Zuhal Yorgancıoğlu, Madam Z

Zühal Yorgancıoğlu
Çocukluk yıllarımda evimizde en çok adı geçen isimlerden biriydi Zuhal Yorgancıoğlu. Annemin mesleği “moda tasarımcılığı” olmasının yanı sıra, Zuhal hanımın tasarımlarına sahip bir aile olarak gurur duyduğumuz, çok özel bir kişiydi.
6-7 yaşlarımda dönemin tek moda dergisi Burda’dan çok esinlenir, kendi oyuncak bebeklerime kıyafetler dikerdim annemin kumaşlarından. Kumaşlara ve dikiş malzemelerine tutkumun başladığı yıllarda, annem öğrencilerine ders verirken ben de onları dikkatle izlerdim. Derslerde Zuhal Yorgancıoğlu’nun adı ve tasarımları sürekli anılırdı. Ankara Olgunlaşma Enstitüsünden öğrenciler hep onun tasarımlarını konuşur ve çizgilerinden, kumaş seçimlerinden ilham alırlardı. Annemin evlenirken kendisi için hazırlanan yatak odası takımlarının Zuhal Hanım tarafından tasarlanması ve şuan bu şaheser sanat eserlerini ailem adına benim korumam Zuhal Hanımın bende ki yerini daha da güçlendiriyor.
Yıllar sonra bana geçen bu değerli mirasa sahip olmanın yanında, 2004 yılında ABD, Washington DC Türk Büyükelçiliğinde uluslararası bir gecede kendisinin tasarımlarından biri olan altın işlemeli Türk kaftanı giyerek ülkemi temsil etme şansına sahip olmam ise bir tesadüften öte unutulmaz şerefli bir anı oldu benim için.



Zevkli tasarımları ve disiplinli çalışma tarzı ile yüzlerce moda tasarımcısına ilham olurken, Madam Z adı ile dünya modacılarını kendine hayran bıraktı.
Dönemin gazetecilerinden Edgar Schneider’in deyimiyle Madame Z’nin defileleri dans, müzik, mizansen ve dekoruyla Türk kültür ve folklorunu yansıtan teatral şovlara dönüştü. Kullandığı kumaşların tamamı başta Bursa ipeği ve yöresel el dokumalarıydı. ABD Devlet Başkanı Ronald Reagan’ın eşi Nancy Reagan, John F. Kennedy’nin eşi Jacqueline Kennedy Onassis, Dalida, Dallas dizisinden Sue Ellen, Zaliha (Saliha Özgen), Ajda Pekkan, Emel Sayın, Nükhet Duru, Sibel Can, Müzeyyen Senar gibi ünlü isimleri giydirdi.
Zühal Yorgancıoğlu, 1926 yılında İzmir Bayraklı ’da doğdu. Boşnak kökenli Yorgancıoğlu, çocuk yaşlarda bez bebeklerine elbiseler dikerek belli etmiş tasarım eğilimini. Ankara Kız Meslek Yüksek Okulu’nda sanat ve tasarım eğitimi gördü. Enstitüde okurken Başbakan Şükrü Saraçoğlu ile tanıştı ve kendisine okulda ki başarısından ötürü Paris’te okuma bursu verildi. 1947 yılında mezun oldu, fakat nişanlısı tarafından Paris’e gitmekten vazgeçirildi. Resim öğretmeni Mehmet Yorgancıoğlu ile evlenip 3 çocuk sahibi oldu. Aklında hep yurt dışında okumak ve çalışmak vardı. Eşinin işyerinde hem sanat öğretmenliği yaptı, hem de tasarım üzerine çalıştı.



Türk Moda Sanatını Dünyaya Tanıtacağım!

