Savaş filmleri tarihin en karanlık günlerini taşıyor sinemalardan, televizyonlardan bizlere. En iyi örneklerini sıralıyoruz dünden bugüne.


5 dakika


Savaş filmleri önereceğiz sizlere bugün. En KÖTÜ savaşları anlatan en İYİ filmler onlar. Tarihin kapkara sayfalarından ekranlara yansıyan izler…

Bu perşembe çevre ve kirliliğinden değil dünya tarihini kirleten savaşlardan bahsedeceğim.

Yanı başımızda savaş biraz durulmuşken, şimdi de kuzeyimizde kanlı bir savaş devam ediyor. Onlarca insan ölüyor, yüzlercesi vatanlarını terk ediyor. Daha önceki tüm savaşlarda olduğu gibi… Ve hala dünyanın bir çok yerinde süren iç savaşlarda insanlar açlığa mahkum ediliyor.

Korkunç gerçekler, saçma sebepler, sahte kahramanlar bir yanda anlatılmayanlar, içlerinde bir ömür taşınanlar var…

Tarihi savaşlarla geçmiş Türklere, savaşların topraklarını kanla suladığı Anadolu’ya ait hak ettiği kadar iyi anlatımların olmadığını düşünüyorum. Oysa ki yakın tarihimizde dünyanın görüp göreceği en büyük komutan var; Atatürk. Öyle büyük bir destan var Çanakkale‘de… Ve Kurtuluş Savaşımız Anadolu’nun dört bir yanında. Başka ülkelerdeki işgalleri kahramanlık öyküleri ile kurgulayan bir sinema sektöründe elbette böyle destanlara yer vermek istemezler.

Gelelim en iyi savaş filmleri sıralamasına…

Bu filmler arasında en iyilerini yazmak biraz zor. Dünyanın ne kadar yaşlı olduğunu, yüzyıllardır ne çok savaşa şahit olduğunu düşünürsek film sayısı da bir o kadar fazla. Bu filmleri dönemlerine göre ayırarak ve sadece savaşın yıkıcılığını göstermek üzere sıralamak istiyorum. Tabii ki bir sürü ödüllü, başarılı film var ama ben kendi sevdiklerimi ve izlemek istediklerimi yazacağım. Keşke demeden de edemiyorum, bize ait de olsa böyle başarılı işler. Var tabii ki ancak ben sanırım kahramanlığı yeteri kadar anlatamadığını düşünüyorum.

1.Dünya Savaşı Filmleri

I. Dünya Savaşı, 28 Temmuz 1914 tarihinde başlayan ve 11 Kasım 1918 tarihinde sona eren Avrupa merkezli küresel bir savaştır. II. Dünya Savaşı’na kadar Dünya Savaşı veya Büyük Savaş olarak adlandırılmıştır. …. Nihayetinde 60 milyon Avrupalı dâhil olmak üzere 70 milyon askerî personel, tarihin en büyük savaşlarından biri için seferber edilmiştir. Yeni teknolojiler sayesinde silahların öldürücülüğünde görülen muazzam ilerlemeye karşılık savunma ve hareketlilikte aynı miktarda gelişme olmaması sonucu, savaşa katılan yaklaşık 9 milyon kişi hayatını kaybetmiştir.” 1

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok

Orijinal adı All Quiet On the Western Front. 1930 yapımı bu film aslında Büyük Alman Yazar Erich Maria Remarque’ın aynı adlı romanı. İzlendiği dönemde aldığı övgüler dışında günümüzde dahi bir çok ödül toplamayı başarmış bir film bu. Sinema tarihinin belki de en çok bilinen en iyi savaş karşıtı filmidir.

Konusuna gelirsek; bir erkek lisesinde çalışan Profesör Kantorek, öğrencilerine asker olup savaşa katılma konusunda etkili konuşmalar yapar. Ve sonunda bir çok öğrenci bu konuşmaların yönlendirmesiyle savaşa katılır. Aslında savaşın özellikle siperlerde hiç de öyle kahramanlık dolu bir yanı yoktur. Savaş acıdır. Devam filmi de 1936 yılında gösterime giren The Road Back bu bölüğün evlerine dönüşünü anlatır.

