İlk meslek seçimlerimiz…
İlkokula başladığım yıllarda çok başarılı bir öğrenciydim. Ne olacaksın dediklerinde hemen “doktor olacağım” derdim. Hatta branşım bile belliydi. Çocuk doktoru olacaktım. Çünkü benden küçük kardeşim hastalanmıştı. Onun gibi küçük çocukları iyileştirecektim,. Maalesef kardeşimi kaybettim. Böylelikle benim de tüm hayallerim bitti. İlk meslek hayalim böylece uçtu gitti.
Sonra lise yıllarımda çok sevdiğim ve gerçekten mesleğini aşkla yapan Müzik öğretmenim Özen Şekercioğlu, müzik konusunda yetenekli olduğumu, üniversitede konservatuvara girebilmem için elinden gelen tüm imkânları sundu. Bir yandan üniversite sınavlarına hazırlanırken, diğer taraftan da yetenek sınavları için ses, nefes eğitimleri, teorik bilgi vs eğitimi aldım. Ama bu sefer de babam izin vermedi. “Öğretmen olacaksan matematik, fizik, kimya öğretmeni ol” dedi. Hala içimde ukdedir konservatuvar.
Sonra ben anne oldum. İlk göz ağrım oğlum, çöp arabasının sesini duyunca pencereye koşar büyük bir hayranlıkla o çöpçüleri izlerdi. Onun bu deli heyecanını keyifle izlerdik. “Annem sen çok mu seviyorsun çöpçüleri” dediğimde de “evet ben de büyüyünce çöpçü olcaam” derdi. Güler geçerdim ama, ne yalan söyleyeyim korkardım da…
Havalı meslekler
Hepimizin hayalini çocuğumuzun iyi bir eğitim alması ve toplumda saygın ve bol kazançlı bir işi olması süslemez mi? Bir doktor annesi, bir mühendis babası olmak. Havalı havalı, bire bin katarak çocuklarımızı anlatmak. Hiç öyle mütevazilik tavırları yapmayalım. Hangimiz çocuğumuz için bunları düşünmeyiz?
Hepimizin gelecek hayalleri, bunun karşısında gerçekleri var. Ben bu konuda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Evet hala içimde ukdedir bir konservatuvar öğrencisi olmak ama benim gerçeklerim buna izin vermedi. Her şeye rağmen işimi çok seviyorum. Üniversite de öğrenci işleri servisinde çalışmam nedeniyle yüzlerce çocuğum oldu. Her birinin ayrı bir hikayesi var. Kimi öğrenciler sırf aileleri istedi diye yazdığı mühendislik bölümünü bitirmek üzereyken bırakıp gitti. Kimisi ise, çok daha iyi bölümlerde okuyabilecekken hayalini kurduğu meslek için eğitim aldı. İnanın çok mükemmel başarılarla mezun oldu bu öğrencilerimiz. Ve ben bu yüzden yazmak istedim bu yazımı.
Ülkemizin yangınlarla kavrulduğu şu günlerde gözümüz kulağımız gelecek haberlerdeyken, diğer tarafta çocuğumuzun seçeceği üniversiteler ve okuyacakları bölüm konusu telaşının içindeyiz. İçimiz yanıyor, ormanlarımız yanarken. Onca emek, onca hayvan, onca can yanarken diğer taraftan evladımızın geleceğini planlama derdindeyiz. Zor günler yaşıyoruz. Yalnızca canım ülkem değil, tüm dünya iklim krizi, korona, savaşlar, göçler, sel, deprem… Mutsuzluk, ümitsizlik her yerde. Yazık ki görmezden gelemeyeceğimiz gerçekler karşısında çocuklarımızın geleceğini en iyi şekilde planlamak zorundayız. Onların yarınları, hayatları güzel olmalı. Bu zorlu günleri hep birlikte el ele nasılsa atlatacağız. Yeter ki ümitlerimiz tükenmesin. Biz tükenmeyelim. Tükenmeyeceğiz de…

Üniversite sınavı…
Çocuklarımız, daha ilk okula başladıkları günden itibaren ülkemizdeki eğitim sistemi sayesinde sınavdan sınava koşturuyor. Sokakta arkadaşlarıyla oynamak varken, çocukluklarını yaşayamayıp gelecekte sahip olacakları hayatlarına yön vermeye çalışıyorlar. O kurstan bu kursa, özel derslere derken işte en en büyük sınav bitti. Şimdilerde de meslek ve okul seçimi peşindeler.
Kimi sınava yetişemez, kimi stresten ağrı sızı içinde o sınava girer. Belki dünyada eşi benzeri görülmemiş en zor sınavdır bizim çocuklarımızın girmek zorunda olduğu “Yükseköğretim Kurumları Sınavı”.
Çocuklarımız açısından bir kurtuluş noktasıdır bu sınav. Yıllarca ailesinden gördüğü baskıdan kurtulacaktır. Ya da gelecek hayallerini gerçekleştirecektir. Yaşayamadığı çocukluğuna inat, gençliğini yaşayacaktır belki de. Bu sınavdaki başarısı özgürlüktür. Bu sınavdaki başarı, iyi bir gelecektir onlar için. Başka bir şehirde olsun da hangi bölüm olursa olsun dur kimisi için. Kimisinin hayalindeki meslek, hayalindeki hayattır…
Dünya değişiyor.
Yaşam şartları gün geçtikçe zorlaşıyor. Mutluluğu yakalamak çok zor. Lütfen şimdiye kadar baskı altında tutulan çocuklarımızın ne istediklerine kulak verelim. Belki seçecekleri meslekler sizin hayalinizdeki hiç bir mesleğe yakın değil. Ama bu hayatı çocuklarımız yaşayacak. Çocuklarımızın hayallerine engel olmayalım. İnsan sevdiği işi en güzel şekliyle yapar.
Bırakın havalı bir bölümün eğitimini tamamladıktan sonra başarısız ve mutsuz bir meslek sahibi olmasınlar. Sevdikleri ve yapmak istedikleri meslekte çok başarılı ve mutlu olsunlar. Mutluluğun kapısı olsun gidecekleri üniversiteler.
Ülkemizin işini iyi yapan, mutlu insanlara ihtiyacı var.
Başarı ve mutlulukla kalın…
0 Comments