Bu yazımda hepimizin çokça kullandığı, son zamanlarda çokça moda olmuş bazı kavramlardan bahsetmek istiyorum. Belki bir tanede kalırız belki de bir kaç tanesine dokunuruz, artık yazı bizi nereye götürürse. Ama mutlaka ”Kendin Olmak” tan bahsedeceğiz. En çok takıldığım ve tamamen yanlış anlaşıldığını düşündüğüm bir kavram.
Daha neler yok ki;
Anı Yaşamak, Geçmişi Unutmak, Vazgeçmek, Değer Verme Değersiz Olursun, Çok Seven Çok Acı Çeker, Az Veren Candan, Her Şeyin Bedeli var, Önce Kendini Seveceksin…..
O kadar çok ki bu sözler, cümleler bütün yazıyı sadece bunlarla bitirebiliriz. 🙂 Kendin Olmaktan başlayalım.
Kendin Olmak
Bence kendin olmak her durum ve şartta sahip olduğumuz duyguların farkında olmak. Ayrıca bunları yaşayarak, yapmak istediğimiz şekilde bir duruş sergileyebilmek. Aslında önce kendimize dürüst davranabilmek. Bu sayede çevremizdeki insanlara da bizi doğru tanıma fırsatı vermiş olmak. Yazması kolay olsa da kendin olabilmek o kadar kolay bir şey değil.
Birçok kişisel gelişim uzmanı bu kavramın üzerinde o kadar çok durdu ki, insanlar doğal olarak kendilerine şu soruyu sordular;
Ben kendim değil miyim ?
Doğduğumuz günden itibaren bir sistemin içine giriyoruz. Bu sistemde akrabalar, komşular, arkadaşlar vs. … Bununla birlikte sistemin sana getirdiği politik ve ideolojik şeyler de var. Bu noktada sen kendin değilsin sistemin bir parçasısın. Sonra okudun, yazdın farklı insanlarla tanıştın, farklı çevrelerde bulundun. Ve fark ettin ki senin bulunduğun sistem gibi yüzlerce sistem var. 🙂
Sevdin, aşık oldun, ihanete uğradın, kazıklandın, yalan söyledin…
Bunlarla birlikte anladın ki bulunduğun çevrede sana doğru diye dayatılan bir çok şey aslında yanlışmış. İşte bu farklılıkları görüp anlamaya başladığın anda kendin olmaya başladın. Tabii her zaman bunu kabul etmek o kadar kolay olmadı. O doğru bildiğimiz bir çok yanlışın en büyük savunucuları da olmuş olabiliriz zamanında.
”Burada bir parantez içi her öğrendiğimiz şeyde yanlış değil tabii. Aileden, çevreden ve sistemden öğrendiğimiz bir çok doğru var.”
Hepimizin kullandığı bir söz var;
”Ben kendimi bildim bileli böyleyim.” Keşke kendini ne zaman bildiğini de bilseydin. 🙂
Kendin olmanın nasıl bir şey olduğunu az buçuk anlattım sayılır. Peki kendin olmadığında neler oluyor. Buradan yola çıkarak da tekrar kendimizi bulma şansımız var. (Ayrıca sevgili yazarımız Cüneyt Gültakın’ın Kendimi Biliyorum yazı dizisini okumanızı önemle tavsiye ederiz.)
Kendin Olmadığında Neler Oluyor
Kimseye hayır diyemiyorsun;
Çok tuhaf bir şey değil mi? Bazen kendini üzme pahasına insanları kıramıyorsun. Her defasında kırılan sen oluyorsun. Katılmak istemediğin davetler, yemek istemediğin yemekler, izlemek istemediğin filmler. Okeyde bir kişi eksiğiz gelmezsen oynayamayız cümleleri. Onlarla olmaya mecbur hissediyorsan ve o zaman diliminde kalitesiz zaman geçirdiğini düşünüyorsan kendin olamamışsın demektir. İşte kendin olamamak psikolojik olarak boyunduruk altında yaşamak bundan ibarettir. (Önerilen kitap)
Dışa Bağımlı Yaşıyorsun;
Bu insanlar yaptıkları her şeyi çevresindekilere göstermek için yapıyorlardır. Giyildikleri kıyafetleri, aldıkları aksesuarları, okudukları kitabı ve daha aklınıza gelebilecek her şeyi etrafındaki insanlılarla paylaşıyorlar. Aklınıza Instagramda paylaşılan hikâyeler geldi değil mi? 🙂 Yani bu insanlar kendisini tanısın tanımasın yaptığı her şeyi başkaları için yapıyorlar. Birilerine kendini kabul ettirmeye birilerine kendini beğendirmeye çalışıyorlar. Kabul etsek de etmesek de bunun adı modern kölelik.
Nasıl Kendimiz Olabiliriz?
Dışa bağımlı yaşamak yerine motivasyonumuzu içten sağlayarak. Birileri öyle istiyor diye değil, sen istedin diye öyle davranmalısın. Kendini sevmelisin, eksikliklerini bilmelisin ve bunları değiştirmenin de senin elinde olduğunu. Çünkü herkesin eksiklikleri var ve bu bir kusur değil. Önemli olan bunların farkında olup, kendini bu yönde değiştirebilme gücünü kullanmak. Yani bu eksiklikleri kabul edip değiştirebilme cesaretini göstermen gerekecek. Bulunduğun konfor alanından çıkman gerekecek. Gerçek mutluluk için bunu yapman gerekiyor.
”Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’‘, modundan çıkmak gibi. Yani sözün özü ”kendini kendin için sevmelisin”.
Ruhuna iyi gelen şeyler için, sana vizyon katan bir insan için, değer gördüğün mutlu olduğun yer için konfor alanından çıkmalısın.
Dışa bağımlılık ve içe bağımlılık kavramlarını yeterince açıkladığımı düşünüyorum. 🙂
İkili İlişiklilerinde Nasıl Kendin Olursun?
Bunu ilk kuralı birey olmaktan geçiyor. Arkadaşının, eşinin, sevgilinin mutluluğundan önce senin nasıl mutlu olabildiğin önemlidir. En son kendi mutluluğun için hangi adımı attın? Bunu biraz düşün! Elbette insanlara değer vereceksin önemseyeceksin. Ama bunu karşı taraf seni sevsin, sana değer versin, seni onaylasın diye yapmayacaksın. Bu hayat senin ve senin de bunu istediğin gibi yaşama hakkın var. Kendin olmakla ilgili sana sözüm;
”Hayatın için bir karar ver ve bu karar senin kararın olsun.”
Evet sadece Kendin Olmayı anlatmaya çalışırken yazının sonuna geldik. Artık diğer klişe kavramları da başka yazılarda anlatmaya çalışılırız. Bu yazıyı Steve Jobs’ın çok güzel bir sözüyle bitirmek istiyorum.
”Vaktiniz sınırlı, bu yüzden başkalarının hayatını yaşayarak israf etmeyin. Kendi yaşamınızın mimarı olursanız, hep mutlu yaşarsınız.”
Steve Jobs
Bu da benim size son sözüm olsun;
”Kendi hayallerinizin peşinden koşarsanız, er ya da geç mutluluğu hiç kaybetmemek üzere yakalarsınız.”
Bazı hayaller gerçek olmayı çok hak ediyor ,değil mi?
Haftaya bam başka bir konuda görüşmek üzere, mutlu kalın, kendiniz olun :)……….