Naylon 28 Şubat 1935 tarihinde girdi hayatımıza. Naylon da kötü dağ olan çöpleriyle, naylonlaşan hayatlarımızda besbeter.


5 dakika


Naylon 28 Şubat 1935 tarihinde girdi hayatımıza. Naylon da kötü dağ olan çöpleriyle, naylonlaşan hayatlarımızda besbeter. Şubat takviminin bize hatırlattıklarından biri naylonun icadı.


Naylondan plastiğe ve ada büyüklüğünde çöplüklere

Pamuklu, yünlü, ipekli ipliklerin yerini aldı önce naylon iplikler. Zaten ilk üretilmesi iplik halinde. Sonundaki -on eki ordan geliyor zaten “coton”dan. N, Y ve L harfleri ise New York ve Londra şehirlerinden geliyormuş, öyle diyor rivayetler. DuPont’ta çalışan kimyager Wallace Carothers tarafından icat edilmişti işte. Önce iplik, sonra giydiğimiz çoraplar ve sonra yediğimiz içtiğimiz giydiğimiz her şeyde, her yerdeler. Bu kadar çok olunca peki çöpleri nereye gidiyor?

Okyanuslarda dağ gibi plastik atıkların oluşturduğu adalar var. Bir bakıyorsunuz kıyıya vurmuş bir kuşun boğazına dolanıp öldürmüş onu attığımız bir naylon torba. Plastik poşetler marketlere parayla satılmaya başlandığından beri bir nebze de olsa azaldı kullanımı. Naylonlardan, plastiklerden vazgeçmek lazım. Hele de tek kullanımlık ürünlerden mümkün olduğunca kaçınmak lazım geleceği temiz bırakabilmek için.

O zaman çevre örgütlerine kulak vermek lazım biraz. “Harekete geç” diyor Greenpeace Türkiye.

Naylon hayatlar yaşarken

Klavye başında dünyayı kurtarırken biz hepimiz, bir genç kadın ölmekte bir yerlerde. Ya da kızın hikayesini televizyondaki kurgu programlardan izlemekte.

Hepimiz sorsak, çevreye duyarlıyız. Ne yapıyorsunuz evinizde peki? Saksı saksı çiçekleriniz mi var sadece? Çevreyi evin içine taşıyarak mı oluyor çevrecilik sanıyorsunuz? Biz öyle sanadururken koca koca ormanlar yok oluyor, Kendilerini ormanlarda nöbet tutmaya adamış insanları izlerken de “ah vah tüh” sahte sahte.

Bilmem nerelerden gelen adını telaffuz edemediğim, gramla milimle kullanılıp hazırlanan sözde organik besinler sevdasına düşmüşken de naylon hevesler peşinde koşmuyor musunuz? Zira bu topraklarda tohum kalmadı artık. Çünkü koruyamadık ne yazık ki…

Naylon alırız eskileri verip…

Nayloncular geçerdi eskiden sokaklardan. “Eskiler alıyom” diye gezerdi sokak aralarında. Eskiler alır naylon verirdi yerine. İşte hayatı naylon olmuş insanları verip yerine mandal alasım var.

Mandal Alasım Var
Eskileri verip mandal alasım var
Söz verin;

Kendinize, çöpe atılacak olan tek kullanımlık plastiklerden vazgeçin artık, kullanmayın.

Ve hayatlarınızı da naylonlaştırarak ucuzlaştırmayın.

Hayatlarımız da dünyamız da gelecek için çok değerli. Değerinizi bilerek yaşayın.


Like it? Share with your friends!

Figen DEMİRTAŞ
Sayılardan ve ünvanlarından sıyrılmış bir emekçi. Hayatın her daim öğrencisi. Kadın, anne ve yazmaya sevdalı bir hayalperest.

0 Comments

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Comments

comments

Powered by Facebook Comments