7 dakika
Mobbing farkındalık haftası şubat ayının ilk haftası. Bütün dünyada hızla yaygınlaşan bir problem bu. Ve dünyanın her yerinde farklı günlerde ya da haftalarda insanlar bu konuya dikkat çekmeye çalışıyorlar.
İnsan ayrıştırmanın, ötekileştirmenin, küçük düşürmenin kötülüklerinden daha önceki yazılarımızda bahsetmiştik. Gaslighting‘i Dilek ALP, Akran Zorbalığı’nı Ayşegül YILDIZ anlatmıştı yazılarında. Şimdi de sırada işyerinde yaşanan şiddette...
Benim gözümden Mobbing…
Elbette tanışmadan epey zaman önce farkındaydım etrafımda yaşananlardan. Haksızlıklar, adam kayırmaca ya da ayağını kaydırma vs vs… Fakat ilk defa yüksek lisans yaptığım dönemlerde Örgütsel Davranış dersinde tanıştım bu konuyla. Sevgili Ercan Hocam bu konuda bir sunum hazırlamamı istedi. Öyle sevdim ki konuyu, bitirme projem oldu. Mobbing ve Örgütsel Adalet Algısı.
Mobbing konusunda bir kitabım oldu böylece. Belki de sonraki hayatımın da ilk kitabı. Ve ardından Sakarya Üniversitesi’nde de konuyla ilgili dersler verdim. Yani konu benim açımdan çok özel. Ne kadar makale okudum inanın hatırlamıyorum. Kaç çeviri yaptım, hiç bilmiyorum. Ama sonuç olarak benim için de, akademik hayat için de güzel bir çalışma oldu.
Mobbing Farkındalık Haftası’na tanımlamalarla başlayalım.
Nedir mobbing?
Mobbing’i kısaca yıldırma, bezdirme olarak anlatabiliriz. O kadar çok tanımı var ki… İş yerinde zorbalık (workplace bullying) olarak da ifade ediyorlar. Psikolojik taciz de diyebiliriz. Psikolojik suiistimal, duygusal taciz, duygusal suiistimal, iş yerinde psikolojik terör ve iş yeri sendromu da diğer isimleri. Hatta işyeri kanseri diyenler de var. Yani işyerinde yaşanan sanırım en talihsiz olay. Hem yaşatan hem de maruz kalan açısından son derece çirkin. Ve habis bir ur gibi diğer çalışanları da içine alan bir kanser gibi hakikatten de.
Ama bu konudaki en aydınlatıcı, en geniş tanımı Alman Endüstri Psikoloğu Leymann yapmış. Şöyle diyor:
“Çalışma hayatında psikolojik terör veya mobbing; bir veya birden fazla kişi tarafından, başka bir bireye yöneltilen ve o bireyi çaresiz ve savunmasız bir duruma getiren, süregelen faaliyetlerle bireyin çaresiz durumdan çıkmasını da engelleyen düşmanca ve ahlaka aykırı davranışları içeren bir kavramdır. Bu davranışlar belli bir sıklıkta (istatistiksel olarak en azından haftada bir defa) ve uzun bir zaman periyodunda (en azından altı aylık bir müddette) yapılıyor olmalıdır.” (Heinz Leymann)
Çalışma Bakanlığı 2017 yılında yayımladığı Mobbingle Mücadele Rehberi’nde ise şöyle yapmış tanımı:
“İş yerinde psikolojik taciz; işyerlerinde bir veya birden fazla kişi tarafından diğer kişi ya da kişilere yönelik gerçekleştirilen, belirli bir süre sistematik biçimde devam eden, yıldırma, pasifize etme veya işten uzaklaştırmayı amaçlayan; mağdur ya da mağdurların kişilik değerlerine, mesleki durumlarına, sosyal ilişkilerine veya sağlıklarına zarar veren; kötü niyetli, kasıtlı, olumsuz tutum ve davranışlar bütünü.” (Mobbingle Mücadele Rehberi)
Nasıl anlarsınız?
- Mutlaka işyerinde gerçekleşiyor olmalıdır. Yani iş dışındaki ilişkilerinizde gerçekleşen bu tarz baskılar Mobbing değildir.
- Sadece üstler tarafından yapılmaz. Bazen astlar amirlere de uygulayabilirler ya da eşit çalışanlar arasında da görülür.
- Bir kere olmaz. Ya da stresli bir çalışma içinde yaşanan bir durum değildir. Özellikle size yöneliktir. Sizi bıktırmak, yıldırmak hatta işi bıraktırmak gibi amaçlar içerir.
- Süreklidir. O kadar süreklidir ki iş hayatınızı etkiler. Sonuçta sağlığınızı tehdit eder. Hatta intiharla sonuçlanan vakalar bile vardır.
- Bir grup ya da kişidir saldırgan. Bazen açık açık saldırırlar, bazen de gizli gizli. Alttan alttan kuyunuzu kazarlar. Farkında olduğunuzda artık siz mağdursunuzdur zaten.
