Mucit bir genç Olcay Kaan Çakır. Kendini bilimsel araştırmalara adamış, önüne engeller konmuş, yılmamış bir genç O.


5 dakika


Ben O’nu Yasemin aracılığı ile tanıdım. Pırıl pırıl yeni evli bir çiftti onlar, Yasemin ve Olcay Kaan. Yasemin İl Sağlık Müdürlüğü’nde çalışıyordu memur olarak, eşi ise askerdi. Ben tanıdığım zamanlarda hala eğitimlerine devam eden aydınlık gençlerdendi. “Bir işim var, evlendim, bir çocuğum var, tuzum kuru” dememiş aklındakileri gerçeğe dönüştürmek için yoluna devam etmişti. Sonrasında tayinleri çıktı ve ayrıldılar İzmit’ten. Sosyal medya aracılığı ile hep takip ettim onları.

BİRİKİYORUM Zaman Ağacı köşemizde dünyayı değiştiren mucitlerden, bilim insanlarından bahsediyoruz hep. Olcay Kaan Çakır da gençlerimize örnek olacak, onlara yeni ufuklar açabilecek bir mucit. Gurur duyarak takdim etmek istiyorum size şimdi.

Mucit Olcay Kaan Çakır

Öncelikle sana “hoş geldin” demek istiyorum. “Apaydınlık fikirlerinle hoş geldin.”

 Önce anlat bakalım kimsin sen? 

Merhabalar, burada eğitimimden ve gerçekleştirdiğim çalışmalardan kısaca bahsetmek istiyorum. Ben 2006 yılında Hava Astsubay Meslek Yüksek okulundan mezun oldum. Halen görevdeyim. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde çalışmaktan dolayı onur ve gurur duyuyorum. Lisansımı Bilgisayar mühendisliği üzerine yaptım. Lisans derecemin sonrasında Ege Üniversitesi’nde Enerji üzerine tezli yüksek lisansımı yaptım. Tezimi verdikten sonra doktora eğitimime Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik bölümünde başladım.

Çalışmalarım;

Enerji, tıp mühendisliği ve savunma sanayisi üzerine Türk Patent ve Marka Kurumu’na 9 adet patent 1 adet faydalı model başvurusu yaptım. Yeni patent başvurularımın yazım süreci devam etmektedir. Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından Uluslararası Buluş Fuarı’na ülkemizi temsil etmem için davet edildim. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde insansız hava araçları üzerine Milli Savunma Bakanlığı adına sunum gerçekleştirdim. Bu sunum sonrasında TÜBİTAK, HAVELSAN ve ASELSAN Ön Yapılabilirlik Etüd (ÖYE) çalışması yaptılar.

Doktora çalışmam

Doktora çalışmam, milimetrenin yüzde biri hassaslıkta membranın mikro robot kol ile hareket ettirilmesi ve elektro eğirme teknolojisiyle; milimetrenin yaklaşık on binde biri ila iki binde biri kalınlıklarda nanofiber dokuma yapıp, beyin travmasının modellenmesi üzerine. Sinir hücreleriyle birlikte mikro akışkan teknolojisi kullanacağım. Mikro akışkan teknolojisinin tıp araştırmaları üzerine kullanımı özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunmakta. Harvard Üniversitesi tarafından bu araştırmalar sıklıkla yapılmakta ve araştırmacılar kendi ülkeleri tarafından sürekli desteklenmektedir. Doktora çalışmam için Dünya’da ilk kez geliştirdiğim nanometrik polikaprolakton (PCL) dokuması yapacağım. Nanometrik seviyede dokuma ile doktora sürecim boyunca ayrıca patent başvurusu ve uluslararası yayın başvurusu yapacağım. Beyin travmasını modellemek için tekrarlı mikro germe yaparak sinir hücrelerine olan etkilerini in vitro inceleyeceğim. Çünkü sinir hücrelerinin ölüm fonksiyonlarına neden olan intrasellüler araştırmalar için bunlar değerli bilgiler. Beyin travması pek çok yerde olabiliyor.

Örneğin bir patlama sırasında askerlerin beyinlerinde meydana gelen değişimler ve hasarı çözümlemek için uygulanabilecek tedavi stratejileri bu teknoloji kullanılarak araştırılabilir. Ya da trafik kazaları sonrasında beyinde meydana gelen değişiklikler ve tedavi yaklaşımları araştırılabilir. Yüksek hassasiyetli membran hareketini elde edebilmek için mikro robot teknolojisi kullanacağım. Robotun hareketini de minimum titreşim seviyesi için kablosuz veri transferi teknolojisi ile gerçekleştireceğim.

