1960 yılının 22 Mayıs tarihinde sonsuza giden büyük resim üstadı İbrahim Çallı ‘yı anma etkinliğimizin haricinde; bir de eserleri ile “AnıYorum”
İbrahim Çallı

Ressam ve eğitmen olarak Türk resminin öncü isimlerinden biridir. Sanayi-i Nefise Mektebi’nde Osman Hamdi Bey’in öğrencisi olmuş olan Çallı, Paris’te de eğitim görmüş. 1914’te yurda döndükten sonra hocalığa başlamış ve 1947 yılında emekli oluncaya kadar Güzel Sanatlar Akademisinde devam etmiştir.
1914 kuşağının temsilcisi olarak Çallı empresyonist resim anlayışına sahiptir. Resimlerinde kullandığı ışık, renk ve hareket, seyrek fırça darbeleriyle birleşince incelikli çalışmalar ortaya çıkmıştır.


Manolyalar
İbrahim Çallı’nın bilinen eserlerinden biridir. Bu eserde kullandığı renk skalası ve ışık, çiçeğin canlılığının izleyiciye geçmesini sağlamakla birlikte yaşamsal bir tutkunun izlerini aktarmaktadır.
Portreler

İbrahim Çallı, Atatürk’ün portresini birçok defa ve başarılı bir şekilde yapan ressamlardan biridir. Devlet ve özel çeşitli koleksiyonlarda bilinen 15 adet Atatürk portresi bulunduğu gibi bilinmeyenler de olduğu düşünülmektedir.
En ünlülerinden bir tanesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde bulunan 1935 tarihli olandır. Müzenin açılışında bu portreyi gören Atatürk ‘Fena değil, ama bunun gözlerinden biri sağa, biri sola bakıyor o neden?’ diye sorunca Çallı, ‘Paşam, siz hem sağı, hem solu, hem de uzağı gören insansınız. İmkânım olsaydı bir de arkaya baktırırdım.” diye cevaplamıştır.
Çallı yaptığı portrelerde Cumhuriyet dönemi kadının şık ve güçlü duruşunu tuvaline yansıtmıştır. Modellerin karakterleri yüzlerinden okunurken arka plandaki yumuşak fırça darbeleri empresyonist izler taşımaktadır.
Hasene Cimcoz Portresi Balkonda Oturan Kadınlar

Zeybekler
İbrahim Çallı, Cumhuriyet döneminden sonra Kurutuluş Savaşı ve devrimlerle ilgili resimler de yapmıştır.
Bunlardan biri de Zeybekler isimli tablosudur. Ankara Etnografya Müzesi açılışında sergilenen bu eseri gören Atatürk “Biz Kurtuluş Savaşı’nda ekmek zor buluyorduk, açtık, senin resimdeki atlar nasıl da semirmiş böyle” der. Bunun üzerine Çallı, boya ve birkaç fırça darbesiyle atı bir deri bir kemik haline getirir. Zeybekler tablosu Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nde sergilenmektedir.

İbrahim Çallı eserleri hakkında şöyle demiş.
“Hayatımda yaptığım resimler hep eğri büğrü, tuhaf renkli şeylerdi. Nedense bunlar çok beğenildi, mesele cesaret ve bir defa başlamaktır”
Sanat tutkusu ve yaşam biçimiyle sıcak ve nüktedan kişiliği ile öğrencilerinin resim eğitiminde etkili bir hoca olmuştur.
22 Mayıs 1960’da ölen Çallı, yaşadığı döneme hem ressam hem de eğitmen olarak damga vurmuş biridir.
Öyle ki 1914 kuşağı onun adıyla anılarak Çallı kuşağı olarak da bilinir. Renkleri ve ışığı ustalıkla kullanan ressam, döneminin ve çağdaş Türk resminin öncülerinden olmuştur.
0 Comments