Odysseia Destanı; İlyada Destanı’nın devamıdır. Ancak tüm hikayede Odysseia, olayların kritik noktalarında oyun kurucu olarak hep var olduğundan hepsi bir bütündür. En başından sonuna kadar da Odysseia’nın iyi hayat arayışıdır. Hepimiz gibi; arayış bizimdir, tüm insanlığın.
Tahmini okuma süresi 7 dakika
Kendimiz için İyi hayat düşlerken, başkalarının hayatını hiçe saymamız ya da saygı duymamız seçeneklerinin geri dönüşüdür yaşayacaklarımız. Neyi seçersek onu yaşarız.
Batı edebiyatının ikinci en eski eseridir Odysseia Destanı. İlki de bir önceki yazımın konusu olan İlyada Destanı. Devamlılık arz ettiğinden, hikayenin başlangıcını okumadıysanız buradan ulaşabilirsiniz. Homeros’un bu birbirine bağlı iki destanında İlyada; bir aldatma hikayesiyken, Odysseia; iyi hayat arayışıdır.
Kahramanımızın adının anlamı “destansı yolculuk“. Hayat bir yolculuksa iyisini istemek de destan. Kendin için iyiyi isterken, diğerlerine kurnaz ve hain davranırsan hayatın da sana sürprizleri olacaktır.
Odesa
Eve dönüş çok kolay olmayacakOdysseia!
“bitse de gitsek” Sıkıntılı durumlarda ne de çok kullanırız. Aynı durum Yunan komutan Odisseus için de geçerli olacaktır muhtemelen. Çünkü on yıl süren Truva Savaşı’nın bitmeyeceğini anlayınca Truva Atı hilesinin mucidi olmuştur.
Aslında O’nun gitmek istediği tek yer Kralı olduğu Ithake’de ki evi ve karısı Penelope’nin yanıydı.
Odisseus!
En zeki Yunan kahramanı olmakla kalmayıp, bir de strateji ve bilgelik tanrıçası Athena tarafından korunup kollanmaktaydı. Lakabı ise “Kurnaz Odisseus”.
Hile ve aldatma tanrıların en öfkelendikleri davranış ise, elbette Truva atı kurnazlığının bir bedeli olacaktı.
Bu sebepten Tanrılar, Odisseus ve adamlarının eve dönmelerini zorlaştırmaya söz verirler. (Sadece eve dönmesine yardım eden tanrıça Athena hariç) Böylece eve ulaşması bir on yılını daha alacaktır.
İnsanlığın öyküsü
Denizler tanrısı Poseidon’un kinini kazandığı için Truva dönüşü başı beladan kurtulmaz. Mitolojide bu dönüş öyküsünden “insanlığın öyküsü” olarak bahsedilir.
İnsanlara özgü zaaflar anlatılır. Hedeflere ulaşmak için gösterilen aşırı çabayı da yansıtır. Bazen de iyi hayat arayışını. Kurgusu ve gelişen olaylarıyla bir daha kimsenin başına gelemeyecek bu macera, sinemaya uyarlanınca da muazzam bir görsel şölen olmayı hak eder.
Odysseia’nın destansı hikayesi henüz küçük bir çocukken başlar. Amcalarıyla katıldığı bir domuz avında, domuzu öldürmeyi başarır. Ancak bu esnada bacağında oluşan derin yara izi, daha sonra yaşayacağı bir olayda önemli rol oynayacaktır.
Truva Savaşı’ndan sonra 12 gemi ve adamlarıyla yola çıkar. Yolculuk sakin ve huzurlu başlamıştır. Evrilohos’un ısrarıyla gördükleri ilk karaya çıkarlar.
On yıl boyunca onlarca adaya çıkıp, hiç olmayacak şeylerin başlarına gelmesi de sanırım bu macerayı destan yapar.
odysseia destanı
İlk ada, müttefikleri Kikon’ların olduğu yerdir ve orayı yağmalarlar. Marhonas adında bir rahip dışında herkesi öldürürler. Mutlu olan rahibin armağanı, 12 kavanoz sert şarap yüzünden uyuyakaldıklarında birden ortaya çıkan Kikon’lar kahramanlarımıza saldırır.
Şimdiye kadar ilyada destanı dahil bu hikayeden anladığım; sorun yaşadığın hiç kimseden hediye kabul etme. Hep intikam peşindeymiş herkes.
- Lanetlenen Odysseia’ya Zeus’un fırtına göndermesi,
- Lotus yiyenlerin ülkesinde lotus çiçeklerinin tadına kanıp geri dönmek istemeyen mürettebat,
- Koyunların olduğu adada hapsedilince insan yiyen tek gözlü Kiklopların başı Polyphemos’un tek gözünü de kör edip, kendilerini koyunların altına bağlayarak kaçmaları
Bunlar yeterince zorlayıcı iken, Polyphemos’un Poseidon’un oğlu çıkması ve zaten lanet edilen kahramanımızın lanetinin on yıl daha sürmesine neden olacaktır.
Rüzgar tanrısı Aiolos’un adası, ona yardım etmek için deri bir çantaya batı rüzgarları dışındaki tüm rüzgarları saklaması,
mürettebatın içinde altın var sanıp çantayı çalıp, açmaları.
