YEREL üret ki YEREL tüket…
“Tarım Devrimi’nin insanlık için ileriye doğru atılmış büyük bir adım olduğunu iddia ettiler. İnsan zekâsıyla gerçekleşen bir ilerleme hikâyesi anlattılar. Buna göre evrim kademeli olarak daha zeki insanlar yarattı. Bu hikâye tamamen fantastiktir. İnsanların zamanla daha zeki olduğuna dair hiçbir kanıt yoktur.”
Yuval Noah Harari (Sapiens)
Geçen yıl benimle yapılan bir röportajda sorulmuştu; “Ziraat mühendisi altyapısında gelişen bir kariyer başlangıcınız var. Bu durum size nasıl bir bakış açısı oluşturdu bütününüzde?

“Bence değişken küresellikte bir insanın romantik ziraat ruhuna ve bilgisine sahip olması, bu bereketli topraklarda çok ayrıcalıklı, keyifli bir hayat eğitim modeli. Hem çevreci, hem bitkiyi tanıyan ve önemini bilen, hem hayvancılıktan haberdar ve çözüm oluşturabilecek donanıma sahip olmaktan bahsediyorum. Sadece bir diploma değil, bütünüyle bir bakış açısı… Mühendis ekolüyle yetişirken ülkenin tarım politikasına da hakim oluyorsunuz bir taraftan. Kırsaldan haberdar olan duyarlı teknik insanlar olmak bana hep ayrıcalıklı geldi. Sonrasında konuyla ilgisini kurduğum işletme eğitimini tamamladım fakat ziraatın zenginliğini hiçbir sahada bulamadım. Bu saha; kırsalda kadın, tarımsal ürünler, çevre dengesi, folklor, el sanatları, teknoloji, tarih, arkeoloji, hayvancılık, meteoroloji, bitki ve hayvan bilimi, mimari, tohum, coğrafi işaretleme, pazarlama gibi konuları toparlayarak bir ortak bir ruh kazandırıyor insana. Düşünebiliyor musunuz bu bilgilere kısmen sahip olan bir bireyin dünyaya bakış açısını… Bu zenginlikten bahsediyorum.
Beni şekillendiren; teknik bakış açısının, mimarinin verdiği sanatsal birikimle harmanlanıp, memleket meselesi yönüyle baskın kırsal-ziraat ruhunun ortaya çıkışı diyebilirim. Parisien hallerim yanıltmasın, ıslah edilmiş kırsal ve yerel ruhuna sahip bir kadınım. Evet, Mozart’ın Allegrosunu dinleyen bir dünya köylüsüyüm ( bu sözü Sevgili Ayla Bağ’ın hazırlayıp sunduğu programın adı olarak duydum ve bayıldım) galiba.
Yerel projelerim ve sayısız eğitimlerim oldu. Özellikle kırsalda kadın konusunu önemsiyorum ve hayat meselesi haline getiriyorum. Her yaptığımla hayatlarına bakış açısı kazandırmaya gayret ediyorum. Teknolojiden sonuna kadar faydalanmalarını ama gelenekselliklerini de muhafaza etmelerini salık veriyor ve destekliyorum. Kültürel miras düşünce yapısını onlarda oturtmaya çalışıyorum. Bu düşüncem sadece kendi topraklarım için değil tüm dünya topraklarındaki yerel hayatlar için geçerli tabii. Ve yaptığım her şey kayda geçsin, kişilere ve topraklarımıza, yani geleceğimize fayda sağlasın niyetiyle koşuyorum. Sanırım tam YEREL DÜŞÜN, KÜRESEL HAREKET ET insanıyım…” (Business Woman Türkiye Dergisi, Mart 2020)
Doğal ürünler, mevsimsel ve coğrafi koşullara uygun olarak, doğaya, hayvanlara ve bitkilere zarar vermeden, hiçbir kimyasal madde ve ilaç kullanmadan yapılan tarımın ürünleridir. Yerel üretim ise, geleneksel yöntemlerle bölgenin yerlileri tarafından bölge özellik ve ihtiyaçlarına uygun şekilde yapılan, kimyasal ürünlerin ve endüstriyel sistemin hiç karışmadığı tarım şeklidir.
Yerel üretim çok fazla emek ve sabır gerektirir, işin ustaları tarafından özenle ve geleneksel yöntemlere yapıldığı için uzun bir sürece ihtiyaç vardır. Kullanılan tohumlar geçmişten bugüne ulaştırılmış atalık tohumlardır, toprağından sulamasına, kullanılan gübresine kadar her şey kimyasaldan uzaktır. Üretim seri bir şekilde, tek tipte yapılmaz; bu nedenle daha maliyetlidir.
Yiyecekleri ‘yerel’ yapan nedir?
İnsanlar günümüzde ne yiyeceğini, nerede yetiştirildiğine, yapıldığına veya yaratıldığına göre seçiyor. “Yerel gıda” birçok insan için erdem yüklü bir terimdir. Çevresel kaygıları olanlar, yakınlarda yetiştirilen yiyeceklerin ulaşım için daha az enerjiye ihtiyaç duyması nedeniyle yerele yöneliyor. Diğerleri, bir çiftçiyle tanışmayı ve yiyeceklerinin nereden geldiğini ve nasıl yetiştirildiğini bilmenin rahatlatıcı olduğunu düşünüyor.
Başkaları yerel yiyecekleri daha taze, daha besleyici ve organik olarak yetiştirilme olasılığının daha yüksek olduğunu düşünebilir veya “yerel” i yerel ekonomileri canlandırmanın ve topluluklarına yatırım yapmanın bir yolu olarak görebilirler.