Uzmanlık Alanlarım

Nano teknoloji, çip-üstü-organ, çip-üstü-laboratuvar, mikro akışkan, elektro eğirme, silisyum güneş hücreleri, yeni nesil boya duyarlı güneş hücreleri, robotlar, yazılım, solidworks programı, itki teknolojileri, insansız hava araçları, enerji.

Bulabildiğim her boş zamanı değerlendirmeye çalışıyorum. Projelerimi nasıl geliştirebileceğimi araştırıyorum. Gece gündüz benim için fark etmez, beynim çoğu zaman projelerimle meşgul olur. Üç boyutlu düşünüp gerçek hayatla fikirlerimi her zaman birleştiririm.


Şimdi başarılardan bahsedelim biraz. Ek olarak Patentini aldığın buluşların var. 

Patentli çalışmalarımı başlıklar halinde anlatmam lazım.

Kalp Pili ve Beyin Pili İçin Geliştirilen Vücudun Hareketleriyle Enerji Üreten Minimal İnvaziv Şarj Cihazı

Tıp üzerine çalışmalarım, kalp pili ve beyin pilinin kendi kendini şarj eden modelini geliştirmemle başladı. Bu projeyle yaklaşık iki yıldır ilgileniyorum. Kalp hastaları cihazın bataryaları bittikçe yeniden ameliyat olmak zorundalar. Biz bu durumun önüne geçmek için projemizi geliştirdik. Kendi üniversitemizde Dünya’da bu projeye benzer bir patentin olup olmadığının tespiti için rapor hazırlamalarını istedik. Dünya üzerinde benzer şekilde çalışan bir cihaz olmadığının (85 sayfalık rapor) tespit edilmesi ile danışmanım olan sayın Doçent Dr. Aylin ŞENDEMİR hocamızla birlikte ulusal patent başvurumuzu yaptık. Uluslararası patent başvurumuzu da yapmayı düşünüyoruz. Amerika’da yapılan biyomedikal cihazlara enerji üreten cihazlar kalp ya da diyafram kasına baskı uyguladığından mekanik zorlanmaya sebebiyet veriyor.

Zaten çalışmasında aksaklık bulunan organlardan bu yükü alabilmek ve organları rahatlatmak için insanın kendi kinetik enerjisi ile şarj kapasitesi sunan bu cihazı geliştirdik. Kişiler uyurken bile sürekli olarak hareket halindeler. Bu hareket enerjisini sürekli olarak elektrik enerjisine çevirerek bataryanın sürekli olarak şarj olmasını sağlayacağız. Aynı teknoloji Parkinson hastalarında beyin pili cihazları için de kullanılabilecek. Bu çalışmayla ilgili ülkemiz ve yurtdışında çeşitli şirketlerle çalışmalarımız başladı inşallah en yakın zamanda bitireceğiz bu çalışmayı. Yurt içi ve yurt dışı pek çok hastadan cihaza talep geldi. En kısa sürede bu teknolojiyi hayata geçirmek istiyoruz.

Covid-19 Virüsüne Karşı Çip Üstü Laboratuvar Teknolojisi İle İlaç Çalışması

Bu virüs pek çok insanın ölümüne sebebiyet verdi. Bu virüsle ilgili pek çok aşı geliştirilmiştir. Fakat henüz geçerli bir ilaç bulunamamıştır. Bununla ilgili çalışılabileceğini düşündüğüm bir protein uygulaması var. Bu konuyu ilerleyen zamanda çip-üstü-laboratuvar teknolojisi ile çalışmak istiyorum. Geliştirilecek ilaç ile akciğer hücrelerini korumak istiyorum. Hücre içine giremeyen virüsün çoğalma hızı da düşecek. Bu şekilde akciğerlere ve bağışıklık sistemine zaman kazandırılabileceğini düşünüyorum. Bu protein teknolojisinin geliştirilmesiyle ilgili zaman bulabildiğim kadarıyla önümüzdeki aylarda çalışma yapmaya başlamak istiyorum. Bu yöntemin astım hastalarında yapılan uygulamaya benzer bir ilaç olarak kullanılabileceğini düşünüyorum.

Enerji çalışmalarım

Enerji üzerine yaptığım çalışmalar daha çok güneş enerjisi ve yüksek enerji yoğunluklu batarya teknolojileri üzerine. Daha önce kule tipi güneş enerjisi santralleriyle ilgili sıvı metal, galyum indiyum kalay alaşımı kullanan yüksek verimli santral teknolojisi geliştirdim.

