IPCC Raporu altıncı panelin sonunda yayınlandı. Dünya için kırmızı alarm çaldığını söylüyor rapor özetle. İnsan eliyle dünyayı yok ediyoruz.


5 dakika


IPCC Raporu da ne? IPCC de neyin kısaltması diyor olabilirsiniz? Halbuki şu an çok gündemde. Ya hiç merak etmediniz ya da umurunuzda değil. Ama rapor özetle diyor ki “Kırmızı Alarm”. Peki hala arkanızı dönebilecek misiniz?

Son Orman Yangınları bize bu tehlikeyi bir kez daha hatırlattı. Hem de bir tokat gibi çarparak acımasızca hatırlattı. Ardından Karadeniz Bölgesi’nde HES’ler uğruna betonlara döndürdüğümüz dere yataklarının nasıl sellere ve kayıplara sebep olduğunu izledik ağlayarak. Tüm canlı türlerinde bariz bir yok olma tehlikesi var. Sular ısınıyor, buzullar eriyor. Küresel ısınma artık bir kaçınılmaz gerçek. Ve siz hala gözlerinizi, kulaklarını kapatacak mısınız gezegenimizin çığlığına?

IPCC nedir?

IPCC yani bir kısaltma. Açılımı “Intergovernmental Panel on Climate Change”. Yani “Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli“. 1988 yılında çıkmış ortaya bu panel düşüncesi. Birleşmiş Milletler‘in iki alt örgütü WMO yani Dünya Meteoroloji Örgütü ve UNEP yani Birleşmiş Milletler Çevre Programı  birleşmiş bu panel için. İnsan faaliyetlerinin neden olduğu iklim değişikliğinin risklerini değerlendirmek amaçları. Bu amaçla raporlar yayınlamaktadır. Bu raporların sonucunda bir antlaşma ve onunda sonunda Kyoto Protokolü ortaya çıkmıştır. Bu protokolün tam metnini okuyabileceğiniz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın internet sayfasını buraya ekliyorum. Lütfen okuyun. Ve tabii ki IPCC ‘nin resmi internet sitesini de buraya ekliyorum ki IPCC Raporu okunsun ve bilmediğimiz bir şey kalmasın. Devletleri ilgilendiriyor sözleşmeleri, protokolleri uygulamak belki ama hepimizin bireysel çabasını da kapsıyor aslında.


Sayılarla 6. IPCC Raporu

IPCC Raporu 9 Ağustos 2021 tarihinde kamuoyu ile paylaşıldı. Raporun tam adı şöyle “İklim Değişikliği 2021: Fiziksel Bilim Temeli”.

Bu rapor 2013 yılında başlayan çalışmaların sonucu.

234 bilim insanı çalışmış.

14.000 bilimsel araştırmayı kullanmışlar.

Rapor aslında 3.949 sayfa. Ancak hükümetler için bir özet de hazırlamışlar.

Dünya son 125.000 yıldır hiç bu kadar sıcak olmamış!

Son 5 yıl 1850 yılından bu yana yaşanan en sıcak dönem!

2011-2020 yılları arasındaki sıcaklık artışı 1850-1900 yıllarına kıyasla 1,09 derece! 2030’lara gelindiğinde 1,5 derece olacak!

Aynı yıllar arasındaki deniz seviyesi artışı 1901-1917 yıllarına kıyasla 3 kat! 1980’lerden bu yana iki katına çıktı.

Küresel ölçekte deniz seviyesindeki artış 2100 yılında 2 metreye, 2150 yılında ise 5 metreye kadar ulaşacağı öngörülüyor!

2050’den önce kuzey kutbunu buzsuz göreceğiz!

Küresel ısınma, son 2 bin yılda görülmemiş oranda arttı!

Dünyamız ısınıyor

Peki IPCC Raporu sonuçları bize ne diyor? 

IPCC Raporu bize diyor ki geleceğe bırakmamız gereken gezegeni kaybediyoruz. Hem de çok büyük bir hızla. Yok ediyoruz ve yok olacağız. Çok az zamanımız kaldı düzeltebilmek için değilse de yavaşlatabilmek için. Ve bu rapor bize diyor ki gezegeni kaybetmenin suçlusu; İNSAN.

Bu sayılar bize diyor ki; bu yaz ve geçtiğimiz yakın yıllardaki sel, tsunami, orman yangınları gibi felaketler artacak. Hazırlıklı olun diyor aslında. Bu felaketler yüzünden de hayvanlar ve bitkiler yok olacak diyor. Ekliyor, ekolojik denge bozuldu ve çok daha fazla bozulacak. Buzullar eriyecek ve zaten hızla eriyor. Bunun sonucunda tuzlu ve tatlı sular karışacak. Dolayısıyla zaten hoyratça tükettiğimiz su kaynaklarını yok edeceğiz. Gene bu deniz suyu yükselmesi ve diğer felaketlerle tarımsal arazilerimizi kaybedeceğiz, yani açlıkla karşı karşıya kalacağız.

Böyle devam edersek!

Değiştirmek ya da süreci ötelemek gene de elimizde!

Bu yayınlanan protokoller, tüm bu çalışmalar ve sonuçlarındaki sözleşmeler pek tabii ki devletleri yönetenlerin sorumluluğu. Ancak daha önceki bir çok yazımızda bahsettiğimiz gibi bireysel olarak bir şeyler yapmalıyız. Elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız.

Atık miktarımızı azaltmaya çalışmalıyız. Araç kullanmak, tek kullanımlık ürünler gibi atık üretenlerden vazgeçmeliyiz artık. Bunun için sıfır atıkçı olmak gerekmiyor.

Süt ve et ürünlerinin karbon üretimini artırdığını hepimiz biliyoruz artık. O zaman tüketimimizi azaltmalı, en azından bireysel üreticiden almalıyız. Bunun için de vejetaryen ya da vegan olmaya gerek yok.

Tüm bu anlattıklarımızın bilincinde olmalıyız. Zira bu bilince sahip olduğumuzu göstermek için kendimizi bir yerlere zincirlememize gerek yok. Ama kendi toplumlarımız içinde doğayı yok etmeye yönelik her adıma dur demeliyiz.

Dünya kırmızı alarm veriyorken IPCC Raporu sonuçlarına bir göz atmalı ve elimizden ne geliyorsa yapmalıyız artık. Lütfen kapatmayın gözlerinizi, tıkamayın kulaklarınızı. Artık köprüden önce son çıkışın tam önündeyiz, yoksa bu güzel bu masmavi gezegeni geleceğe taşıyamayacağız.

Lütfen hatırlayın, DÜNYA BİZE EMANET!


Like it? Share with your friends!

Figen DEMİRTAŞ
Sayılardan ve ünvanlarından sıyrılmış bir emekçi. Hayatın her daim öğrencisi. Kadın, anne ve yazmaya sevdalı bir hayalperest.

Comments

comments

Powered by Facebook Comments