Ancak yerel gıdanın tanımı çok zordur. Yörenizde yetiştirilen yiyeceklerle ilgiliyse eğer bu terim, ne kadar yakın olmalı? Elli km uzakta mı? Yüz? Bölge veya ülke içinde bir yer mi? Ve “yerel” tanımı bölgesel mutfaklarla gurur duymak anlamını yükleyenler için, malzemelerin nerede yetiştirildiği gerçekten çok önemli mi? Yerel olan nedir? Lezzetli ve bölgenizle ün yapmış bir yemek yerel olmayan malzemelerden bölgenizde yapılmışsa, yine de yerel bir yemek midir?
Birkaç farklı şeyden bahsediyoruz: Fiziksel olarak yerel olan ve Kültürel olarak yerel olan.
Peki, yerel yemeğin tek bir tanımı var mı? Kesin bir tanımı yok. Örneğin, Mc Donald’s Rusya’da kullanacağı tüm ürünleri ülke içinden tedarik etmesine rağmen, Amerika’nın oldukça güçlü bir sembolü. Bu özelliği ile yine de yerel hale geliyor.
Bence insanların asıl ilgilendiği şey, oluşturdukları yerel topluluklardır. Ayrıca yerel bir gıda satıcısına gittiklerinde veya bir zincirden alışveriş yapmak yerine mahalledeki bir bakkaldan alışveriş yaptıklarında yerel bir işletme için iyi bir şeylere çalışıyorlar. Ve çevresel olarak olumlu bir şeye yardımcı olduklarını hissediyorlar. Çiftçi pazarına gidiyorsunuz ve insanlarla tanışıyorsunuz ve bu tür bir üçüncü alan yaratıyorsunuz – ne aile ne de iş. Size daha güçlü bir topluluk duygusu veriyor ve bence yerel yiyeceğin ne olduğuna bakılmaksızın hissettiğiniz olumlu bir duygu bu.
Evet, Mozart’ın Allegrosunu dinleyen bir dünya köylüsüyüm
Yerel olarak yetiştirilen yiyecekleri yemenin tüketici, yetiştirici ve toplum için birçok faydası var.
Yerel olarak yetiştirilen yiyecekler lezzet dolu. Yerel olarak yetiştirildiğinde, mahsuller yerel perakende mağazanıza sevk edilmek ve dağıtılmak üzere erken hasat edilmek yerine olgunluğun zirvesinde toplanır. Çoğu zaman yerel pazarlardaki ürünler, satın alma işleminizden sonraki 24 saat içinde toplanmıştır.
Yerel yiyecek mevsimsel olarak taze yemek yemektir. Onları yemek için en iyi zaman, doğrudan yerel bir yetiştiriciden satın alınabilecekleri zamandır.
Yerel yiyeceklerin daha fazla besin maddesi vardır. Yerel yiyeceklerin hasat ile sofranız arasında daha kısa bir süre vardır ve besin değerinin düşmesi olasılığı daha düşüktür. Uzak şehirlerden ve ülkelerden ithal edilen yiyecekler genellikle daha eskidir, markete gelmeden önce dağıtım merkezlerinde dolaşmış ve belli bir süre durmuştur.
Yerel yemek yerel ekonomiyi destekler. Yerel çiftçiler ve yetiştiricilerle harcanan paranın tamamı yerel halka kalır ve toplumunuzdaki işletmeler ve hizmetlere yeniden yatırılır.
Yerel yiyecekler çevreye fayda sağlar. Yerel olarak yetiştirilen yiyecekleri satın alarak, topluluğunuzda tarım arazilerinin ve yeşil alanların ve / veya açık alanların korunmasına yardımcı olursunuz.
Yerel yiyecekler, daha güvenli bir gıda tedarikini teşvik eder. Sizin ve yemeğinizin kaynağı arasında ne kadar çok adım varsa, kirlenme şansı o kadar fazla olur. Uzak yerlerde yetiştirilen yiyecekler, hasat, yıkama, nakliye ve dağıtımda gıda güvenliği sorunları için potansiyele sahiptir.
Yerel satın almak dağıtım zincirini kısalttığı ve yiyecekleri doğrudan çiftlikten çatala zorladığı için, bu süreçte daha az atık üretilir. Yerel satın almak sadece nakliye ve nakliye yoluyla daha az paketleme anlamına gelmekle kalmaz, aynı zamanda kirlilikten kaynaklanan daha az çevresel atık ve süreçte daha az gıda atığı anlamına gelir
Yerel yetiştiriciler size gıdanın nasıl yetiştirildiğini söyleyebilir. Mahsulleri yetiştirmek ve hasat etmek için hangi uygulamaları kullandıklarını sorabilirsiniz. Yemeğinizin nereden geldiğini ve kimin yetiştirdiğini bildiğinizde, o yiyecek hakkında daha çok şey bilirsiniz.
Büyüme mevsimi başlarken ve tüm hızıyla ilerlerken, menülerinize daha fazla yerel olarak yetiştirilen yiyecekleri nasıl ekleyebileceğinizi düşünmelisiniz. Bunu yaparak, yerel olarak yetiştirilen gıdanın birçok faydasını destekliyorsunuz aslında. Yerel olarak yetiştirilen yiyecekler, küçük tarım alanlarının aşırı kalkınmadan korunmasına yardımcı olur! Aşırı kalkınma, kentsel alanlarda en büyük sorundur. Ancak yerel tarıma yatırım yapmakla, tarım arazilerinin korunmasına yardımcı olabiliriz.
O halde ne yapacağız?
İyi gıda tüketiminde yerel üretim ve yerel tüketime geçeceğiz…
YEREL üretip, YEREL tüketeceğiz…