin yeniden anlatıldığı 1981’de yayınlandı.

1986’da, 50 yılı aşkın bir süredir tanışan ancak bir daha bağlantı kurmayan iki talihsiz aşığın romantik bir öyküsü olan “Kolera Günlerinde Aşk” yayınlandı. Başlıktaki kolera, hem hastalığı hem de savaşın en uç noktasına götürülen öfkeyi ifade ediyordu.

1999’da Gabriel García Márquez’e lenfoma teşhisi kondu. Sonra yavaş yavaş bunamaya başladı ve 17 Nisan 2014‘te Mexico City’de öldü.

García Márquez, unutulmaz düzyazı eserlerine ek olarak, Latin Amerika edebiyat sahnesine dünyanın dikkatini çekti, Ayrıca Havana yakınlarında bir Uluslararası Film Okulu ve Karayip kıyılarında bir Gazetecilik Okulu kurdu.