Serbest kıyafetten önce şortlu etekli takımlar, ondan önce mavi önlükler, ondan daha da önce siyah önlükler vardı ilkokullarda..
İşte ben o siyah önlüklü, beyaz yakalı, beyaz kumaş mendilli, saçları sıkıca toplanmış ve beyaz kurdele ile süslenmiş, ayakkabıları boyalı, mini minnacık sevimli birlerden olan zamandan geliyorum.
Sabah 7 olmadan okul bahçesinde toplanılır, toplanmak dediğimde; her sınıf kendi sırasında, ikişerli sıra, sağ kolunu önündeki arkadaşının omzuna uzatır hiza alırsın. İp gibi dümdüz olur sınıflar ve sessizce seçilmeyi beklersin.
Çok şanslıyım ki, ben hep seçilirdim. Okumayı çok sevdiğimden mi, coşkuyla okuduğumdan mı, öğretmenlerimin gönlümü yapmak istemesinden mi bilemiyorum. Ama çok mutlu olurdum. Sanki Andımızı okutmazsam eksik kalırdı öğrenciliğim..
Öyle gururla, öyle bağıra çağıra söylerdim ki, arkadaşlarımda coşkuyla karşılık verirdi;
Türküm! Türküm! Doğruyum! Doğruyum! … Ne mutlu Türküm diyene.
“iyi dersler arkadaşlar” “sağol”
Düşünüyorum da, öğrenciliğin, yurttaşlığın, doğru ve ilkeli insan olmanın kurallarını ilk görevine, gününe, işine başlamadan her gün tekrarlıyorsun. Ne büyük bir motivasyon, ne incelikli ne disiplinli bir öğretim şekli..
Evet karda kışda da okuduk. Evet kimi zaman titredik, kimi zaman terledik ama okumaktan hiç vazgeçmedik. Bize ilkelerimizi unutmama disiplini sağladı bu eylem. Son 10 yılda vizyon, misyon seferberliği arttı ya kurumsal şirketlerde, alın size en büyük vizyon, misyon..
– –
Neyse sözün endazesini kaçırmadan, tüm özleyenlere minik bir video hediyesi ile kapatalım yazımızı..
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, hiç durmadan yüreyeceğime ant içerim. Ne mutlu Türküm diyene..
İyi dersler arkadaşlar..
ANDIMIZ
Türküm, doğruyum, çalışkanım
İlkem; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak, yurdumu
milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk!;
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe
durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım, TÜRK varlığına
armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!
0 Comments