Merhaba !
Bugün sitemiz için pek alışık olmadığımız bir konudan bahsedeceğiz size; Kırkpınar Yağlı Güreşleri… 2022 yılında 661. yapılan, hatta bugün final müsabakaları yapılacak olan bu büyük gelenek, aynı zamanda “UNESCO somut olmayan kültür mirası” listesinde yer almaktadır.
Sitemizin yazar kadrosu genelde kadın ağırlıklı olduğundan bu konuyu irdelemek bana düştü!
Şimdi yağlı yağlı iri yarı adamların çayırda birbirlerini devirmeye uğraşması niye ilgimizi çeksin demeyin. Bakın Unesco’nun bile ilgisini çekmiş somut olmayan kültür mirası listesine almışlar !
Şaka bir tarafa, sportif anlamının dışında 660 yılda oluşmuş, Osmanlı’dan günümüze hayatımızda kullandığımız birçok geleneğin yanında, kendine ait birçok ögeyi de içinde barındıran büyük bir toplumsal organizasyondur Kırkpınar.
Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali
Tarihi boyunca Edirne’de yapılan güreşler, Cumhuriyetle birlikte Edirne Sarayiçi bölgesinde yapılmaya başlanmış ve hala burada yapılmaktadır. Geleneksel yağlı güreş turnuvası her sene haziran ayının sonu ve temmuz ayı başında düzenlenir. Cuma günü başlayıp üç gün süren turnuvada, yiğitler er meydanında mücadele eder.

Festivalin son günü, aynı zamanda şampiyonların belirlendiği final günüdür. Her kategoride birinci, ikinci ve üçüncü belirlenir. Bu kategorilerin en önemlisi ise Başpehlivanlıktır.
Pehlivan, pehlivan…

Pehlivanlar kıspet denilen hayvan derisinden yapılmış (kapri benzeri) bir kıyafet giyer. Ama paçalarını sicim ile sıkıca bağlar ki rakibi paçasından yakalayıp oyun alamasın.

Oyunlar dışında güreşçi kıspetini Zembil denilen sazdan yapılmış bir torbada taşır. Ayrıca pehlivan güreşmeyi bırakınca zembilini duvara asar. Böylece herkes onun güreşmeyi bıraktığını anlar.
Şimdi gelelim kurallara;

Pehlivanların yağ ve su ile vücutlarını kaygan hale getirerek rakibin işini zorlaştırması ise bu oyunun diğer bir özelliğidir. Oyunların birçok ritüeli gibi bunun da bir ritüeli vardır. Mesela rakipler birbirlerinin sırtlarını yağlarlar.
Hanımların en çok ilgisini çekecek kısma gelelim. Yağlı güreşler müzik eşliğinde yapılan ender sporlardandır. Müzik hiç susmaz. Davul ve zurnada Kırkpınar’a has bir melodi vardır ve güreşin gidişatına göre ritim değişir. Büyük bir ustalık gerektiren bu iş, genelde aile geleneği ile babadan oğula geçen müzisyenler tarafından icra edilir.
Peşrev ve Cazgır
iki yiğit çıktı meydane, her ikisi de birbirinden merdane…
Güreşin başlangıcında, aynı zamanda ısınma hareketleri işlevi gören peşrevden, cazgırın söylediği manilere kadar, her uygulamanın derin ve yıllar içinde oluşmuş manevi anlamları vardır.

Peşrev’de rakipler birbirlerine saygılarını ifade etmenin yanında aynı zamanda rakiplerinin güçlerini de yoklarlar.

Cazgır ise (Salavatçı da denir) günümüz tabiriyle pehlivanları gaza getirme işlevini görür.
Cazgırlıkta da bir usta çırak geleneği vardır. En önemlilerinden biri Edirne Ayşe Kadın Cami imamı Sadık Hoca’dır.
(2020 yılında 74 yaşında covid sebebiyle vefat etmiş başcazgırlardan Pele Mehmet lakaplı Mehmet Tura’yı görseli ile tekrar anmış olalım)
Güreşler hep cuma namazından sonra Mevlit okunması(Selimiye Camii’nde) Sarayiçinde cazgırın duasından sonra, alt kategori güreşleri ile başlar.
Bir de ağalık vardır tabii. Kırkpınar Ağası bütün organizasyonu sağlayan, güreşlerin geleneklere uygun yapılması ve gelen misafirlerin ağırlanmasını organize eden o yıl ki güreşlerin ev sahipliğini yapan kişidir. Yani bir nevi sponsordur. (1969 yılı ağası Gazanfer Bilge‘dir) Fakat artık organizasyon çok büyüdüğünden, bu işlerin çoğunu belediyeler üstlenmiştir.

Ağa’nın diğer önemli bir görevi de halkı ve protokolü güreşlere davet etmektir. Bunu da protokole kırmızı dipli mum götürerek ya da eskiden köy kahvelerine kırmızı dipli mum asarak yaparlarmış. Kırmızı dipli mum deyimi bu gelenekten gelir.
Gelelim Kırkpınar Yağlı Güreşlerindeki büyük ödüle;
Altın Kemer!
1960 yılından beri verilen altın kemer yaklaşık bir buçuk kilogram ve 22 ayar altından yapılır. Ama başpehlivan olunca hemen sizin olmaz, bir yıllığına emanetçisi olursunuz. Ancak 3 yıl üst üste kazanırsanız sahibi olabilirsiniz.
Maddi ödülün yanında; bu spora gönül vermiş gençlerin başpehlivanlık hayali için hayatlarını adadığı, çok zorlu yollardan geçip büyük fedakarlıklar yaptığı gerçeği, ödülün anlamını daha da katlıyor.

Hazır yeri gelmişken, kemerin iki tanesine birden sahip olan tek pehlivan (hemşehrisi olmaktan gurur duyduğumuz) Ahmet Taşçı‘dır. Kendisini saygıyla selamlıyoruz. (Aslında kendisi 9 kere başpehlivan olmuştur.)
Bu büyük pehlivanın boğalarla antrenman yaptığına dair rivayetler vardır!
Yeteneğin yanında güç, sabır, fedakarlık gerektiren bu spor büyük bir adanmışlık da istiyor.
Yani okuyucularımız yağlı güreş deyip geçmeyin. Altında büyük bir kültür birikimi, gelenek, görenek ve ekonomik öge barındıran bu spor iyi ki bize ait. İyi ki bizim topraklarımızda…
Meraklılarının sabırsızlıkla beklediği, iple çektiği finaller bugün!
Vaktiniz olursa TRT’den, imkanınız olursa (şimdi yada seneye) Sarayiçinden izleyin. Ama her koşulda bu büyük kültür mirasına sahip çıkın!
Edirne’yi gezin, yaprak ciğeri mutlaka deneyin, Selimiye’de Namaz kılın, dönerken (bulabilirseniz) boğma rakı alın…
Çünkü bunların hepsi bizim!
Kültürümüzden başka geriye ne kalacak ki!
Son olarak Evliya Çelebi’nin aktardığı Kırkpınar duası ile bitirelim…
"Allah Allah,Hoca-i alem, Seyyid-i kainat ve Mu'ciz-i mevcuat, Pür Kemal Cemal, Muhammet Mustafa'ya salavat, Engürü'de er yatar, Rumda Mehmet Buhari sarı Saltuk, Ton giyer."
Çayırda güreş tutan tüm pehlivanlarımıza başarılar diliyoruz…
Saygılar…
Edirne Belediyesi | Edirne Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali
0 Comments