İş’liYorum kategorisinin bu hafta ki konu başlığını “Şamar Oğlanı Olmamak” üzerine kurgulamaya çalıştım.
Şamar Oğlanı Nedir?
Aslına “herkesin kolayca gelip çattığı, öfkesini kendisinden aldığı, azarladığı kimse.” olarak biliniyor. Benim bahsetmek istediğim kısımla ilgili mi, evet. Ama başka bir gerçeği var.
“Monarşilerde şehzadelerin yerine dayak atılan erkek çocuğu. Hem Doğu hem de Batı monarşilerinde görülen bir uygulamadır. Şehzadeye yakın yaşta ve genellikle düşük sosyal sınıflardan gelen bir erkek çocuğu, onun hataları nedeniyle dövülür; bunu gören şehzadenin aynı hataları tekrar etmeyeceği umulurdu.”
Düşük Sosyal Sınıftan gelen bir erkek çocuğu şehzadeye örnek olsun diye dayak yiyor. Üstelik şehzadenin hataları yüzünden! Aslında bu bile sayfalarca yazılacak yazı demek.
Lafım Size
İş yerinde yeni misiniz? Kimseyi tanımıyorsunuz ya da tecrübeniz “diğerlerine göre” daha az. İlla ki iş yeri üzerinden gitmemize de gerek yok. Hayat sizi biraz yordu, belki de incindiniz ???. Durgunlaşıp dingin bir insan oldunuz, ya da özgüveniniz artık eski yüksekliğini kaybetti. Hayat bu, olur mu olur. Ya da sadece son derece iyimsersiniz ve insanlara yardım edip faydalı olmaya çalışıyorsunuz.
İyilik evet, yardımseverlik çok güzel. Ancak, yaptığınız güzellik, belki de bazen “ses çıkarmama” karşı tarafın size son derece yanlış değerlendirme yapıp davranmasına sebep olabilir.
- Bir bakarsınız yaptığınız iyilik göreviniz haline gelmiştir de, siz yapamaz durumda olduğunuzda ya da yapmadığınız da, insanlar “küstah” olur. (Saygısızca davranan kimse)
- Ya da bir bakarsınız, astınız sizi kullanmaya, kandırmaya, yanlışa yönlendirmeye sebep olur. Siz kendilerini her daim koruyup kollarken bir bakmışsınız ki, kocamış kurt olmuşsunuzdur da maskaralık konuşulur olmuş.
Dayak Sadece Fiziksel Değildir! Kimse için dayak yemeyin.
Kimsenin gönlü olacak diye kendi isteklerinizi, hayallerinizi ötelemeyin, ertelemeyin. Hele hele karşınızda ki utanmadan hala “cevap vermek için” cevap veriyorsa dayak bile atabilirsiniz. (Tabi ki işin şakası ve şiddetin her türlüsüne karşıyız)
Evet ister kurumsal ister özel, herkesin hayatı çok zor. Herkes ama herkes; geçim sıkıntısı, gelecek kaygısı, sağlık sorunları, endişe ve tahammülsüz hayatlar sürüyor. Ve evet herkes kendi hayatının kahramanı.
Sadece şunu unutmamamız gerekiyor. Saygı sevgiden de önce gelir. İnsan olmamızın, ortak toplum bilinci içinde yaşayabilmemizin (buna medeniyet diyor bilim insanları) en önemli maddesi saygı.
- Bırakın son lafı söylemek gibi dert, sizin derdiniz olmasın. Bilin ki haklı olmak sizin derdiniz olsun. Laf yarışı yapmak çözüm değil saygısızlık üretir. Bir nevi dayak. Ne şamar atın, ne atmalarına müsaade edin.
- Kimseye kapris yapmayın. (Kapris: düşüncesizce, geçici, değişken, huysuzca istek ya da davranış.) Bu o şımarık hata yapan şehzadelere benziyor. Şımarık şehzade olmayınca şamara da gerek kalmıyor. Her şeye rağmen ne kadar olumlu, sorun çıkartan değil çözüm üreten olduğunuzu cümle alem bilsin. Her şeye rağmen.
- Bozguncu değil, yoldaş olmaktan vazgeçmeyin. Bilin ki, sizi bilenler sizden emin olsun. Sizde onlardan. Ego varsa takım yok. Yetenek birliği varsa iletişimsizlik yok.
- Ve evet kimsenin kafası gürültü kaldırmıyor. Gürültü yapanlar, bilin ki sizin de dingin yapmaya çalıştığınız ruhunuza, gürültü katacak. Uzaklaşın.
Şamarsız, fiziksel ya da duygusal şiddetten zinhar uzak 🙂 tez covidin kellesinin alındığı..
Yok yok öyle değildi.
Gökten üç elma düşmüş. Biri okuyanın, biri yazanın biri de her daim saygıyı hayatında ön planda tutanın olsunmuş.
Sevgi ama en çok saygıyla ?♀️
Önerilen Yazı -> Plaza Hicivleri | Kaktüs – Orkide
0 Comments