İzmir Kültür ve Turizm Dergisine verdiği röportajında “Hep moda eğitimi almak istiyordum. Üç sene hocalık yaptım, on sene atölyede çalıştım, üç sene serbest çalıştım ama aklım fikrim Amerika veya Avrupa’ydı. İmkân bulamadım üç çocuğum vardı kolay değildi. Kız kardeşimin davetiyle iki aylığına kızımla Amerika’ya gittik. Çocuklarım büyüdükten sonra Amerika’ya gitmeye karar verdim. Orada diplomamı gördükten sonra beş senelik okulu bana iki yıl okuma imkânı verdiler. Eşime telefonda iki yıllığına kalmak istediğimi söyledim. Tabii karşı çıktı. Bu karar benim için çok önemliydi ona ‘istersen iki çocuğumu al buraya gel istersen ayrılalı’› bile dedim! O zaman izin verdi. Sonunda 1961 yılında Amerika‘ya gidip Maryland Güzel Sanatlar Akademisi’nde moda tasarımları eğitimi aldım. Deli gibi her gün gazetelerden iş ilanlarına bakardım. Dil bilmiyordum. New Post Gazetesi tasarımcı arıyordu. Sınavlarına girdim, kazandım ve orada moda tasarımcısı olarak işe başladım. İşe başladıktan bir ay sonra ilk röportajımda benim için ‘Zuhal Türkiye’nin zikzaklı şehri İzmir’de yaşıyor. Dili aksıyor ama ultramodern sanat tekniği hiç aksamıyor’ diye bahsedildi. Diplomamı aldıktan sonra planımda İstanbul›a gelip eşimi de alıp Amerika’ya dönmek vardı. Eşim döndükten sonra bana “Zühal oraya gidelim rahat yaşayalım ama bu memleketin bize ihtiyacı yok mu” dedi. O öyle deyince ben de kaldım.” diye anlatıyor o günleri…

–
Zuhal Yorgancıoğlu Amerika’da moda mağazalarında çalışırken hiçbir Türk modacının ismini dünya piyasasında göremeyince “Türkiye’ye döneceğim ve Türk moda sanatını dünyaya tanıtacağım” diye kendine söz vermesiyle perçinlemiş aslında kariyerini. Kıyafetler daha çok Ermeni, Rum, Fransız ya da İtalyan imzası taşıyormuş çalıştığı modaevlerinde, her seferinde Türk modacıların imzasını aramış etiketlerde. Yurda dönme kararı aldıktan sonra kendi atölyesini kurdu. Hiçbir moda akımının etkisinde kalmadan kendi tarzını yarattı ve modacıların etkilendiği tasarımcı oldu. Bugün o sözü tutmanın haklı gururunu yaşıyor. Yıllar önce dünyaca ünlü gazeteci Edgar Schneider, “Madame Z” başlığı manşetlere taşınmıştı. O günden beri de dünyada Madame Z olarak tanınıyor. 1963 yılında unutulmaz ilk defilesini yaptı.

Kadın Emeğini Destekleyen Kültür Elçisi
Tasarımları için Zuhal Yorgancıoğlu, Paris‘ten, New York‘tan ya da Roma’dan asla özel kumaş getirmedi. Oralarda açılan fuarları bile takip etmedi. Çünkü modanın; akımlara ya da yıllara göre eteklerin uzaması, kolların kısalmasıyla ilgili bir şey olduğuna inanmıyordu. Kullandığı kumaşları Ödemiş, Tire, Gaziantep ve daha pek çok yöreden kendi topladı. Giysilerde kullandığı oyaları da köylü kadınlara yaptırdı, onları iş sahibi yaptı. Çizgileri, nakışları ve desenleri ile medeniyetleri buluşturdu Anadolu Ruhunda… Sayısız unvan aldı meslek hayatında; Ona ‘Cumhuriyetimizin İlk Modacısı’, ‘Madam Z’, ‘Uykuları Kaçıran Modacı’, ‘Kültür Elçisi’ isimlerini taktılar.
Moda alanında Türk markası yaratan kadındı Zuhal Yorgancıoğlu. Festivallerde Türkiye’yi sayısız kez temsil etti. Avrupa’da düzenlenen defilelerden birinde Türk bayrağı yok diye koleksiyonunu bozup bayrak dikince bu çabalarından ötürü 1976’da İtalyan Modasının Oscar’ı “Maschera D’argento Ödülü’nü” layık gördüler kendisine.
İstanbul’da ilk kez moda festivalini gerçekleştirdi, yurt dışındaki basın kuruluşlarının temsilcileri, yabancı modacılar geldi. Kokteylde gazeteci Ümit Deniz Fransız gazetecilerden birine, “Bakın, sizin Coco Chanel’iniz varsa bizim de Madam Z’miz var” dedi. Ondan sonra bütün Avrupa basını Madam Z’den bahsetmeye başladı.

