Baldan.. Bazı insanlar vardır mutlaka tanımanız gereken. Bir kere sohbet etmiş olmanız size ne kadar farklı hissettirir. Hani bir kere göz göze gelseniz ne demek istediğimi o zaman tüm kalbinizle hissedersiniz. Baldan tatlı, baldan kıymetli insanlardır Onlar.. Baldan.. Gittiklerinde çok özlediğiniz..
Bu yazının konusu da işte öyle biri için. Özü sözü hoş, kadir kıymet bilen bir insan geçti bu dünyadan. O dayım, Bugün O’nun hikayesi hatırası ve özlemi üzerine..
Rağmen
Dünyaya gelmesine henüz dört ay varken, anne karnında babasız kalmış bir yetim. Bu boynu bükük duruma rağmen evlatlarının boynunu hiç bir zaman eğik bırakmamış güzel insan.
Bir tek kimse mi kötü söz söylemez arkasından, bir tek gün kötü olmaz mı? Olmuyormuş. Demek ki kimsenin kalbini kırmamak için üstün çaba sarf edebilen insanlarda oluyormuş.
O benim dayım. Biyolojik olarak sadece benim dayım. Ama o akraba olsun olmasın, yakın uzak hiç fark etmez, tüm gençleri “yeğeni” bilen güzel yürekli bir adamdı. Bu dünyadan “baldan” kıymetli bir insan geçti.
Farkında Olmak Meselesi
Yaşlı genç hiç fark etmezdi O’nun için. Bahsetmiştim biraz Dayanışma ve Yardımlaşma yazısında; “Birinin yardıma ihtiyacı mı var, bir bakmışsın duvar boyuyor, bir bakmışsın koltuklarını kaplatıyor”. Öyle bir adamdı.
Eğlenceliydi sonra, gençlerle akıl oyunları konuşurken, kuzenleriyle; koca koca adamlar bir bakmışsın güreş tutuyorlar. Kahkahalar tüm evi, tüm geceyi doldururdu. Babası gibi; her daim pırıl pırıl, özenli ve tertemizdi. Hem görünüşü, hem kalbi..
Müzikten, masadan, mezeden anlar. Yemekten yedirmekten çok hoşlanırdı. Misafir mi geldi; mutlaka yenilecek, içilecek. Dayımdan çıkan ilk ses “Gülseren!” Hala kulaklarımda. Sanki yengem unutacakmış gibi, yengemde çok sever misafir ağırlamayı ama huy işte. Allah rahmet eylesin.
İstanbul Sokakları
Keyifli adamdı vesselam. Bazı geceler “bir tek” içerdi. “Günahı benim” der geçerdi. Kimseye zararı olmadan, kararını kaçırmadan. Kimseyi üzmeden. Öyle dışarıda, ailesini filan ihmal ederek de değil, yanlış anlaşılmasın. Evinde, öyle sakince bir köşede. Bir kere o rakıyı yudumlarken görseydiniz ne demek istediğimi kalbinizde hissederdiniz..
İbadet de kabahat de gizli olmalıydı O’na göre göstermelik değil.
Bülent Ersoy severdi. Gençliğinde Nilüfer’i ablasına benzetip; hasret giderirmiş ayrı kaldıkları dönemde. Çağla diye bir müzisyen vardı arkadaşı. Bir de dinlemeyi, gerçekten dinlemeyi..
İstanbul Sokakları parçasını bilir misiniz? Bizim ikimizin parçası olsundu. Dayım gitti, bende O’na benzedim. Bir de İstanbul Sokakları parçası, dayım oldu. Dayımdan bir parça. Yıllarca tüm arkadaşlarım denedi. Ne zaman bu parça çalmaya başlasa, o klarnet üflese ben en kahkahalı yerde bile o parça bitene kadar bambaşka yerlere gittim. Ve de hatta, ne zaman ince bir sızı gelse kalbime, sanki “yanındayım” mesajını taşır gibi geldi kulaklarıma….
Gölcük
Memleketim için “Gölcük” başka bir yerdir. Orada insanlar birbirine daha bağlı, daha özel, daha başka yaşarlar. Sanırım 2016 yılıydı. İşletme müdürlüğünü yürüttüğüm ikinci kliniğimiz Harb-İş Sendikası (Türk Harp Sanayii ve Yardımcı İş Kolları Sendikası) ile anlaşma yapmak istedi. Gölcükteki merkezlerine gittik. Konuştuk, pazarlık yaptık, uzun sürse de anlaştık.
İmzalar

atılmadan evvel yapılan genel sohbette Gölcük ve dayım hakkında öylesine dökülüverdi dilimden. Sonra ne oldu biliyor musunuz?
2020 yılında Covid yüzünden rahmetli olan Sendika Başkanı Turhan Yıldız, Mali Sekreter Nusret Subaşı ve o zamanın yönetim ekibinden bir kaç kişi daha dayımın Gölcük Tersanesi’nden yakın çalışma arkadaşları çıkmasın mı?
Emekli olduğu zaman kortejle evine kadar eşlik eden, can arkadaşları..
Gözlerimiz doldu, yutkunduk, “Ah be İsmail oralardan yettin mi kardeşim?”
Sert kurumsal hava dağılıp, “madem İsmail yeğenisin, bizimde yeğenimizsin artık” sıcaklığında yad ettik dayımı.. Onlar da ne özlemişler. Canım dayım oralardan yettin mi bana?
Ne güzel arkadaşlıkların varmış. Bana kurumsalda bile karşıma çıkan canım dayım..
Bir Gün Kala
Dayım, Baldan kıymetli, baldan özel dayım. Amca baba yarısıdır ‘da bahsetmiştim. Doğum gününe bir gün kala toprağa verdiğimiz, sonsuza uğurladığımız dayım.
Sen ne güzel insansın. Varlığın herkese fayda verdi, sen kimseye zarar vermedin.
Canım dayımı 19 Nisan’da sonsuza uğurladık. 20 Nisan 2008 yılında 53 yaşını bitirecekti.
Mekanın nur olsun dayım. İyi ki geçtin bu dünyadan, yaptığın tüm iyilik ve güzellik herkesin hala yüreğinde.
Baldan dayım.
Rahmet, özlem ve hürmetle..
0 Comments