Karantinada Zaman Yavaş
Mart ayının ikinci haftasından itibaren COVİD 19 adında bir virüs bütün dünya gibi ülkemizi de etkisi altına aldı. Kötü bir film senaryosu gibi evlerimiz dahil her yer platoya dönüştü. İnansak ta inanmasak ta hepimiz korkuyoruz ve zaten korksak iyi olur. Evlerimizdeyiz, karantinada zaman oldukça yavaş.
Peki ne yapalım? – Film?
Sizin için yazdığımız farkındalık yazılarını okuyabilirsiniz mesela kendi sadeleşme yolculuğunuza çıkabilirsiniz fırsat bu fırsat deyip. Ya da kitap önerilerimize bir göz gezdirebilirsiniz.
Ya da kocaman bir tencere mısır patlatıp yazacağım öneri filmler serisine bir göz atabilirsiniz.
Öneri Filmler
Geçtiğimiz hafta sonu kısıtlamasında hepinizin bildiği bir platformda sürekli film ya da dizi izledim. Hepsini yazacağım sırayla ama benim dikkatimi çeken şey hepsini tesadüfen seçmiş olmama rağmen senaryolar kadın hikayeleriyle örülüydü. Şimdi gelelim öneri filmler serisini anlatmaya.

9 Kere Leyla
Haluk Bilginer ve Demet Akbağ var bir kere, seyretmesem hayatta olmazdı. İlk bakışta komedi gibi gözükse de erkeklerin kadınlara şiddeti anlatılıyordu hatta kadınların kadınlara daha acımasız şiddeti gözler önündeydi benim için.
“Kadınların acımasızlığı mı” demeyin saf saf. Yan masadakinin eleştirel süzüşü, alt komşu kadının dilindeki tiz kıskançlık ya da sizin ağzınızdaki hemcins dedikodusu. Bu daha acımasız gelmiyor mu size?

The Queen’s Gambit
Yetimhanede büyüyen bir küçük kızın, hademeyle oynayarak tanıştığı satrançta dünya şampiyonu olma yolculuğu . Bir kızsanız hele de 50-60’larda çok zor bir yolculuktur bu. Erkek egemenliğinin yıkıldığı bir senaryo keşke gerçek hayattan alınmış olsa diye defalarca geçirdim içimden.
Yazının tam burasında gidip baktım gerçek değil bir romanın uyarlamasıymış ama tam da burada satranç severlere Vera Menchik ve Judit Polgar diyorum. Ve tüm bölümler bir cumartesi gününde bitirildi.
Ve Pazar: 2 Film Birden

İlk Film: Ayın Gölgesinde
Aslında vasat. Aklımda kalansa doğum yaparken ölen bir kadının kız torununun gelecekten gelip cinayetler işleyip anneannesinin tek başına doğuma girmesine sebep oluşu. Karışık biraz, seviyorsanız izleyin.

İkinci Film: Sır; Hayal Etmekten Korkma
Aslında romantik bir film. 3 çocuğuyla dul kalan kadının hikayesi. Ekonomik olarak zor durumda, çaresizliği onu bir adama itiyor. Çünkü kadın denen şey korunmaya muhtaçtır!!! Aslında bildiğimiz şu ünlü secret kitabından sanırım. Ben çok fazla popüler olan kitapları okuyamıyorum o yüzden sanırım yazdım. Film sıcacıktı. İzleyin.
Az kalsın unutuyordum

Deli ve Dahi
Öneri filmler serimin son izlediğim filmi yani pazar günü üç film izlemişim. İlk film gibi oyuncalar muhteşem; Mel Gibson ve Sean Penn oynuyor. Gerisi benim için çok önemli değil laf aramızda. Biri dahi k Oxford’da İngilizce sözlüğü yazıyor kendisi ve diğeri deli. Deli olan dahi olana yardım ediyor yani sözlüğe sonra da dahi olan deli olanı akıl hastanesinden çıkarıyor. Buradaki kadın hikayesi ne derseniz: dahinin yedi çocuklu karısının yalnızlığı ve mutsuzluğu ve tabii delinin öldürdüğü adamın altı çocuklu karısının kocasının katiline aşık olması.
Diyorum Ki;
Öneri filmler serim devam edecek. Karantina günlerinde, hava da böyle kapalıyken en güzeli ve de en doğrusu evde kalmak. Sıcacık yuvanızda güzel kitaplarınızı alın elinize bir fincan kahve ile okuyun doyasıya. İşte size fırsat. Patlatın mısırlarınızı izleyin filmlerinizi. Bu filmler hakkında sizlerin de yorumlarınızı merak ediyorum. Siz de film önerin, okuduğunuz kitapları anlatın. Onları da paylaşalım.
Sağlıklı günlerde buluşmak üzere.
5
4.5