- Diğerlerinden çok fazla iş verilmesi, kaldırabileceğinizin üstünde görev yüklenmesi, izin verilmemesi hatta ekstra mesaiye zorlamak… O kadar çok var ki biçimleri. Kıyafetinizle, hastalığınızla, eğitiminizle dalga geçilmesi… Sürekli eleştirilmek, dedikodunuzun yapılması… Kötü bir odada çalışmaya zorlama… Daha binlerce yazabilirim. Hatta cinsel taciz…
Mobbingin tarafları ve davranışlar
Mobbing Farkındalık Haftası kapsamında biz neredeyiz sorusu bence ilk cevaplanması gereken. İşyerinizi gözden geçirin. Çalışanları getirin gözünüzün önüne. Siz saldırgan mı, mağdur mu yoksa sadece seyirci misiniz? Ki bana göre hepsi kusurlu. Saldırgan sebebi ne olursa olsun taciz davranışları gösterdiği için suçludur durumda. Seyirci ise sessiz kalmakla suçludur. Mobbing ona dokunmadıkça bin yaşasın diyerek suçunu kanıtlar. Mağdurun suçu ise farkına varmaması, kendini koruyacak bilgiyi edinmemesidir.
Davranışlara gelirsek Leymann bu davranışları beş başlıkta toplamış:
Birinci Grup: Kendini Göstermeyi ve İletişim Oluşumunu Etkilemek
Kendinizi gösteremezsiniz. Sözünüzü sürekli keserler. Meslektaşlarınız veya birlikte çalıştığınız kişiler kendinizi gösterme olanaklarınızı kısıtlar. Yüzünüze bağırılır veya yüksek sesle azarlanırsınız. Yaptığınız işi sürekli eleştirirler. Özel yaşamınız da eleştiriye maruz kalır. Telefonla rahatsız edilirsiniz ve hatta sözlü ya da yazılı tehditler alırsınız. Jestler ya da bakışlarla ilişki kurmanızı engellerler.
İkinci Grup: Sosyal İlişkilere Saldırılar
Çevrenizdeki insanlar yani iş arkadaşlarınız sizinle konuşmazlar. Konuşacak kimseyi bulamazsınız, başkalarıyla konuşmanız engellenir. Size diğerlerinden ayrılmış bir masa ya da oda verirler. Meslektaşlarınızın sizinle konuşmasını engellerler. Siz sanki orada değilmişsiniz gibi davranırlar.
Üçüncü Grup: Kişinin İtibarına Saldırılar
İnsanlar arkanızdan kötü konuşmaya başlar. Asılsız söylentiler ortada dolaşır ve birileri sizi gülünç durumlara düşürür. Size akıl hastasıymışsınız gibi davranırlar. Psikoloğa ya da psikiyatriste gitmeniz konusunda baskı yaparlar. Bir özrünüzle alay edebilirler. Sizi taklit ederler. Dini ve siyasi görüşünüz, özel yaşamınız, milliyetiniz alay konusu olur. Özgüveninizi olumsuz etkileyen bir iş yapmaya zorlayabilirler. Kararlarınızı sürekli sorgulayabilirler.
Dördüncü Grup: Kişinin Yaşam Kalitesi ve Mesleki Durumuna Saldırılar
Sizin için hiçbir özel görev yoktur. Önce iş verip sonra sizden geri alabilirler. Anlamsız işler verebilirler. Ya da işinizi sürekli olarak değiştirirler. İtibarınızı düşürecek işler verilir, bu işler niteliklerinize uygun değildir aslında. Tüm bunlar sonucunda mali olarak zarara uğrayabilirsiniz. İşyeriniz ya da eviniz bundan etkilenir.
Beşinci Grup: Kişinin Sağlığına Dokunan Saldırılar
Fiziksel olarak ağır işler yapmaya zorlanırsınız. Fiziksel şiddete yönelik tehditler başlar. Hatta gözünüzü korkutmak için hafif şiddet uygulanır. Fiziksel olarak zarar görebilirsiniz. Ve maalesef doğrudan cinsel tacizde bile bulunabilirler.
Mobbing çeşitleri
Yukarıda da biraz bahsettim aslında. Dikey ve yatay çeşitleri vardır.
Dikey kendi arasında ikiye ayrılır. Aşağıdan yukarıya ya da yukarıdan aşağıya. Genel olarak hep amirlerin yaptığını düşünürüz. Ama çalışanların da amirleri istifaya zorladığını görmüşsünüzdür.
Yatayda ise ki bana göre en acısı; aynı işi yapan arkadaşlar arasında olur Mobbing.
Ne yapmalı?
Öncelikle Mobbing Farkındalık Haftası içindeyiz madem. Lütfen haklarımızı iyi bilelim. Mobbingin tanımını iyi öğrenelim. Ve etrafımızda dönen olayların farkına varalım. Ve dediğim gibi kim olduğumuza karar verelim.
Tabii ki böyle bir durumla karşılaştığımızda şikayet hakkımız var. TBMM’ne direkt dilekçe yollayabiliriz. CİMER gibi şikayet hatlarını deneyebiliriz. ALO 170 Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu ve Türkiye İş Kurumu’nun ortaklaşa çalıştığı bir telefon hizmeti. Bu numarayı arayabiliriz. Kurumların Etik Kurulları, Kamu Denetçiliği Kurumu ya da Türkiye İnsan Hakları Ve Eşitlik Kurumu da bu mobbingle mücadele etmek için başvurabileceğiniz yerlerden.
Bunun dışında Mobbingle Mücadele Derneği de bu mücadelede yalnız olmadığınızı söylüyor. Ve ekliyorlar:
“Mobbing insanlık suçudur, gelin birlikte mücadele edelim.”
Mobbingle Mücadele Derneği
Mobbing Farkındalık Haftası adına bir sözümüz olsun istedik. İnsanca çalışabileceğimiz ortamlara sahip olmak dileklerimizle…
0 Comments