Dinlemeyi en çok sevdiğim sanatçının kitaplarının sonuncusunu tanıyalım. Eskiden beri takip ettiğim ve kadın şarkıcılarla yaptığı düet çalışmalarına bayıldığım bir müzik insanı O. Aynı zamanda bir çok kitabı var, gazetelerdeki köşelerinden de tanıyorsunuz. Takip etmek isterseniz sosyal medya sayfaları:
Instagram | Twitter | İnternet sitesi
Tuna Kiremitçi Kimdir?
24 Şubat 1973, Eskişehir doğumlu sanatçı. Filibe kökenli bir ailenin çocuğu. Şiir de müzik de lise yıllarında başlamış. Müziğe Galatasaray Lisesi’nde okul orkestrasında başlamış. Okul arkadaşları ile kurduğu Kumdan Kaleler müziğe adım atışı. Söz ve müziklerinin çoğu kendine ait olan Denize Doğru albümü 1996 yılında buluşmuş müzikseverlerle. Şiirleri de lise yıllarında Varlık dergisinde yayınlanmış ilk önce. Sonrasında şiir kitapları gelmiş. Sonraki yıllarda genellikle günümüz kadın erkek ilişkilerini işlediği bazen gülümseten bazen hüzünlü anlatımıyla romanları geldi. Romanları dünyada bir çok dile çevriliyor, Nermin Mollaoğlu ve Kalem Ajans aracılığı ile dünya okuyucusu ile buluşuyor.
Çok yönlü sanatçı aslında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde sinema eğitimi görmüş, kısa filmleri ile çeşitli festivallerden ödül almış. 2009 yılında da Adını Sen Koy isminde bir uzun metrajlı film çekmiş. Sanatçıyı önce bir şiiri ve şiirin Gonca Vuslateri ile birlikte şarkı olmuş versiyonuyla baş başa bırakıp sonrasında da kitabını anlatacağım.
Yaşam kadar gerçek, yaşamak gibi sahte Öyle çok şey var ki yaralayan insanı Bir yürek çarpıntısı, onu her gördüğünde Öyle çok şey var ki bak sana dair Yanlış aşklar yaşadık, yanlış köprülerde Yanlış gemiler yakıp, aldırmadan İki damla su çaldık zamanın pençesinden Aldırmadan, aldırmadan Bu ne senden ilk kaçışım Ne de ilk düşüşün yüreğime Ne bu serden son geçişim Ne de son küsüşüm kaderime Mucize gerek bize, gidecek bir başka düş Bir düş ki korkmamış zamanın karşısında Ve bir çağ gerek bize, ve bir çağ bundan özgür Öyle çok şey var ki bak sana dair Sonra kuşlar gitti anladım dünya yorgun, sen yorgun Tortusu kalmış eski bir korkunun Görmedik, duymadık, demedik bunlar kötü Biz var mıydık, aşk var mıydı
Ve Mezun Cinayetleri…

Yazarın eski kitaplarını okumuş olabilirsiniz. Ben bu son kitabıyla okumaya başlıyorum. Şarkılarını sevenlerin kitaplarını da severek okuduğunu düşünüyorum. Bu kitap diğerlerinden farklı olarak bir polisiye roman olarak yazılmış. Polisiye romanları sevenler severek okuyacaklardır. Kesinlikle dostlarınıza da hediye etmek isteyeceksiniz. İşte size alternatifler:
Tanıtım Metninden

Bir Başkomiser Perihan Uygur Polisiyesi
“İstanbul’un köklü liselerinden birinin aşure gününde, mezunlardan işadamı Murat Karaağaç lise binasının çatısından düşerek ölür. Şüpheli görünen vakayı araştırmaya başlayan Baş komiser Perihan Uygur’un soruşturması yukarıdan gelen emirle engellenir. Ancak bu mezun cinayetlerinin sadece ilkidir. Cinayetler devam edecek, Perihan Uygur ekibiyle birlikte ardında hiçbir iz bırakmayan katilin peşine düşecektir.
Tuna Kiremitçi ilk polisiye romanı Mezun Cinayetlerinde yepyeni bir kadın başkahramanla tanıştırıyor okuru: Vahşi cinayetleri aklı, tecrübesi, sakinliğiyle çözen Baş komiser Perihan Uygur…”

Kitap Hakkında Detaylar
Yazar | Tuna Kiremitçi |
Tür | Polisiye Roman |
Yayınevi | Doğan Kitap |
256 Sayfa
Baskı Tarihi | Nisan 2021 |
Format | Karton Kapak |
ISBN | 9786050982756 |

İnceleme Notlarım
Kitabın bende bıraktığı izler:
Son zamanlarda hem biraz yaşlandığım ve okumakta zorlandığım hem de daha çok BİRİKİYORUM’da yazmaya zaman ayırmam nedeniyle kitap okuyamıyorum. Ama dinlemeyi bu kadar çok sevdiğim ve samimiyetini gördüğüm bir sanatçının kitabını da okumalıydım. Kitabı sipariş ettim ve gelir gelmez anneciğimin mirası numaralı gözlüklerini takarak bir çırpıda 25.bölüme geliverdim.
Yatılı okulda okumuş olmamın getirdiği anılar canlandı romanın en başından itibaren zihnimde. Arka planda açılan pencerelerde yaşamış olduğum bazı olaylar göz kırptı bana. Bazı karakterler nasıl da benziyordu öyle.
Romanın kurgusu da anlatım sadeliği kadar güzel. Teknik detayların ince bir çalışma ile kurgulandığı ve üzerinde güzel bir emek olduğunu koyuyor ortaya.
Romanın en başından başlayarak o akıcı dil samimiyetle sarıyor sizi ve alıp götürüyor farkında olmadan. Ve benim gözlerimin önünde bir film seti beliriyordu. Oyuncular kafamda hazır, Komiser Perihan Uygur belli mesela kesinlikle. Kafamdaki karakteri kesinlikle söylemeyeceğim ama roman bir film olsa severek izleyeceğinize eminim. Hatta devamının gelmesi gerektiğini düşünüyorum.
Kadınların belirli mesleklere özdeşleştirildiği düşünülürse, bir kadın komiserin ve kadın yardımcılarının yaşadıklarını da gözler önüne sermesi de benim takdirimi kazanan yönlerinden kitabın. Her zaman dediğimiz gibi kadın aslında her yerde.
Romanın bitmesine çok az kaldı, bazen bitsin istemem bazı kitaplar. Seveceğimden ve devamını dört gözle bekleyeceğimden eminim.
Tuna Kiremitçi benim için bir müzisyen olduğu kadar artık bir yazar da 🙂 Hepinize kitabı severek tavsiye ediyorum.
Bir sonraki kitap tanıtımımızda görüşmek üzere, keyifli okumalar.
0 Comments