Yüksek Enerji Yoğunluklu Batarya

Bir araştırma ve uygulama çalışması olarak yüksek yoğunluklu çalışan ilk bataryamı geliştirdim. Lityum iyon (Li-ion) pil teknolojilerine göre yüksek yoğunluklu (Hidrojen yakıt pili desteğiyle 20 Kat fazla enerji yoğunluğu bulunan) hava batarya teknolojisi geliştiriyorum. Söz konusu buluşumla ilgili ulusal patent başvurumu yaptım. Ayrıca Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’ne de patent başvurumu yapacağım. Bu projemle ilgili çalışan ilk örnekleri yaptım. Konuyla ilgili ARGE aşamaları devam etmekte olup önümüzdeki günlerde ülkemizdeki üniversitelerimizle görüşmeler yapmaya başlayacağım. Alüminyum hava bataryası ve hidrojen yakıt pilinin birlikte kullanımı ile oluşturulmuş gelişmiş bir batarya sistemi. Alüminyum metalinin yerkabuğunda çok bulunduğuna dikkatinizi çekmek isterim. Bu batarya teknolojisini sürdürülebilir şekilde çalışması için yaklaşık 3 yıldır araştırma yapıyorum.

 

Diğer araştırmalarım

Nükleer bilimler üzerine anti madde üretimi için element hedefli proton hızlandırıcısı tasarımı üzerine çalışıyorum. Burada amacım seri şekilde pozitron üretimini sağlamak. Kararsız elementlerin bozunumları sırasında saçtıkları pozitron emisyonunu kullanacağım. Atomların titreşim genliklerini minimize etmek için hedef atomları kriyojenik sıcaklıklara düşüreceğim. Bu teknolojiyle ilgili mühendislik tasarımım devam etmekte. Şu an kriyojenik parça üretimi üzerine çalışıyorum. Parça tasarımlarım bittikçe üç boyutlu yazıcıdan parçaları basarak hızlandırıcımı birleştireceğim

Son olarak, elektrikli uzay itki teknolojileriyle ilgili Lorentz kuvvetini kullanan kütle fırlatıcı cihazı tasarımı yapıyorum. Bu özellikle çeşitli ülkelerin kullandığı zayıf Hall etkili itki motoru yerine geçebilecek bir teknoloji. Bu teknoloji klasik kimyasal roketlerin uzay boşluğunda yakıtlarının çabuk bitme problemini de çözecek. Buradaki amacım uzay araçlarının bu itki sistemiyle uzay boşluğunda günümüz teknolojisine göre daha yüksek hızlara ulaşılmasını sağlamak. Örneğin Mars gezegenine bu teknoloji ile çok daha hızlı şekilde gidilebilecek.

Genç Mucidimiz Olcay Kaan Çakır
Bu yol nereye doğru gidiyor? Bir sonraki adımdaki hayallerin neler mesela?

Bilim benim için bitmek tükenmek bilmeyen bir heves. Bilgiye olan merakım sürekli devam ediyor. Bu merak azalmıyor gün geçtikçe tersine çoğalıyor. Aklın ve bilimin ışığı hayatımı aydınlatıyor. Bu yol nereye doğru gidiyor sorusu önemli. Ben kendimi bilim insanı olarak tanımlıyorum. Gelecekte de bilimle ilgili çalışmak istiyorum.

Çocukluğunda da var mıydı aklında mucit olmak? Hayallerin neydi?

Çocukken ben elektrikli aletler yapardım. Çocukken bende olan mühendislik yeteneğinin ben çok geç farkına vardım. Keşke bunu daha önce fark edebilseydim. Fakat sonunda anlamış olmak da güzel. Hayatım boyunca soru sorma merakım hiç bitmedi. Ben sürekli olarak soru sorarım. Bu durum halen aynı. Soru sormak konuyu araştırma yeteneğini geliştiriyor. Sanırım benim bilim insanı olma nedenimde sürekli bu soru sorma durumumun devam etmesi.

Sen bu yolculuğu anlatırken aklımda tek soru var. Gençlere söylemek istediğin ne olur özellikle? Ya da biz anne babalara hatta eğitimcilere..

Eğitim sistemimizin gözden geçirilmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Üniversite sınavlarında birinci olan kişilerin hayatlarını inceleyin ve mezun olduktan sonra yaptıklarını inceleyin. Ben Nobel alanını daha görmedim. Ya da çok büyük buluş yapan birilerini. Demek ki başarı demek sınavlarda elde edilen sonuçlar demek değil. İnsanda merak duygusu olmalı. Önemli olan kişilerin hayatlarının bir sınava bağlanmaması. Bu gençlerin yıllarının sınav stresiyle geçmesine neden oluyor. Anne ve babaları da yoğun strese giriyor doğal olarak bu süreçte. Her genç ülke için bir kalp atışıdır. Bu noktada ülke olarak yaşamayı ya da ölmeyi tercih etmemiz gerekiyor.