Tekrar sert rüzgarlar yüzünden Aiolos’un adasına geri dönmeleri…
Kana susamış, insan yiyen dev lestrigonlar. Güçlü büyücü Kirke’nin adası, Kirke ile bir yıl kalıp çocuklarının olması… İleride ölümünün bu çocuğunun elinden olacağı… Yeraltı dünyasında ölülerle konuşması… Annesinin ruhu… Agamemnon, Aşil, Herakles ve daha bir çok ünlü isimle karşılaşması, macerasının en önemli bölümleridir.
İyi hayat arayışı mı? Lanet mi? Mazeret mi?
Sadece bunlar mı? Su perisi Kalypso ile tanışıp, aşık olup, yedi yıl beraber yaşamaları ve ondan da çocuğunun olması!? Bir an önce evine ve eşine dönmek isteyen Odysseia’nın kafa karışıklığının sınırı yok diyeceğim ama işte “tanrıların laneti” mazereti var, diyemiyorum.
Günümüzde de bu tür maceralara girip evine dönmeyi unutanlara iyi bir bahane olabilir. “Poseidon lanetledi dönemedim.”
Destan bu ya, Kalypso’nun büyüsünden kurtularak tekrar evine, gerçek amacına dönmeye karar verir. Yine bir fırtına ve yine bir kral kızı ile tanışma. Evde de 20 yıldır savaştan dönmeyen kocası yüzünden taliplilerine karşı savaş veren Penelope. Oğlunun O’nu aramak için Sparta’ya gitmesi, tekrar geri dönmesi. 20 yılın sonunda eve dönüş. Ancak, dilenci sanılarak eski bir çalışanının bacağındaki domuz yarasından Odysseia’yı tanıması.
Ve nihayet Penelope ile büyük buluşma.
Korkularınla yüzleş
1997’de Dünya Kitap Dergisi Yılın Kitabı Ödülü ve 1998’de Yunus Nadi Roman Ödülü’nü kazanan Demir Özlü’nün İthaka’ya Yolculuk şiiri, bu destanın ana fikrini öyle güzel anlatır ki. Varılması gereken yerden çok, yolda yaşadıkların seni sen yapar, olgunlaştırır. İyi hayat arayışında belki de o hayata kavuşmaktan çok, o yolculuğun daha öğretici olacaktır. Hemen ulaşmaya çalışma varış noktasına. Tadını çıkar. İyinin de kötünün de. Korkuların yüzünden hayatı seyredenlerden olma, yaşayanlardan ol. Sen durduğu yerde olgunlaşan bir meyve değil, insansın. Yaşayarak olgunlaşacaksın. Hikayeler değil, kendi tecrübelerin seni kurtaracak. Yaşa gitsin. Artık elbet biliyorsundur ne anlama geldiğini İthakaların.
İthaka’ya Yolculuk Şiiri
İTHAKA
İthaka’ya doğru yola çıktığın zaman,
dile ki uzun sürsün yolculuğun,
serüven dolu, bilgi dolu olsun.
Ne lestrigonlardan kork,
ne kikloplardan, ne de öfkeli Poseidon’dan.
Bunların hiçbiri çıkmaz karşına,
düşlerin yüceyse, gövdeni ve ruhunu
ince bir heyecan sarmışsa eğer.
Ne Lestrigonlara rastlarsın,
ne Kikloplara, ne azgın Poseidon’a,
onları sen kendi ruhunda taşımadıkça,
kendi ruhun onları dikmedikçe karşına.
Dile ki uzun sürsün yolun.
Nice yaz sabahları olsun,
eşsiz bir sevinç ve mutluluk içinde
önceden hiç görmediğin limanlara girdiğin.
Durup Fenike’nin çarşılarında
eşi benzeri olmayan mallar al,
sedefle mercan, abanozla kehribar,
ve her türlü baş döndürücü kokular;
bu baş döndürücü kokulardan al alabildiğin kadar;
nice Mısır şehirlerine uğra,
ne öğrenebilirsen öğrenmeye bak bilgelerinden.
Hiç aklından çıkarma İthaka’yı.
Oraya varmak senin başlıca yazgın.
Ama yolculuğu tez bitirmeye kalkma sakın.
Varsın yıllarca sürsün, daha iyi;
sonunda kocamış biri olarak demir at ada’na,
yol boyunca kazandığın bunca şeylerle zengin,
İthaka’nın sana zenginlik vermesini ummadan.
Sana bu güzel yolculuğu verdi İthaka.
O olmasa, yola hiç çıkmayacaktın.
Ama sana verecek bir şeyi yok bundan başka.
Onu yoksul buluyorsan, aldanmış sanma kendini.
Geçtiğin bunca deneyden sonra öyle bilgeleştin ki,
Artık elbet biliyorsundur ne anlama geldiğini
İthakaların.
Yorum yazarak Birikiyorum Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Birikiyorum hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Birikiyorum editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Birikiyorum değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Birikiyorum Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Birikiyorum hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Birikiyorum editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Birikiyorum değil haberi geçen ajanstır.