Türk Harf Devrimi Gerekliydi
Türkiye Cumhuriyeti 5. Yaşını doldurduğunda yapılması gereken bir dizi reform vardı fakat önünde çok büyük bir engel vardı. Bu en önemli engel dil ve o dili oluşturan harflerdi. Arapça harfleri kullanılıyordu ve öğretimde Arapça, Farsça ve Türkçe karışımı bir dil konuşuluyor Arapça harflerle yazıya dökülüyordu. Arapça harfler fonetiği gereği Arap toplumun diline uygundu fakat çoğunluğu Türkçe konuşulan bir coğrafyadaki yurttaşlar için bu çok zordu. Diğer bir zorluğu ise nüfusun çok büyük bir bölümü zaten okuma yazma bilmiyordu ve Arap harfleri ile yazılan her kitap onlar için dini birer semboldü. Dolayısı ile de bu durum inkılapların yapılmasını güçleştiriyordu özellikle çağdaş uygarlık seviyesine geçmek isteyen Atatürk için eğitim bu kadar önemliyken.
Ragıp Hulusi Özden, İbrahim Grantay, Ahmet Cevat Emre, Emin Erişirgil, İhsan Sungu, Avni Başman, Falih Rıfkı Atay, Ruşen Eşref Ünaydın, Yakup Kadri Karaosmanloğlu’ndan oluşan bir Alfabe ve Dil Komisyonu oluşturulmuş, kurul çalışmalarını kısa zamanda tamamlamıştı.
Açıklamalar
9-10 1928 Ağustos akşamı Sarayburnu’nda düzenlenen bir dinletide Falih Rıfkı Atay, Atatürk’ün yeni harflerle yazdığı açıklamayı yüksek sesle okudu:
“Arkadaşlar, güzel dilimizi ifade etmek için yeni Türk harflerini kabul ediyoruz. Bizim güzel, ahenkli, zengin dilimiz yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir. Yüzyıllardan bu yana kafalarımızı demir çerçeve içinde bulundurarak anlaşılmayan ve anlayamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak, bunu anlamak zorundasınız. Anladığımızın belirtilerine yakın gelecekte bütün dünya tanık olacaktır. Buna kesinlikle inanıyorum.”
Atatürk, aynı gece Sarayburnu’nda halka şunları söylemiştir:
“Bugün yapmak zorunda bulunduğumuz çok değerli bir iş daha vardır: Yeni Türk harflerini çabuk öğrenmek… Kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya, bütün yurttaşlara öğretiniz… Bunu yurtseverlik, ulusseverlik görevi biliniz. Bu görevi yaparken düşününüz ki bir ulusun, bir sosyal topluluğun yüzde onu ancak okuma yazma bilir, yüzde doksanı bilmezse, bundan insan olanların utanması gerek.”

Okuma Seferberliği
Ve öyle de oldu çok büyük bir Okuma Seferberliği başladı, Atatürk başka çalışmalar için bile gitse gittiği her yerde yurttaşlarla bizzat okuma yazma çalışmaları yapmıştır.
Sonrasında Türk dili üzerinde araştırmalar yapmak, yaptırmak ve Türk Dili’nin güncel sorunlarıyla ilgilenerek çözüm yolları bulmak amacıyla bizzat Atatürk’ün emriyle 12 Temmuz 1932 tarihinde Türk Dil Kurumu kuruldu. İlk adı Türk Dili Tetkik Cemiyeti’ydi. Atatürk için çok değerli olan iki kurumdan biriydi Türk Dil Kurumu ve kurumun finansmanı O’nun mirası ile sağlandı.
Kaynaklar
Harf Devrimi, Türkiye’de 1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı “Yeni Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında Kanun”un kabul edilmesi ve yeni alfabenin yerleştirilmesi sürecine genel olarak verilen isimdir
Wikipedia

Atatürk ve Geometri
Atatürk öğrenmemizi kolaylaştırmak için özellikle bilim alanında kendi dilimizde eğitim alabilmemiz için hiç durmadan çalışmıştır. Atatürk’ün çok okuyan bir lider olduğunu zaten biliyoruz ama bazen kendi ismiyle bazen de başkalarının kitapları arasında bazı bölümleri yazmıştır. Geometri Kitabı da isimsiz yazdığı kitaplardan biridir. Ölümünden sadece bir buçuk yıl önce Arapça ve Farsça terimlerin öğrencilerin işini zorlaştıracağını bildiğinden III. Türk Dil Kurultayı’ndan hemen sonra kaleme almıştır.
Atatürk Geometri kitabı yazdı:
Agop Dilaçar Anlatıyor:
“Geometri kitabını Atatürk, ölümünden bir buçuk yıl kadar önce Üçüncü Türk Dil Kurultayı (24-31 Ağustos 1936)’ından hemen sonra 1936-1937 yılı kış aylarında Dolmabahçe Sarayı’nda kendi eliyle yazmıştır.
1936 Sonbaharında bir gün Atatürk beni, Özel Kalem Müdürü Süreyya Anderiman’ın yanına katarak Beyoğlu’ndaki Haşet Kitabevi’ne gönderip uygun gördüğümüz Fransızca Geometri kitaplarından bir tane aldırttı.Bunlar Atatürk’le birlikte gözden geçirildikten sonra, yazılacak Geometri kitabının genel tasarısı çizildi. Bir süre sonra ben ayrıldım ve kış aylarında Atatürk bu eser üzerinde çalıştı. Geometri kitabı bu emeğin ürünüdür.
Kaynak: Agop Dilâçar, “Geometri” kitabının “Önsöz”ü, Türk Dil Kurumu Yayını, 1981, s.V
Şu anda kullandığımız geometri terimlerinin Atatürk tarafından bizzat Türkçe’mize kazandırıldığını biliyor muydunuz?
Açı, açıortay, alan, artı, beşgen, boyut, bölü, çap, çarpı, çekül, çember, dış ters açı, dikey, dörtgen, düşey, düzey, eğik, eksi, eşit, eşkenar, gerekçe, iç ters açı, ikizkenar, kesit, konum, köşegen, oran, orantı, paralelkenar, taban, teğet, toplam, türev, uzam, uzay, üçgen, varsayı, yamuk, yatay, yöndeş’tir.
0 Comments