Paranın sağı solu olur mu? Olur olur, üstelik çok fazla çeşidiyle olur, olmuş, var! Sorunun siyasetinde olmayıp, dağıtım sisteminde olduğu ile ilgili çocuk kalbinden minik bir hikaye.


5 dakika


Paranın Hası

Hikayemize başlamadan önce, biraz egoist bir tavır sergileyelim. Ve en güzel paranın Türk Lirası olduğu ile konuya giriş yapmış olalım.

Barbar Türkler!

Bilmeyenler için bir Fransız Spikerin, Barış Manço ile olduğu canlı yayında, sürekli “Barbar Türkler” küstahlığıyla ilgilidir bu anı.

Spikerin tavrı, üslubu son derece çirkindir. Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere “Yanınızda kâğıt para var mı?” diye sorar. Bu soru spikeri şaşırtır ve “Evet var ama ne olacak?” der. Barış Manço ısrar edince spiker cebindeki kâğıt paraları çıkarır.

Barış Manço spikere sorar: “Bu paranızda fotoğrafı olan kişi kimdir?” Spiker, “General” der. Barış Manço diğer paralardaki kişileri de sorar. Spikerin verdiği cevaplar hep, “Falanca general, falanca amiral, falanca komutan” şeklindedir…
Bu sefer Barış Manço cebinden Türk paraları çıkarır. Spikere şöyle der:
“Bakın bu parada fotoğrafı görülen kişi Mehmet Akif Ersoy’dur, kendisi büyük bir şairdir. Bu fotoğraftaki kişi de Mevlana’dır, bir düşünürdür. Bu paradaki kişi Fatih Sultan Mehmet’tir, adaletin sembolüdür. Bu paradaki kişi ise Atatürk’tür, ‘Yurtta barış, dünyada barış’ diyen ulu önderimizdir.


Bizim paralarımız işte bunlar.

Biz Türkler ince ruhlu, kibar, medeni insanlar olduğumuz için paralarımızın arkasına şairlerimizin, düşünürlerimizin, bilim adamlarımızın fotoğraflarını bastık.
Siz Fransızlar asıl kendiniz barbar, vahşi olduğunuz için paralarınızın arkasına hep savaş yapan adamlarınızın fotoğraflarını basmışınız!”

Sonrasında canlı yayın kesilir, spiker değişir, Türk Halkından özür dilenir ve yayın devam eder.

İşte böyle havalı bir girişten sonra hikayemize başlamış olalım. Hikayemiz üç farklı paranın birbirini ikna etmesi ile ilgili olup, siyasetle uzaktan yakından alakası yoktur.

Tıpkı dizilerin başında “hayal ürünüdür” ibaresi gibi oldu bu başlangıçta. 🙂

Paranın Kardeşliği; Sağcı Para, Solcu Para, Olmayan Para

Evvel zaman içinde üç tane para kardeş yaşarmış. Bunlardan biri sağcı, diğeri solcu, sonuncu ve en yaramaz olanı ise olmayan para olarak bilinirmiş. Hepsinde bir liderlik yarışı, sürekli kendileri ön planda olsun isterlermiş.

Yine böyle bir gün başlamışlar kendi aralarında üstünlük yarışına. Karşılarına ufacık bir çocuk almış, hakem yapmışlar. Amaç yoksulluğu, fakirliği, kalitesizliği doğru düzgün bitirebilecek olanın seçilmesiymiş. Bunun için hepsi fikirlerini anlatacak, hakem olan çocuk karar verecekmiş.

Komünist Para almış ilk sözü.

Size Küba’dan örnek vereyim, demiş. Küba’da iki tane para birimi var.

Biri Resmi Küba Pesosu (CUP) Diğeri Çevrilebilir Küba Pesosu (CUC). Başlarda Dolarizasyon* yüzünden çıkarıldı. Resmi Peso CUP genel olarak halkın kullandığı, Çevrilebilir Peso CUC; turistlerin kullandığı para. Ve Dolara, Euro’ya ya da Kendi resmi parasının uluslararası değerine denk. 2

Yani dışarıdan gelen turist;

  • Nasıl olsa Resmi Peso Cuc ucuz diye, ülkelerinden gelip, pazarları soyup soğana çevirmeyecek.
  • Uluslararası değerde, eder ne ise, o kadar para ödeyecek.
  • Böylece buradan ucuza alıp, kendi ülkesinde karaborsacı gibi haksız kazanç elde etmeyecek.
  • Kar bu ülke halkının olacak. Kazanç gerçekten hak edenin olacak

Beni kullanan insanlar, halkının kazanmasına öncelik verir. Kimse parasız kalmaz. Üstelik eğitim ve sağlığa da para harcamaz.

demiş solcu para.

Çocuk kalbi dinlemiş, düşünmüş ve açıklamaları için teşekkür etmiş solcu paraya. Doğru söylüyorsun, haklısın “bu değerleri insanların koruması ve kollaması gerek” demiş.

Anı – Ferhan Şensoy ve Ekibine Küba’da ödenen para.

