Güçlü kadın, istikrar, başarının yolculuğu bu masada.
Zeytin ağacının kökleriyiz biz. Her dalın içinde filizlenen, güçlü kadınların timsali olmaya söz vermişiz. Açın ellerinizi uzatmaya geliyoruz zeytin dallarını. Bir güvercinin kulağına fısıldayıp barışı uçuruyoruz sonsuzluk diyarına. Bu diyar bizi masanın birer üyesi yapıyor. Her şeyden önce, bir çiçeğin suya ihtiyacı gibi; bizi sizin düşler bahçenize getiriyor. Çünkü siz bizim köklerimize su verdikçe beslenip, büyüyüp, birikeceğiz.
Gülüşümüzde saklı umudumuz, yorgunluğumuz ama asla vazgeçmeyişimiz. Peki biz kimiz? Yelkenine bir avuç umudu sığdırmış bir güvertenin yolcuları.. Bu yolculukta eksilmeyen gücümüz, istikrarımız ve sonsuzluğumuz ile geminin dümenine geçiyoruz. Ne fırtınalardan, gelgitlerden geçti bu gemi. Tam batacağımızı hissettiğimiz an kelimeler kurtardı bizi. Gülüşlerimiz oldu can yeleklerimiz ve hiç beklemediğimiz bir an da tekrar açık denizlerde bulduk kendimizi. Çünkü bir yolumuz; bu yolda ise dostluğumuz vardı. Bizi, size ulaştırmaya çalışan bir amacımız.
Şimdi ise Birikiyorum ‘un güvertesinden size geliyoruz. Kalplerinize demir atma tutkusuyla. Rıhtımın eskimiş iskelesinden bir merhaba. Dahası bu merhaba sana ait. Çünkü sen selamladıkça sevgili okur, o merhaba hiç bitmeyecek.
İstikrar hayallerimizin başlangıcıydı.
Farkına vardığımız o an yazmaya başladık her birimiz. Hastanede, mutfakta, ofiste, durakta, okulda, bankta… Mekan fark etmeksizin düşlerimizde ki kelimeleri dökmeye başladık bazen bir kağıt parçasına, bazen de telefonun notlar kısmına. Zordu başlamak çünkü atfedilen sıfatlarımız vardı. Öğrenci, öğretmen, anne, tekniker, müdür, hemşire, aşçı… Ne çok kimliğe bürünmüşüz fark etmeden, ne çok düşüvermişiz size ulaşmak için. Ama tek bir umudumuz varmış size ulaşmak, ulaştıkça çoğalmak.
Hayat bize kendi yükünü yüklerken biz olabilmeyi bu masada öğrendim ben. Geçmişin ziyan olmadığını. İstikrarın yolumda açan çiçekler içinde beni bir adım daha size yaklaştırdığını, bu güzel; güçlü kadınlarla öğrendim ve öğrenmeye devam edeceğim.
Bir iki yorum masası
İlknur ablanın dünya tatlısı bebeğini emzirirken aynı zamanda hayallerini anlatışında ki yıllarca yapmış olduğu müdürlükten dolayı cümle vurgularına bile yansımış olması beni mest etti. O kadar naif ve kendinden emin, güler yüzlü bir tavrı vardı ki; sanki yolun başındaymış gibi kendini keşfetmeye çalışıyordu. Bizimle konuşurken bile bazen dalıp gitmesi, o an bile içinde biriken sözcükleri yazma isteğini hissettiriyordu bana. Güç buluyordum O’nu izlerken; istikrarın vücut bulmuş hali gibiydi. Sabırsızlıkla yeni yolculuklarını bekliyorum. Her yolculuk bir başlangıcın zaman içinde ki düzeni ile var olur. Kendi zamanınıza göz atmak için sevgili İlknur ablanın bu yazısını okumanızı tavsiye edeceğim Zaman Ver
Kübra şef, ah o portakallı ekmek tarifini anlatırken bile yediğimizi sandığımız an. Gözlerinin içi gülüyordu yeni tarifler vermek için. Yeni bir çikolata kaplı ekmek yapacakmış. Mutluluğun damak da vücut bulmuş hali gibi anlattı bize. Umarım hayatın sana getirdiği tüm mutluluklar; yaptığın tatlılar gibi bal şekerli olur ve gülümsemende ki o ışığın devamını hep birlikte izler O muazzam tatlarını tüm güçlü kadınların mutfağında görürüz. Kübra şefin o yemeden ağızda tat bırakan tarifine buradan bakabilirsin sevgili okur. Portakallı Ekmek
Figen abla, senin bir çocuğa iğne vururken onun ağlamasına gözlerinin dolabileceğini hissediyorum. Bu denli hassas olup, bir o kadar da tez canlı olman; sana nasıl yetişsem diye düşündüm bir an. Heyecanın tutkun beni mest etti. Sanki sıfırdan yazmaya başlıyormuşsun gibi bir tutku vardı gözlerinde. Aklından geçenleri her yazında okuma hevesiyle sabırsızlıkla bekliyorum. Gücün içimizde başladığını gösteren bu yazı okumaya değer. Güçlü olmak mı? Olağan mı her şey?
Merhaba sevgili okur.. Bugün bir iki yorum masasından merhaba.
Zeytin ağaçlarının kökleriyiz biz. Açın ellerinizi, uzatmaya geliyoruz zeytin dallarını.
Bir güvercinin kulağına fısıldar gibi merhaba,
Güçlü kadınlarla, Birikiyorum ‘un güvertesinden kalplerinize demir atma tutkusuyla geliyoruz.
Hiç bitmeyecek; sevgili okur, sana ait merhaba.
5
5
4.5