 

Bence ilk olarak gençler yapmaktan mutlu oldukları konuları belirlesinler onları mutlu eden alan nedir bunu belirlesinler. Bir ömür boyu bu alan onları mutlu edecek mi? Önce bu sorunun cevabını bulsunlar? Bu soruları kendilerine sürekli olarak sorsunlar. Hayat sürekli değişir. Bu sebeple kendilerini sürekli olarak geliştirmeleri gerekiyor. Gelişimi ve değişimi kendilerine hedef belirlesinler. Bir de hayal gücünü hafife almasınlar. Çünkü hayal gücü çok önemlidir. Hayal gücü olmayan kişiler geride kalmaya mahkumdur. Gerçeklikten kopmadan yapılan beyin fırtınaları ülkelerin gelişimleri için çok önemlidir.



Tam da Atatürk’ün Cumhuriyet’i emanet ettiği gençlerdensin. Gurur duyuyorum ben kendi adıma Olcay Kaan Çakır ile, bir bilim insanı olarak.

 Son söz olarak ne eklemek istersin.

Günümüz teknolojinin hızla değiştiği bir duruma dönüştü. Önceden onlarca yıl alan gelişmeler, artık aylar içerisinde oluyor. Bu sebeple Atatürk’ün dediği muasır medeniyet seviyesini yakalayabilmek için sürekli çalışmak gerekiyor. Ayrıca çalışan ve araştırma yapan insanlara destek olmak gerekiyor. Bu insanları sürekli aşağılayıp araştırma yapmalarına engel olmamak lazım. Yurt dışında araştırma yapan bilim insanlarına çok değer verilir. Bunun doğal sonucu olarak da bu ülkeler bilim ve teknolojide çok gelişir.  Ülkemizde araştırma yapan insanlara maddi destek konusunun geliştirilmesi gerek. Maalesef pek çok bilim insanı destek bulamadığından dolayı yurt dışına çıkıyor. Olumlu gelişme olarak ise TÜBİTAK bu insanlarımızı geri getirmek için yeni çağrılar açılıyor. Bilimsel araştırma alt yapımız yeterli değil. Ülke olarak ilerlemek için araştırmaya çok önem vermeliyiz. Bir de patent ve inovasyon konusunda ülke olarak ilerlememiz gerekiyor. Patent sayılarımız çok az.

Bizim bence ülke olarak en büyük artımız, insanlarımız çok zeki. Ben inanıyorum ki bu zeki insanlara destek olursak Aziz SANCAR da Uğur ŞAHİN de Özlem TÜRECİ de bizim ülkemizden çıkar.

Bizde onlar gibilerin yurt dışındaki başarılarıyla değil kendi ülkemizdeki başarılarıyla övünürüz. Eğer bu zeki insanlarımıza destek olursak ve daha çok çalışırsak Dünya’nın en ileri teknolojisine sahip ülkelerden olmamamız için hiçbir sebep yok.

Sana çok teşekkür ediyoruz Mucit Olcay Kaan Çakır.

Ben teşekkür ederim bana bu fırsatı verdiğiniz için. Umarım gençlere bir ışık tutabilmişimdir.


Son söz benden…

Her zamanki gibi kapanışı yine ben yapıyorum. Ülkemizden de mucit çıktığının en genç örneklerinden biri olan Olcay Kaan Çakır ile söyleşerek O’nu ve yaptığı çalışmaları tanıttık sizlere. Böyle gençlerin daha çok çıkması tek temennimiz. Tabii ki toplumumuzdan mucit gençlerin yetişmesi, insanlığa faydalı buluşlar yapması biz büyüklerin ellerinde. Gençlerimize daha çok olanaklar sağlamak devletin görevi belki ama onların ufuklarını açmak da biz ebeveynlere düşen sorumluluk. Daha çok soru sormak için teşvik etmeli, araştırma olanaklarını önlerine sermeliyiz.

Bu arada Olcay Kaan Çakır da sayfalarımızda olsun; yaptıklarını, araştırdıklarını gençlerimize anlatsın çok isterim. Çok çalıştığı, zamanının hiç olmadığını biliyorum. Ama umarım ikna eder ve bir köşesi olmasını sağlayabilirim.

Umarım çok daha güzel yarınlar bırakabiliriz çocuklarımıza.

https://birikiyorum.net/events/leonardo-da-vinci-mucit-mi-ressam-mi-kim-aslinda/




Like it? Share with your friends!

Figen DEMİRTAŞ
Sayılardan ve ünvanlarından sıyrılmış bir emekçi. Hayatın her daim öğrencisi. Kadın, anne ve yazmaya sevdalı bir hayalperest.

0 Comments

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Comments

comments

Powered by Facebook Comments