Şans Kapıyı Kırınca‘ filmini çekmek üzere Küba’ya gittik. Bir gün sette çalışırken Fidel Castro tarafından görevlendirilen bir adam bize zarflar getirdi. Zarflarda yönetmen Ferhan Şensoy için 20, oyuncular için 10, teknik ekip için de 5’er dolar vardı. Ferhan Şensoy parayı kabul etmeyip gönderdi. Tabii biz de geri verdik. Ancak para, şöyle bir notla sete geri gönderildi: ‘Topraklarımda çalışan hiçbir işçinin emeği karşılıksız kalamaz. Ülkemde çekim yaptığınız için teşekkür ederim. Fidel Castro’… Fidel Castro’nun bu notundan çok etkilenen Ferhan Şensoy ve bizler parayı kabul ettik. Sonra da paranın hepsini toplayıp Küba’daki bir tiyatroya bağışlamıştık. (İlkay Saran.)

İkinci Söz, Sağcı Paranınmış

Sizin haberiniz yok mu? demiş ilk önce sağcı para. Kadim inançlarda “zekat” denilen bir koruma kalkanı var. En yakınından başlamak üzere, ihtiyaç sahiplerine gönülden verilen bir ödeme sistemi. Vergi gibi. Kazancının belli bir oranı.

Parasızlık diye bir şey yok. Sadece paranın doğru paylaşılamama gibi bir sorunu var. Zekat sistemini devreye soktuğumuz zaman kimsenin para ile ilgili derdi kalmayacak. Herkesin refahına yetecek kadar para var üstelik.

Ahlaklı ve iyi insan olmak için gayret gösteren insanlar aç gözlü değildir. “Ben yaptım, komşum siftah yapmadı” diye herkesin hakkını gözeten insanlardır bu sisteme inananlar. Ölçüde, tartıda hile yapmaz, fazla olan her şeyi israf kabul eder. Hep birlikte başarabiliriz.

Hakem çocuk, yine dikkatle dinlemiş. Anlattıkları için teşekkür etmiş sağcı paraya. “Çok doğru söylüyorsun ve haklısın. Ama insanların dürüst olması ve bu erdemini kaybetmemesi gerek

Son Sözü, Olmayan Paraya Vermişler

Siz daha beni doğru düzgün tanımıyorsunuz demiş olmayan para. Öyle günler gelecek ki, paranın kağıt hali kalmayacak. Üstelik her türlü kıtlık ve felaket de cabası. Herkesin sanal hakları olacak. Yaptıkları her kötü harekette, hakları ellerinden alınacak.

İnsanlar bu hale kendileri getirecekler bu sistemi. Siz boşu boşuna uğraşıyorsunuz. İnsanlar böyle bencil hareket etmeye devam ederlerse, kendi kötülüklerinin sonuçlarını bu şekilde yaşayacak.

Minik hakem korkmuş, tedirgin olmuş. Anlattıkları için teşekkür etmiş olmayan paraya. “Ama bu söylediklerin çok ürkütücü. İnsanlık bu kadar bencil olmamalı.

Artık Söz Minik Hakemimize Gelmeliymiş

Söyledikleriniz için son derece haklısınız demiş. Solcu para gibi hakları korunmalı insanların. Emek veren kimse parasız kalmamalı. Ama bakıyorum sağcı para da aynı şeyi söylüyor. Para bir kimsenin değil her kimsenin eşitinde dağıtılmalı. Korkarım ki, olmayan paranın söyledikleri de doğru. İnsanlar bu bencillikle, bu kötülükle devam ederse kendi kendimizin sonunu hazırlayacağız.

Anlıyorum ki paranın sağı da solu da aynı dili konuşuyor. Üretmek lazım diyor. Üretip haklı bir şekilde paylaşmak. Birimizin değil hepimizin değerleri için uğraşmak. Benim çocuk kalbim bu büyüklerin acımasızlığına dayanamıyor.


Evet, bir varmış bir yokmuş. Tüm para kardeşler, ve geleceğimizin koruyucusu çocuklar bir olup insanlığın doğru ve düzgün olması için, el ele verip umut etmişler.


Önce günümüz, sonra geleceğimiz için demek lazımmış. Sonucunda olan hepimize oluyormuş. Sağı, solu, olanı, olmayanı değil. Adaleti, dürüstlüğü ve doğruluğu devam ettirmek gerekiyormuş.

Gökten üç elma düşmüş. Birincisi para kardeşlerin, ikincisi insanlık için kendini paralayanların, sonuncusu da Para’lıYorum için şu anda bu satırları okuyan değerli okuyucumuzun olmuş.

???

  • Dolarizasyon: Ulusal paranın değerini aşırı kaybetmesi sonucu doların iç piyasayı ele geçirmesi ve iç pazarda bireylerin gündelik alışverişlerinde dolar kullanır hale gelmesi.
  • 2

Like it? Share with your friends!

ilknur.tv

Efdal ve İlker'in annesi, Kerim'in kıymetlisi 1998 yılından bu yana "Kurumsal Hayat"ta yönetiyor ve organize ediyor. Sosyal Farkındalık ve Sorumluluk için, her alanda, "sanatla" çaba sarf ettiğini düşünüp; BiRiKiYOR

0 Comments

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Comments

comments

Powered by Facebook Comments