Magna Carta Libertatum yani Büyük Özgürlükler Sözleşmesi. 1215 yılından, İngiltere’den günümüze ışık tutan tarihi bir belge. Günümüze yansımalarını sözleşmeyi yeniden hatırlatarak kaleme alacağım bugün dilimin döndüğünce.
Tarihe bakmak geleceği planlamak açısından en öncelikli yapılması gereken. Bazen Müze / Ören Yerleri bazense damga vuran isimlerle bakıyoruz tarihe. Bu kez sayfalarımıza çok büyük bir anlaşmayı konuk etmek istedim.
Magna Carta Libertatum
Bu Büyük Ferman’la ilgili detaylı bilgilere iki internet sitesinden ulaşabilirsiniz. İlki British Library, ikincisi History. Ama ben yine de sizler için bazı sorularla başlıklar halinde özetledim.
Ne zaman, nerede?
15 Haziran 1215 tarihinde, İngiltere’de sorumuzun cevabı. Hatta kaynaklarda Thames nehri yakınındaki Runnymede çayırı ya da Windsor ve Stanes düzlüğü olarak belirtilmiştir.
Taraflar kimler?
Her anlaşmada, sözleşmede taraflar vardır. Magna Carta Libertatum’da da öyle. Papa III. Innocentius, Kral John ve baronları bugüne konu anlaşmamızın tarafları.
En önemli soru, neden?
Böyle bir anlaşmaya neden ihtiyaç duydukları sorusuna gelirsek, o dönem yaşananlara bir bakmak gerekir elbette.
150 yıldan fazla süredir baronlar yani derebeyler ve kral arasında bir çekişme sürüyordu. Ülke işgale uğradığında kral yönetimi ele alıp derebeyleri saf dışı bırakmıştı. Ve bu çekişme baronları rahatsız etmişti. Sonuç olarak yönetim bozulmaya başlamıştı. Kral Haçlı Seferleri’ni mazeret göstererek ağır vergiler toplamaya başlamıştı. Ve herkes rahatsız olmuştu. Son olarak da tarihe Yurtsuz John olarak geçen kral Fransa karşısında bir yenilgi de alınca baronlar bunu bir fırsat olarak görmüştü.
Amaç; kralın yetkilerini karara bağlamak. Zira o dönemde herkes kralı tanrının yeryüzündeki ya da devletteki tek yetkilisi olarak görüyordu. Dolayısıyla sınırsız bir yetkiye sahipti. Ve tabii ki kendi isteği doğrultusunda kullanıyordu bu sınırsız yetkiyi.
Son olarak maddeleri nelerdir?
Magna Carta Libertatum tüm maddeleriyle kralın yetkilerini kısıtlamış. İlk maddesiyle de tüm kurallara uyacaklarını imza altına almışlar. İstanbul Barosu‘nun arşiv dosyalarından bazılarını sizler için derledim.
Adaletle ilgili maddelere bakalım öncelikle. 38-39 ve 40. maddeler çok önemli.
“Bundan böyle hiçbir hakim her hangi bir kimseyi ilgili olayda doğru ve güvenilir
deliller ortaya koymadan dava edemez.”
“Özgür hiç kimse kendi benzerleri tarafından ülke kanunlarına göre yasal bir şekilde
muhakeme edilip hüküm giymeden tutuklanmayacak veya hapsedilmeyecek veya mal ve
mülkünden yoksun bırakılmayacak veya kanun dışı ilan edilmeyecek veya sürgün
edilmeyecek veya hangi şekilde olursa olsun zarara uğratılmayacaktır.”
“Kimseye hakkı ya da adaleti satmayacağız, menetmeyeceğiz ya da
geciktirmeyeceğiz.”
Bazı maddeler de vergi toplanmasına yönelik. Madde 12 kısaca şöyle:
“Krallığımızda, ülkemizin Genel Meclisinin izni olmadıkça zorla, askerlik hizmeti karşılığı olarak vergi ya da yardım parası alınamaz.”
Devlet görevlilerinin atamasına yönelik olarak madde 45 eklenmiş ve liyakata vurgu yapılmış:
“Krallığın yasalarını bilmeyen ve bu yasalara tümüyle uyacağına kanaat getirmediğimiz kişileri hakim, vali, şerif ya da sınırlı yetkili hakim olarak atamayacağız.”
Son olarak madde 61 ile de kurulun yapısı hakkında kurallar belirlenmiş ve madde 63 ile kilisenin işleyişi konusunda kurallar belirlenmiş. Böylece imza atmış taraflar.
Ve tabii ki sonuç:
Taraflar maalesef kendi koydukları kurallara sadık kalmamışlar. Sonuç olarak taraflardan biri olan Papa III. Innocentius sözleşmeyi feshetmiş. Hemen ardından da taht kavgaları ve savaşlar yeniden başlamıştır.
Magna Carta Libertatum neden bu kadar önemli?
Büyük Ferman olarak geçmiş tarihe Magna Carta Lübertatum. Çünkü o dönemde hüküm süren “insan devlet içindir” yerine “devlet insan içindir” görüşü benimsenmiştir.
Ne derece başarılı olduğu tabii ki tartışılır. Ancak yine de ilk kez tanrının yetkilendirdiği düşünülen kral yetkilerini bir kurulla paylaşmak zorunda kalmıştır. Tabii ki bu kurul normal halktan oluşan bir kurul olmasa bile yine de özgürlükler adına önemli bir adım olmuştu.
Ayrıca bu süreçte kilisenin gücü de azalmıştı. Bundan sonraki süreçte kilisenin kararları tartışılmaya başlayacaktı.
Orta Çağ’ın en önemli belgesi Magna Carta Libertatum
Hiç kuşkusuz tüm kaynaklarda Orta Çağ’a ait en önemli belge olarak kabul ediliyor. Magna Carta Libertatum feodal beylerin kral karşısındaki haklarını garantiye alan ve adaletin üstünlüğünü vurgulayan ilk metindir. Çağımızdaki demokrasiye kaynak teşkil etmiştir. Bir çok hukukçu tarafından da böyle kabul edilmektedir.
Kendisinden sonra hem doğduğu topraklarda hem de başka ülkelerin kuruluşunda referans alındı. ABD’den Osmanlı İmparatorluğu’na bek çok ülke kaynak aldı. Peki ama bu anlaşma neyi referans almıştı?
Yüzyıllar öncesinde bizim topraklarımızda doğdu aslında kral yetkilerini kısıtlayan ilk kararlar. Anadolu’da yüzyıllarca hüküm süren Hitit krallığındaki Pankuş Meclisi’nden bahsediyorum. Kralın üzerinde ve bağımsız bir kuruldu Pankuş. Çalışma şekli, kuralları ve çıkış şekline yönelik çok büyük deliller olmasa da tarihteki ilk örneğidir. Belki bir gün bu meclisi de özgürlükler adına anlatırız, deliller kazılarla ortaya çıktıkça.
#MagnaCartaLibertatum #BüyükFerman #BüyükÖzgürlüklerSözleşmesi
0 Comments