02.01.1852 – 12.04.1937 – (85)
Abdülhak Hamit Tarhan; Şair-i Azam; Büyük Şair. Oyun yazarı, diplomat.
Çağının güçlü ve büyük sanatçıları arasına giren kalem. En önemli daha doğrusu en fazla bilinen eseri ise MAKBER.
- İlk Makber bir şiir, eşinin verem ile savaşı ve kaybı üzerine yazılan…
- İkincisi ise, bestesi ve güftesini yaptığı, o hepimizin içine içine işleyen parça.
- Hafız Burhan söylemiş ilk olarak. Hamiyet Yüceses de bir başka söylemiş.
“Uzun seneler diplomat olarak hem doğu hem de batı ülkelerinde bulunması nedeniyle iki edebiyatı da tanımış; Türk şiirine batıdan yeni konular, serbest düşünce ve şekiller getirirken; batı yazarlarından etkilenerek yazdığı oyunlarla Türk tiyatrosuna felsefi düşünceyi sokmuştur.” diyor kaynaklar hakkında.
Bizler de kendisini Makber’ler ile anıyoruz.

Eyvah! Ne yer, ne yâr kaldı, Gönlüm dolu ah-u zâr kaldı. Şimdi buradaydı, gitti elden, Gitti ebede gelip ezelden. Ben gittim, o haksar kaldı, Bir köşede tarumar kaldı, Baki o enis-i dilden, eyvah, Beyrut'ta bir mezar kaldı. Bildir bana nerde, nerde Yarab, Kim attı beni bu derde Yarab? Nerde arayayım o dil rübayı, Kimden sorayım bi-nevayı? Derler ki unut o aşnayı, Gitti tutarak reh-i bekayı, Sığsın mı hayale bu hakikat? Görsün mü gözüm bu macerayı? Sür'atle nasıl da değişti halim, Almaz bunu havsalam, hayalim. Çık Fatıma! Lahdden kıyam et, Yadımdaki haline devam et. Ketmetme bu razı, söyle bir söz, Ben isterim, ah, öyle bir söz. Güller gibi meyl-i ibtisam et, Dağ-ı dile çare bul, meram et. Bir tatlı bakışla, bir gülüşle, Eyyamı hayatımı temam et, Makber mi nedir şu gördüğüm yer? Ya böyle reva mı ey cay-ı dilber?
Saygı ve rahmetle…
Facebook Yorumları