Beden ölçüsü üzerine; senin ölçün kaç beden? Neye göre belirleniyor güzellik algısı kimin için bu değişim kaygısı gel beraber sorgulayalım.


5 dakika


Beden ölçüsü üzerine yazıyorum bugün ve soruyorum “Senin ölçün kaç beden?”

Yüzyıllardır güzellik algısının zayıflık ve fitlikle bağdaştığı bu evrende hepimizin içinden ”yeter bee!” diye bir haykırış mutlaka geçmiştir. Hatta vücudumuzun, sanki bizim karakterimizden önce bir yeri varmış gibi,  sürekli eleştirilere maruz kalmışızdır.

Bitmek bilmez bir deme hali sürer gider. Örneğin “Kilo verirsin yahu” “çok çelimsiz bir kız bunu kim alır.” Ya da “Bu oğlanda erkek mi nasıl kendini koruyacak.” Hatta ve hatta spora gider kas yaparsın; “kadın dediğin kaslı olmaz erkek gibi” derler. Bir erkek kas yapar “bu da ancak vücudunu göstersin kesin başıboştur” derler.

İnsanlar söyler üstelik çok şey söyler.

Peki biz bu söylemlere kulak tıkıyor muyuz? Ne yazık ki  çoğumuz ne kadar umursamaz gibi görünsek de kendi içimizde bedenimiz ile bir muhakeme yapıyoruz.

Ben kimim? Ayrıca neden kendimi olduğum gibi değil de başkalarının istekleri üzerine şekillendiriyorum. Beğenilme, güzellik ölçütü neye göre var?

Neden? Beden ölçüsü çok mu önemli?

Bu topraklarda güzellik algısı yüzyıllardır değişiklik gösteriyor. Örneğin Osmanlı Döneminde beyaz tenli kadınlar daha çok beğenildiği için haremdeki kadınlar haftada iki üç defa yüzlerini limon suyu ile yıkarmış. Kadın vücudu ne çok zayıf ne de çok şişman olmalıymış. Yuvarlak hatlı kadınlar daha ilgi çekici olurmuş. Mesela Asya devletlerine bakınca da durum aynı. Kadınlar beyaz tenli görünmek için pirinç suyu ile yüzlerini hala yıkamaktadır. Peki bu değişimler hakikatte istenilerek mi yapılıyor yoksa bir dayatmayla mı?

Bedenin İşin mi?

Benzer bir şekilde; bir iş görüşmesine gittiğiniz  zaman yahut bir iş ilanı gördüğünüzde prezantabl kelimesiyle sıkça karşılaşırsınız. Prezantabl; düzenli, şık, sunulabilir durumda olan anlamına gelmektedir. Yani tek tip çalışan modeli. Size diplomanızdan öne prezantabl bir çalışan aradıklarını söylerler. Düşününce sunulabilir durumda olan, bizim yetkinliklerimiz mi yoksa bedenimizin kusursuz pazarlanabilir düşüncesi mi? Tam bir felaket senaryosu cevabı…

Özetle; 

Sen kendin olduğun  için mükemmelsin. Hiç bir psikolojik baskının seni değiştirmesine izin verme. Hayatındaki insanlar senin bedenine değil kalbine tutunarak yanında kalmalı. Sen var oldukça hiçbir zaman insanların memnuniyetsizliklerine yetişemezsin. Hayatı istediğin gibi yaşa. Çatlaklarını, selüloitlerini, uzunsan uzun bacaklarını, kısaysan 36 numara ayaklarını sev.

Son olarak; Kıyaslama! Hayat farklılıklarla güzelleşir. Sen ise bu güzelliğin tam  merkezindesin.

Sevgiyle kal 🙂

Editör önerisi:

Başlığımıza uygun bir şarkı

Aşk kaç beden giyer 


Like it? Share with your friends!

Alev AKAR

Yolculuğunu tamamlamaya çalışan bir edebiyatçı. Ruhunun dikenlerini sözcüklerde arındırmaya çalışan bir eğitimci. Umudu Nazım'dan, sonsuzluğu Turgut'tan öğrenen bir yolcu.

0 Comments

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Comments

comments

Powered by Facebook Comments