Gallipoli

Evet bizim Gelibolu. Çanakkale Destanımızı uzak diyarlardan buralara getirilen bir grup Avustralyalı genç üzerinden anlatan film 1981 yapımı. Aslında bir savaş filmi değil. Savaşın onlar için anlamsızlığını, İngiliz sömürgeciliğini anlatan savaş karşıtı bir filmdir. İki koşucu olan Anzac askeri için önce bu yolculuk bir macera ve eğlence iken vatanlarını ölüm pahasına savunan Türk askerleri karşısında acı gerçekle karşılaşırlar. Ve bu uzak diyarların yabancıları için savaşın anlamsızlığı çıkar ortaya. Mel Gibson da filmin içindeydi. Mutlaka tarihsel açıdan hatalar vardır ama yine de anlatımı ile bir çok ödül toplamayı başardı. Aslında film bizim topraklarımızda geçmesine rağmen kitlesel savaşlardan uzaktaki Avustralya tarihi açısından da önemli bir filmdir.

Zafer Yolları

Orijinal adı The Paths of Glory olan film 1957 yapımı bir baş yapıt. Stanley Kubrick yapımı. İzlemediyseniz mutlaka izleyin. Savaşın anlamsızlığını, yüksek rütbeli komutanların yozlaşmışlığını ve insan hayatının değersizliğini anlatıyor bu filmde Kubrick.

Bu filmde Kirk Dougles askerleri generallere karşı savunan bir albayı canlandırıyor. Aslında cephe görüntülerinden çok savaştan kaçmakla suçlanan askerlerin yargılandığı mahkeme planlarıyla ön plana çıkıyor. Albay Dax’ın saldırıyı milliyetçilik yaparak savunan General Mireau’ya söylediği “Milliyetçilik alçakların son sığınağıdır” sözü savaş karşıtlığının en güzel örneğidir.

2.Dünya Savaşı Filmleri

Hiç şüphesiz bu etaptaki en güzel örnekler Nazi Almanyası’nı konu alanlar. Ama önce yine hatırlayalım bu yıkıcı harbi.

“II. Dünya Savaşı, 1939’dan 1945’e kadar süren küresel savaş. Savaşa dönemin büyük güçleri ve dünya ülkelerinin büyük çoğunluğu katıldı ve iki karşıt askerî ittifak kuruldu: Müttefikler ve Mihver. 30’dan fazla ülkeden gelen 100 milyondan fazla personelin doğrudan katıldığı bu topyekûn savaşta, savaşın büyük tarafları tüm ekonomik, endüstriyel ve bilimsel kapasitelerini savaş için seferber ettiler. 70 ila 85 milyon ölümle sonuçlanan II. Dünya Savaşı, insanlık tarihindeki en ölümcül savaştı ve savaş boyunca askerî personelden daha çok sivil kayıp verildi. “ 1

Bitva za Sevastopol 

Onlarca film olmasına rağmen neden bu filmle başladım derseniz bu film II. Dünya Savaşı’nı anlatan ve şu an savaş halinde olan iki devletin ortak yapımı bir film. Zaten konu da bu; Nazi Almanya’sına karşı topraklarını korumak için birleşen Kızıl Ordu. O zaman topraklarını, ortak değerlerini korumaya çalışan bu iki devlet nasıl olur da tüm bunları unutur ve şimdi bir çıkmazın içine girer? Hem de değerleri ve geçmişi ortakken sırf başka güçlerin çıkarları hatırına…

Bu konuyu hatırlatmak için Sivastopol İçin Savaş’la başladık döneme. Sovyet kadın keskin nişancı Lyudmila Pavliçenko’nun hayatını anlatır film. Ve aslında çok da yakın bir dönemde yapmışlar ortak bir şekilde. 2015 yılında. Mutlaka izlenecek filmler arasına girmesinin bir diğer nedeni de bu dönemin genellikle Amerika, Almanya ve Japonya tarafından anlatılması. Bu kez şimdi savaşan taraflardan izleme olanağı bulacaksınız.