Zuhal Yorgancıoğlu’ndan Başarı Tavsiyeleri
‘Tek sermayem beynim ve kalemim, çok çalıştım hala çalışıyorum’ diyor. İlham aldığı ve başarısında payı olanların başında annesi, hocası Saniye Tunçalp ve eşi Mehmet Yorgancıoğlu’nu sayıyor. “En büyük desteği de kızım Müberra Yorgancıoğlu Soyer’den aldım.” diye ekliyor.
“Doğuştan yetenekli olmak şart ama yeterli değil, iyi bir eğitim almalı ve durmaksızın çalışmalı. Herkes kendi gibi olsun. Avrupalı ’ya veya bir başkasına özenmesin, arkasından gitmesin. Kendileri olsun ve kendilerini tanıtmaya çalışsınlar. İz bırakmaya çalışsınlar.” tavsiyelerinde bulunuyor tasarımcı olmak isteyenlere. İlk yıllarında İtalyan illüstratör René Gruau’n çizgileri Zuhal hanımı çok etkilemiş, kendi özgür çizgilerini görmüş onun çalışmalarında, Fransa’nın güneyindeki atölyesinde ziyaret etmiş kendisini. Bir de Amerika’da 90 yaşında hala çalışmaya devam eden New York’ lu illüstratör Jeremiah Goodman beğendiği tasarımcılardan biri.
1944- 47 yılları arası Fransa’da, Belçika’da moda tasarımı eğitimi almış hocalardan eğitim alırken, en önemli dersin anatomi olduğundan bahsediyor ve bugünün mekanik bilgisayar çizimleri heyecanlandırmadığından dem vuruyor ünlü tasarımcı. “Belki de en önemlisi geleneksel, milli kültürel değerlerimiz öğretilirdi o zamanlarda öğrencilere, şuan moda tasarımı öğrencileri Avrupa modacıların; Versace’ lerin, Ungaro’ ların etkisinde. Kendi kültürümüzden asla vazgeçmemeliyiz.” diyerek endişeli üzüntülerini dile getiriyor.



Halit Kıvanç’ın ‘alfabeyi tersten okutan modacının’ kendisine ait okuduğum en etkileyici cümlesiydi:

“Ben aslında modacı değil, Türk kültürünü sanat yolu ile dünyaya tanıtmaya çalışan bir sanatçıyım. Küçük memleketler, büyük memleketlerle ancak sanatları ve kültürleriyle yarışabilirler. Kültürümüzü tanıtmanın en güzel yolu modadır; modada Türk kadınının güzelliği var, Türk müziğinin güzelliği var, Türk kumaşının asaleti var, Türk motiflerinin eşsizliği var, her şey bir arada, bundan güzel tanıtım olamaz. Bana soruyorlar Neden sadece Türk? diye… Kendi kültürüm o kadar zengin ki neden dışarıya yöneleyim? diyorum.”

Milli duyguları çok yüksek bir modacı Zuhal Hanım, onun için imza attığı her koleksiyonda günlük hayatımızdan öğelere rastlıyoruz. Moda, içinde ticaret, endüstri, sanat ve estetik olan bir oyun olarak tanımlıyor. “Kapılmamak lazım” diye ekliyor. Kadın ve erkek kendi tipine, bütçesine, sosyal yaşantısına göre kendi modasını kendisi hazırlamalı ona göre.
Sözün Sonu
Modern, bunun yanında gelenekselden güç almış, eşi olmayan bir modacı. Kültürel zenginliğimizin farkına varmış ve bunu dünyaya tanıtımı kendine ilke edinmiş, ayrıca kalitesi ve zevkiyle de dünya modacılarına ilham olmuş bir tasarımcı. Eğitimini, tecrübesini, ruhunun güzelliklerini sayısız gence aktarmış bir usta sanatçı. Gelecek nesillerin çok daha yakından tanımasını, ilham almasını ve hayat hikâyesinden etkilenmesini çok istediğim bir sanatçı. Kültürünün, geleneklerinin zenginliğini yaşamış, özünü anlamış ve geliştirerek hayata yeniden kazandırmış bir tasarımcı.

Moda Tasarımcısı Zuhal Yorgancıoğlu, çocukluğumda çokça duyduğum isim olmanın dışında, onun tasarımlarına sahip olmanın haklı gururunu taşırken, doğum hemşirem Diplomatik Sanatçı Zaliha’nın (Saliha Özgen) çok yakın dostu olduğunu ve birçok sahne kostümlerini de hazırladığını kendisinden öğrendiğimde, bunun tesadüften biraz daha fazla küçük mucize içerdiğine karar verdim…
Mucizeler sadece bizim içindi değil mi?
0 Comments