Bu hafta benim için yazması en zor konuyu seçtim, ” Vazgeçmek ”
Neden mi ?
Çünkü çok zor vazgeçen biriyim, mücadele gücüm o kadar yüksek ki!
Ama Anadolu’da bir laf var;
”Hocanın yaptığını değil, dediğini yapacaksın” diye 🙂
İnsan, hayalleri ve istekleri doğrultusunda hareket eden bir varlık. Her şey önce hayal etmekle başlıyor. Yaşadığımız dünya ve yaşam koşulları hayal etmeyi ne kadar zorlaştırsa da hepimizin bir hayali var. Kimimiz bu hayalleri içimizde saklarız kimseyle paylaşmayız. Kimimiz de herkesle paylaşırız ”hayalperest” oluruz.
Hangisi doğru, hangisi yanlış?
Her ikisi de doğru her ikisi de yanlış desem. 🙂 Bir şey hem yanlış hem doğru olur mu? Olur tabii, durum ve koşullara göre değişebilen bir kavram. Basit bir örnekle açıklamak gerekirse;
Profesyonel bir iş ortamında çalışıyorsunuz, belli bir kariyer hedefiniz olması çok doğal bir beklenti. Ancak unutmayın ki sizinle eş kıdemdeki herkes de sizin için doğal bir rakip. Bu noktada hayallerinizi ve isteklerinizi rakiplerinizle paylaşmak çok doğru bir davranış olmayacaktır. Ama aynı düşünceyi eşinizle , yakın arkadaşlarınızla paylaşmakta da hiç bir sakınca olmayacaktır.
Aynı profesyonel iş ortamına geri dönersek, iş arkadaşlarınızla da hobilerinizden özel zevklerinizden iş dışında ortak paylaşım yapabileceğiniz konulardan konuşmakta hiç bir sakınca olmayacaktır.
Şimdi bu küçük girişten sonra asıl konuya geri dönecek olursak;
Nelerden Vazgeçmeli? -Nelerden Vazgeçmemeli?
ilk önce kendi felsefemden biraz bahsetmek isterim.
”Vazgeçmek için her zaman çok erkendir. …”
Eğer bir konuda inancınız tamsa, konunun ne olduğu hiç önemli değil. Bu çok küçük bir şey de olabilir, tüm hayat boyu mücadele edeceğiniz bir şeyde olabilir. İş, aşk, kariyer, ilişki, spor vs. dediğim gibi konu hiç önemli değil. Bu noktada ben bütün mücadelelerimi kazandım. İlk yenilgide pes etmedim, bazen çok daha fazlasında dönüp tekrar başladım. Ta ki bu konuda inancımı kaybedene kadar. İnancımı kaybettiğim anda da arkama bakmadan vazgeçtim.
Etrafımdaki bir çok insan, yaşadığım benzer durumlarda farklı kararlar aldılar. Kariyer anlamında çok başarılı olanlar oldu. Farklı iş alanlarında çok iyi fırsatlarını değerlendirenler oldu. Yani tek doğrusu olmayan bir konu. Bırakıp gittiği için, çok pişman olanlar da oldu.
Zaten en başında söylediğim gibi bu konuda benim gibi düşünenler, biraz daha fazla duygusal açıdan bakan ve maddeye değer vermeyen karakterlerden oluşuyor.
Vazgeçme Hakkında ikinci felsefe için, şimdi Dostoyevski’den biraz faydalanalım.
”Yanlış trene bindiğinizde ilk istasyonda inin, mesafe ne kadar uzarsa geri dönüşünüz o kadar zor olur”
Fyodor Dostoyevski
Bazen insanoğlu inatları uğruna sonucunu bildiği işler için bile mücadele ediyor. Bir konu hakkında en pahalı öğrenme şekli; onu deneyimlemek. Aslında istatistik bilim diye bir şey var. Bir konu hakkında neredeyse tama yakın bir sonuçla tahmin etme bilimi.
Yeni kurulan işletmeler hakkında ilk 18 aylık sürecin kritik olduğu ve bu süreyi atlatan işletmelerin 5-10 yıl arasında karlı bir işletme olarak faaliyet gösterebilecekleri bir veriye sahip olduğumuzu düşünelim. O halde 6. ayda işletmeyi kapatmak mantıksız olabilir. Ancak 18 ay sonra halen karlı hale gelemediysek burada yanlış giden başka şeyler olduğunu düşünmeliyiz. Ve en az zararla tasfiye etmek çok daha mantıklı olacaktır.
Yada duygusal bir ilişkide hep veren tarafsınız ve sonuçta hep üzülen tarafta siz oluyorsunuz. Bir gün çok yorulduğunuzda, bu ilişkininde biteceğinden eminsiniz. Ama zorlamaya devam ediyorsunuz. Sonuçta baştan yanlış olduğunu bildiğiniz bu ilişki, sizi öyle bir noktaya getiriyor ki artık bitirmek mi sizi daha fazla üzecek; sürdürmek mi? Gelgitler yaşamaya başlıyorsunuz. Psikolojik bir yardım son dakika imdadınıza yetişiyor ve kötünün iyisiyle bu ilişikliden kurtuluyorsunuz. Üzerinden çok kısa bir zaman geçtiğinde, hayatınızdan ne kadar bir süreyi kaybettiğinizi anlıyorsunuz.
işte burada Dostoyevski haklı.
Nelerden Vazgeçmeli?
- Toksik ilişkilerden vaz geçmeli, hatta uzak durmalı
- İnanmadığımız bir yola çıkmaktan
- Sürekli insanları memnun etmek için ”Evet” demekten
- Sabit fikirli olmaktan
- Sağlınıza zarar veren her şeyden
Bu listeyi çok daha fazla uzatabiliriz, sizde bir şeyler ekleyin…
Nelerden Vazgeçmemeli?
- Değer verdiğiniz ve değer gördüğünüz yerden
- Tutkuyla inandığınız işlerden
- Bir plan dahilinde zamana yaydığımız şeylerden
- İnsan olmaktan
- Hayal kurmaktan
Bu listeyi herkes kendisi için uzatabilir. Herkesin hayattan beklentisi, bakış açısı, arzu ve istekleri farklı. Böyle olunca hepimizin listesi de farklı olacaktır.
Son sözüm şu olacak, kim ne derse desin;
Tutkulu bir hayali olmalı insanın, hayatının bir amacı olmalı, uğrunda mücadele edecek kadar kutsal bir şey.
Ve şunu asla unutmayın;
”Bazı hayaller gerçek olmayı çok fazla hak ediyor” Cahit Sıtkı’nın dediği gibi.
Haftaya görüşme üzere, siz vazgeçin, vazgeçebiliyorsanız!!!
0 Comments