Schindler’in Listesi 

Tabii ki en iyiler arasında. 1993 yapımı ve Steven Spielberg’e ait. 7 dalda Oscar ve daha bir çok ödül kazanan bu isim gerçek bir hikayeyi konu alıyor. Ve bence izlenmesi gereken en önemlilerden biri. Gerçek bir öykü olmasına rağmen bazı eleştirmenler olayların çarpıtıldığını iddia eder. Daha önemli işler yapmış insanlar varken Nazilerin içinden bir patronun kahraman haline gelmesini eleştirir. Ama gene de savaş filmleri denildiğinde ilk akla gelen ve iz bırakan filmlerden biridir.

Filmin kahramanı 2. Dünya Savaşı yıllarında Nazi Almanya’sında yaşayan girişimci bir Alman; Oskar Schindler. Ordu için metal kaplar üreten bir fabrika kurduktan sonra baskı altındaki Yahudileri işe almak için bir liste yapar. Filmin yapıldığı zaman yaşayan Yahudilerin o zaman kurtulan 1100 kişiden geldiği belirtilir.

Çizgili Pijamalı Çocuk

Beni en etkileyen savaş filmlerinden biri bu film. Soykırımı bir çocuğun gözünden anlatıyor. John Boyne imzalı bir roman aslında.

Nazi subayının oğlu Bruno ile Aushwitz toplama kampında yaşayan Shumel’in hikayesi. Bruno için evde çalışan çizgili kıyafetli insanlar, tel örgülerin arkasındaki binalar merak uyandırıcıydı. Tam da bu sırada tanışır Yahudi çocukla. Ve kafasındaki gizemi çözmek, yalnızlığını gidermek amacıyla bir oyun oynamak sebebiyle girer toplama kampına. Arkadaşlıkları yasak olan bu küçük iki çocuğun gözleriyle görüyoruz savaşın trajedi yönünü. Ama o yaştaki çocuklara izletilemeyecek kadar etkileyici. Dostlukları savaşın dışında bambaşka yerlere götürürken, filmin sonu izleyici oturduğu koltuğa adeta çiviler. Uzun süre eminim ki etkisinden çıkamayacaksınız.

La vita è bella

Ve tabii ki Hayat Güzeldir! 1997 İtalya yapımı bu film bir çok ödülü ve tabii ki izleyicinin gönlünü hala kazanmaya devam eden bir film.

Amcasının yanında garsonluk yaparken kitabevi açma hayali kuran Italyan Yahudi Guido ile genç öğretmen Dora’nın aşkıyla başlayan romantik sahneler, sonrasında yerini toplama kampında çocuklarını korumaya çalıştıkları dramatik sahnelere bırakıyordu. Baba Guido oğlunu askerlerden saklamayı başarır ve ona oldukları toplama kampını bir oyun alanı olarak anlatır. Her şey bir oyundur ve ödül vardır, bir tank. Ve sonunda savaş bitip Amerikan askerleri oraya vardığında babasına verdiği sözü yerine getirmiş olarak saklandığı yerden çıkar. Onu orada çok istediği oyuncak tankın gerçeği vardır.

Ve diğer savaşlara dair olanlar

Bonus olarak da mutlaka bu iki filmi öneriyorum.

No Man’s Land-Tarafsız Bölge 

Bosna Savaşını anlatan bu film bir çok ülkenin ortak yapımı olarak 1997 yılında girmiş gösterime. Aynı sipere saklanmak zorunda kalan Bosnalı ve Sırp iki askerin hikayesini anlatır izleyiciye.

Insyriated-Hayatın İçinde (2017)

2017 yılında gösterime giren bu son film de Belçika yapımı. Suriye’de savaşın ortasında evlerinde kapalı kalan ailesini korumaya çalışan bir annenin dramını anlatıyor.

Ve Son Olarak Diğer Film Önerilerimiz

Yılbaşı Filmleri

Kadın Dayanışması Konulu Ünlü Filmler

Karantina : Film Önerilerim


Like it? Share with your friends!

Figen DEMİRTAŞ
Sayılardan ve ünvanlarından sıyrılmış bir emekçi. Hayatın her daim öğrencisi. Kadın, anne ve yazmaya sevdalı bir hayalperest.

0 Comments

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Comments

comments

Powered by Facebook Comments