Uzay çöpleri bu perşembe doğa dostu dosyamızın konusu. Dünyayı bitirdik, şimdi sıra dünyanın dışında mı? Atmosferde, diğer gezegenlerde mi?
5 dakika
Uzay çöpleri bu haftanın konusu. Evet yanlış duymadınız! Yaşadığımız dünyayı bitirdik, sıra yukarlarda. Ve tabii ki çevremizi saran atmosferin ve çok ötesinin kirliliği tabii ki biz dünyalıları da etkileyecek. Peki ama nasıl? Bu kirlilik nasıl oluştu? Nasıl temizleyeceğiz? Ve dahası…
Konuya başlamadan önce hemen bir film önereyim, siz de bu hafta sonu izlenecekler listesine ekleyin. Bugünkü konumuzla bir şekilde ilgili. Film önerim; Gravity yani Yerçekimi.
Uzaya gitmek komşu kapısı…
Çok uzun yıllar önce uydularla çaldık o kapıyı. Sonra büyük büyük gemiler… Bilim kurgu filmlerinden çıkma astronotlar, ay yürüşü yapan makineler… Hatta işte komşu Mars gezegenine bile ulaştık. Komşuya gittiğimiz yetmezmiş gibi her an gözlemleyebiliyoruz da oraları. İşte buradan canlı ulaşabilirsiniz.
Uzaya gitmek meselesini Olcay Kaan Çakır’da yazmıştı. Uzay ve Dünya Dışı Yaşam en merak ettiklerimizden. Bu yüzden de yıllardır gidip geliyoruz ve kirletiyoruz o büyük boşluğu da şimdiden. O zaman Doğa Dostu köşemizde bu konuyu da işleyebiliriz.
Uzay çöpü / çöpleri ne demek?
Dünya yetmedi, uzayı da çöplüğe çevirdik sonunda. Peki ne demek bu? Neler bu atıklar?
İlk tanım Uzay Kampı Türkiye‘den geliyor.
“Roketleri “yakıt taşıyan devasa metal tanklar” olarak tanımlamak yanlış olmaz. Fırlatılma sırasında yakıtı biten yakıt tankları, yükü hafifletmek için roketin ana gövdesinden ayrılır. Bu parçalardan bazıları Dünya’ya düşer ve atmosferde sürtünerek yanar. Ancak bu roket parçalarından birçoğu da yörüngede kalır ve Dünya’nın etrafında dolanmaya devam eder. İşte ilk uyduların fırlatılmasından günümüze kadar yapılan tüm uzay yolculuklarının bir sonucu olarak; Dünya’nın alçak yörüngesinde kalan roket parçaları, kırık uydu parçaları, uydular, gerçekleştirilen testler ve patlamaların ardından kalan milyonlarca şarapnel parçasından oluşan bu yığının tümü uzay çöplüğüne dönüşür. Uzay çöpleri, uyduları yörüngeye fırlatan roketlerin parçaları ve kullanım dışı uyduların dışında; cihazlar, somunlar, cıvatalar, sökülebilir bağlantı parçaları, çöp torbaları, tornavidalar, pul pul dökülen boya parçaları ve hatta yörüngedeki uzay aracından atılan donmuş idrar yığınlarını bile içerir.”
Uzay Çöpleri (Tübitak, Bilim Teknik)İndirUzay Çöplerinin Zararları
Artık malum uzay çağındayız. Ülkeler birbirleriyle yarışıyor. Keşfedilmesi gereken o kadar çok şey var ve biz insanoğlu o kadar uzun yıllar dünyanın ötesini merak etmişiz ki… Dur durak bilmeden her zamanki açgözlülükle şimdi de gökyüzüne saldırıyoruz.
Bu atıkların doğaya zararları hakkında aslında çok da bir bilgi yok. Daha çok, yeni bir atık türü olduğu için, bu konuyla çok ilgilenmemişler sanırım. Bu uzay çöplerinin çarpışmalar sonucu başka uydulara, astronotlara zarar vermesinden korkuyorlar sadece. Yani yaptıkları yatırımın boşa gitmesi okuduğum kadarıyla korktukları. Doğaya verilen zarar pek de umurlarında değil kimsenin.
