Uzaklara Gidebilme Rehberi
Tahmini okuma süresi 5 dakika
Merhaba Sevgili Dostlar,
Bu hafta sizlere yine bu aralar zihnimin meşgul olduğu bir konudan bahsetmek istedim. Günlük yaşamımız farklı rollerin içinde (yıllarca eğitimlerde bunu farklı renkli şapkalar takarak anlattılar) geçiyor.
Sabah uyandığım T0 anında bir duyguyla, bir düşünceyle uyanıyorum. Ardından telefonu elime alıyorum ve o anda ilk hangi mesajı, maili ya da bildirimi görüyorsam o role geçiş yapıyorum. Çalışan halime, öğrenci halime, çocuk ya da eş olma rolüme giriveriyorum. Sonra evden çıkana kadar bu roller arasındaki geçiş uzayıp gidiyor, gün boyunca da devam ediyor. Sadece bununla kalsa iyi, bu rollerin hepsi peşlerinden bir sürü kalabalık sürüklüyor. Hepsinin getirdiği ayrı bir sorumluluk, duygu ve düşünce de kendileri ile birlikte geliyor. Zamanla bu anlar nefesimizin azaldığı anlar haline dönüşüyor.
Okurken bile nefessiz kalanlarımız olmuştur! O zaman şimdi hep birlikte yazının bu noktasında bir an durup,
Gerçekten durup,
Mini bir egzersiz yapalım.
Sizden istediğim şey şu: gözlerimizi kapatalım ve içimizden telefon numaramızı geçirerek
-gözler açıkken geçirilmesi sayılmaz!- yeniden gözlerimizi açalım.
Bunu yaparken dikkatimiz sadece rakamların üzerinde olsun. Eğer farklı bir şey düşünmeye başladıysanız bir kere daha deneyin lütfen. Bunu başarabildiğimiz an zihnimizi gerçekten de bir an’a odaklayabildiğimiz ve elbette zihnimize gerçekten oksijen gönderebildiğimiz nadir anlardan.
Burada bazı kişilerin içinden ısrarla “peki neden telefon numarası” dediğini duyar gibiyim. Bu yazıyı yazarken ben de ilk olarak telefon numarasını değil çok sevdiğimiz bir şarkıyı düşünelim istedim. Sonra fark ettim ki bu bambaşka zihinsel yorgunluklar getirebilir. Bu nedenle basit olan güçlüdür esasından ilerleyerek telefon numarasında kalmaya karar verdim.

Amacımız zihnimize başka bir rüzgar dalgası getirmeden yalnızca yeterli nefesi alabilmesini sağlamak.
Yaşam içerisinde nefessiz kaldığımız anlarda kendimizle ilgili bir dünya karar alırız.
Yeni bir meditasyona başlamak, yoga grubumuza devam etmek, nefes koçu ile çalışmak, mindfulness eğitimine gitmek gibi. İndirdiğimiz aplikasyonları saymıyorum bile. Tüm bu kıymetli çalışmalara henüz katılmadıysanız ve hala katılacağım kelimesinin –acağım noktasındaysanız değerli dostlar, sizi mini egzersizimize yeniden davet ediyorum. Bu çalışmaların hepsine katılabilmenin, devam edebilmenin ya da hayatımızda aldığımız yeni bir kararı uygulayabilmenin yolu minicik sağlam taşlardan geçiyor. Yolumuza koyacağımız her bir taş bir sonraki adımı atmamızı kolaylaştırıyor.
Bu egzersizi hayatımıza soktuktan kısa bir süre sonra, mesela üzerine koyabileceğimiz başka bir versiyonu şu şekilde olabilir:
Gözlerimizi kapatıp,
Önce nefesimizin vücudumuzda başımızdan ayaklarımıza kadar ilerlediğini takip etmek,
Telefon numaramızı düşünüp,
Kaç tane tekrar eden rakam olduğunu düşünüp,
Yeniden nefesimizin vücudumuzda başımızdan ayaklarımıza kadar ilerlediğini takip edip,
Gözlerimizi yavaşça açmak.

Bir önceki çalışma sadece birkaç saniye sürerken bu versiyonu bir dakika kadar sürebilir. Bu sağlam kararlarınıza doğru ilerlerken atabileceğiniz bir diğer adımdır. Oldukça da sağlam bir adım.
Yoğunluktan kendimizi kaybedip durduğumuz yaşamlarımızın içinde kendimizi yeniden bulmamızı sağlayacak bu küçük egzersizler en çok da rollerimiz arasındaki geçişlerimiz esnasında bize yardımcı olacaktır.
Mesela işten geldiniz, sokakta dakikalarca araba park edecek yer aradınız, bu esnada densizin biri canınızı sıktı, şarjınız da bitmek üzere, acil de bir arama gelecek ama ne zaman gelecek onu da bilmiyorsunuz, arabayı park ettiniz ve eve çıkacaksınız.
DURUN!
Evet evet doğru okudunuz durun. Merak etmeyin sizi çok oyalamaya niyetim yok. Kendinize ayıracağınız bir dakikaya ihtiyacımız var sadece (bir dakika olduğuna inanmıyorsanız kronometre tutabilirsiniz). Gözlerinizi kapatın ve az önce konuştuğumuz egzersizi yaptıktan sonra arabadan çıkıp evinize geçiş yapın. Tabi bunu uygulamak için illa arabada olmak ya da illa gözleri kapamak gerekmez. Otobüste, durakta, apartman kapısında da yapabilir, gözlerimizi açık tutarak bir noktaya odaklayıp yine yapabiliriz. İşte yeniden bir başka rolümüzü en mükemmel şekilde icra etmek için hazırız!
Bu tıpkı fırtınalı bir havada sağanak yağmur altında sığındığımız çatının altından çıkarak yolun karşısına geçmek gibi bir his. Rüzgarın bir an dindiği ve yağmurun bizce en seyrek olduğu anda hızlıca karşıya geçme hali gibi. OH! İşte karşıdasınız. Şimdi yola devam edebilirsiniz.
Yazının bu kısmına kadar gelip bir de egzersizi uyguladıysanız kocaman tebrikler!
Kendimi de tebrik ediyorum çünkü ben de yazıyı bilgisayara geçirirken bu egzersizleri uyguladım. Sağlam kararlarımıza doğru ilerlerken “ uzaklara gitmek için birlikte hareket etmemiz ” gerekiyordu değil mi?
Yol arkadaşlarım yazıyı tamamlarken bu yazının da bir şarkısı olsun istedim ve şunu seçtim: Deeperise & Madrigal / Seni Dert Etmeler!
En büyük derdi kendi ile olan değerli dostlara sevgilerimle.
0 Comments