Oyuncak Müzesini Gezi’Yorum. Yaşımız kaç olursa olsun, o oyuncakları görmek ne kadar iyi gelecek. Teknolojinin nimetleriyle, bu sefer uzaktan.


5 dakika


Gezi’Yorum köşesinin bu haftaki konuğu; Oyuncak Müzesi.

Sakladığınız Oyuncaklar Var mı?

Misketler, bebekler, arabalar. Sizin de çocukluğunuzdan bu yana getirdiğiniz oyuncaklarınız var mı? Kim bilir ne kadar eğlendiniz? Üstelik de ne kadar kıymetliydi. Belki gece olunca “o olmadan” uyuyamadığınız bile olmuştur.

Pek çoğunu günümüze kadar saklayamadım ancak hala hatırladığımda içimi sıcacık kaplayan oyuncaklarım oldu. Ananemde kaldığım zaman, kuzenim Yasin’le sokaklarda da oynayabilirdik üstelik. Plastik telli arabaları süsler, hortumlarla yaptığımız külahları üfler, hatta cicoz müsabakaları düzenlerdik.

Annem, her iğneye gideceğimiz zaman, o oyuncak ayıyı, artık alacağını söylerdi. Hiç oyuncak ayım olmadı. Ama bir sürü oyuncağım oldu. Legolarım, bebeklerim, zeka oyunlarım… Üstelik yine ananemin terziliği sebebiyle onlara ellerimle yaptığım kıyafetler de oldu. Sürfile, teyel, düğme dikme, daha minicik zamanlarda başka bir oyun çeşidiydi benim için. Önemli olan düzgün ve dikkatli yapılmasıydı. Ödül olarak da köşedeki Yıldırım Kırtasiye’den bir kitap hatta belki leblebi ya da limonata tozu.

Oyuncak Geleceği Vadeder (Oyuncak Müzesi Videosundan)

Oyuncak geleceği vadeder diyor Sunay Akın. Hatta gerçek, hayallerin izini takip eder. Kim bilir, belki elime aldığım her işi dikkatli, düzenli ve de özenle yapmamın sebebi o oyun çeşitleri olabilir. Her sevindiğim zaman, kendimi ödüllendirmek için, kitap almama ne demeli peki?

Uzun zamandır emanet olarak, gözüm gibi sakladığım bebeğin hikayesini anlatmıştım daha önce. Ya da Geleneksel Çocuk Oyunları Barbie ve Süper Mario’ya Karşı diyerek özlemle hatırlamıştım çocukluğumu. Ne güzel günlermiş.

İstanbul Oyuncak Müzesi: Belgin ve Sunay Akın

Maalesef pandemi sebebi ile henüz yerinde ziyaret etmiş olamasam da, İstanbul için ilk planlarımdan oyuncak müzesi. Üstelik sadece çocuklarım görsün diye de değil. Elbette görsünler ancak kendi çocukluğumu da tekrar yaşamak en sırlı hayali. ?

Sevgili Belgin Akın’ın ne kadar emek verdiğini biliyorum. Kendisi ve değerli eşi Sunay Akın’la hep tanışmak, sohbet etmek hatta bir sofrada oturmak istediğim çok olmuştur. Henüz gerçek olamadı. Ama olduğunda mutlaka haberiniz olacak ? Hazır yeri gelmişken, yaptıkları bu kıymetli hizmet için kendilerine bir kere daha teşekkür etmek şart oldu.

Oyuncak Müzesi Nasıl Anlatılır?

Heyecanımı doğru ifade edebilmek için uzun uzun düşündüm.

  • Aslında oyuncaklar hayatımızda tahmin ettiğimizden de çok önemli,
  • Karı koca bu kıymetin farkında ve bir değer yaratmışlar,
  • Madem yerinde göremiyoruz, işte buyurun dijital olarak oyuncak müzesi

özüne, yakışacak cümleleri bir türlü bulamadım. Cümlelerimin eksik kalma olasılığı panik yaptırdı. İşte o panikle karşıma sevgili Sunay Akın’ın konuyla ilgili videosu çıktı. ?

Neden Oyuncak MüzesiSunay AKIN

“… gelişmiş ülkelerde oyuncak çocukların hayal güçleri gelişsin diye alınır. Geri kalan ülkelerde oyuncak, çocuklara oyalansın diye verilir…”

“…gerçek hayallerin ayak izlerini takip eder.”

Ne kadar etkileyici değil mi?

İşte o yüzden, sadece gülmeyi bıraktım.

Şimdilerde daha 20 aylık olan oğlum, yeni bir oyuncağı olmasına karar verdi. Eski tansiyon aletinin stetoskobu. Hani doktora gittiğimizde sırtımızı dinledikleri. Önceleri biraz tepkiliydim. Bir sürü oyuncağı varken, neden oyuncak olmayan bir şeyle oynasındı ki? Sonra pelüş oyuncaklarını yatırıp, karınlarını, sırtlarını dinlediğini görünce, tepkim için kendi kendimden utandım.

Sözü fazla uzattım yine. Nerede kalmıştık.

Mutlaka yerinde de görmek şansımız olsun. Ama madem göremiyoruz, ve de dijital olarak ulaşabilme imkanımız da var. İşte karşınızda oyuncak müzesi. (Bu arada, tüm katlarını gezmeyi unutmayın.


Adres

Ömer paşa Caddesi Dr. Zeki Zeren Sokağı No:17
Göztepe / İSTANBUL

Harita Bilgisi

Ziyaret Saatleri

  • Salı – Cuma: 10:00 – 18:00
  • Hafta Sonu: 10:00 – 18:30

☎️ 0 (216) 359 45 50 – 51


Like it? Share with your friends!

ilknur.tv

Efdal ve İlker'in annesi, Kerim'in kıymetlisi 1998 yılından bu yana "Kurumsal Hayat"ta yönetiyor ve organize ediyor. Sosyal Farkındalık ve Sorumluluk için, her alanda, "sanatla" çaba sarf ettiğini düşünüp; BiRiKiYOR

0 Comments

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Comments

comments

Powered by Facebook Comments