Ama bunun kesinlikle dünyamıza, doğamıza zararları var. Örneğin yukardaki görevlerini bitiren araçlar kalan son yakıtlarıyla atmosfere giriyorlar, sonra da kontrollü bir şekilde büyük okyanustaki uydu çöplüğü bölgesine düşürülüyorlar. Kelimelere dikkat! Kontrollü ve uydu çöplüğü. Yani aslında gördüğünüz gibi okyanusları kirleten bir başka unsur işte.
Daha küçük atıklar ise atmosferde kontrollü bir şekilde yakılıyor. Peki bu yakma sonucunda çıkan gazların atmosferi bozma ihtimali yok mu?
Ayrıca özellikle Nemo Noktası olarak belirlenen bir nokta bu çöplük için belirlenen yer. Çünkü karalara en uzak, hiçbir canlının yaşamadığı düşünülen bir nokta burası. Ama! Özellikle yakıt tankları büyük bir problem deniz kirliliği açısından. BBC Earth‘te yayınlanan makale çevrilerek BBC Türkçe’de tam olarak şu şekilde geçmiş.
“Avustralya’daki Flinders Üniversitesi’nden uzay arkeoloğu Alice Gorman uzay araçlarının, atmosfere girerken oluşan ısıdan sağlam çıkmadığını, sadece yakıt tankı gibi parçaların yanmadan okyanusun dibini boyladığını söylüyor.
Örneğin 143 tonluk Mir uzay istasyonunun bazı parçaları okyanusun dibine çökerken bazıları da Fiji kıyılarına vurmuş bulunuyor.
“Yakıt sızması olmaması halinde bu parçalar sudaki canlıların yaşamı açısından tehlike oluşturmuyor”
Artık eyleme geçme zamanı!
Uzay çöplüğü meselesi gelecekteki çalışmalar için çok önemli. Çünkü oradaki çöpler büyüklüklerine göre o kadar büyük bir hızla hareket ediyorlar ki orada aktif olarak faaliyet gösteren uzay mekiklerine, uydulara, haberleşme cihazlarına, roketlere ciddi anlamda zarar verebilirler. Tabii ki bu durum yapılan çalışmalara büyük zarar verebilirler. Bunun sonucunda milyarlarca dolar zarar ortaya çıkabilir. E tabii ki bu da istenmez. İşte bu yüzden özellikle geleceği gökyüzünde arayan ülkeler bir takım çalışmalara başlamışlar.
Avrupa Uzay Ajansı (ESA) Genel Müdürü Jan Wörner Science Alert‘teki yazıda şöyle söylemiş.
“Tarihte kaybolan tüm gemiler hala suyun üzerinde sürükleniyor olsaydı, açık denizlerde yelken açmanın ne kadar tehlikeli olacağını bir düşünün.”
“Yörüngedeki mevcut durum bu ve devam etmesine izin verilemez.”
Uzay Çöplüğü bir diğer adıyla Space Deblis’in önüne geçmek için iki yol üzerinde duruyor uzmanlar. Birincisi daha az nasıl atık çıkar üzerinde kafa yormak gerekiyor. Ki sanırım bu çok maliyetli ve uzun süre alacak gibi duruyor. Kendi kendini yok edebilen uydular üzerinde çalışıyorlar.
İkincisi ise aynı dünyada yaptığımız gibi var olan çöpleri toplamak. Mesela bu çalışmalardan biri, ağla balık avlamak gibi. Büyük bir ağla başıboş dolaşan bu parçaları toplayıp, istedikleri alana taşımak. Bir diğeri de mıknatıs gibi bu parçaları kendi üzerine çekmek. Söylerken çok basit gelse de bu parçaların büyüklükleri, yapıldıkları malzemeler, taşıdıkları yakıt ya da yükler ve en önemlisi hareket hızları düşünüldüğünde işleri epey zor gibi görünüyor.
Son olarak…
Bugün anlattıklarım her perşembe yazdığım doğa dostu ya da sıfır atık konusundan epey uzakta aslında. Ama bir o kadar da ilgili biz insanlıkla.
Bulutların ardındaki bilinmezlik uğruna harcanan milyonlarca para, iletişimimizi sağlayan uydular… Ve dahası gelecek olan yatırımlar…
Umarım toplamak ve bertaraf etmekten çok kirletmemeye yönelir insanoğlu. Hem dünyayı hem ötesini kirletmekten vazgeçer umarım.
Yorum yazarak Birikiyorum Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Birikiyorum hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Birikiyorum editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Birikiyorum değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Birikiyorum Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Birikiyorum hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Birikiyorum editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Birikiyorum değil haberi geçen ajanstır.