Sağlıklı bir bağışıklık sistemi bizim elimizde. Bağışıklık özellikle pandemi döneminde sık sık gündeme gelen bir konu. Gerçekten sağlıklı bir yaşam tercihlerden mi ibaret? Genetik mirasımızı reddetmek mümkün mü? Bu haftanın konusu; hayatımız boyunca korumak zorunda olduğumuz bağışıklık sistemi ya da otoimmün. Hadi biraz daha yakından bakalım.


5 dakika


Sağlıklı bir bağışıklık sistemi

Yaşamımız boyunca pek çok zararlı etkene maruz kalırız. Virüsler, bakteriler, küf, parazit ve yiyeceklerdeki yabancı proteinler gibi zararlılardan bizi koruyan muhteşem sisteme bağışıklık sistemi denir. Bu sistem vücudun en hayati sistemlerinden birisidir. İnsan vücudu, kendisine zarar verebilecek her türlü etkene karşı direnç gösterme yeteneğine sahip olarak doğar. Kanda bulunan akyuvarlar ve makrofaj hücreleri, cilt bariyeri, mide ve bağırsaktaki asit ve enzimler gibi koruma bariyerleri sayesinde hastalıklara karşı korunuruz.

Peki bağışıklık sistemi bu kadar mükemmel çalışırken neden hasta oluyoruz?

Bağışıklık sisteminin hücreleri zararlıları tanıyıp yok ederken, vücudumuzun kendi yapılarını da tanıyıp zarar vermemelidir. Bu nedenle vücut kodlarını tanımayan bağışıklık sistemi hücreleri üretim aşamasında yok edilerek vücut korunur. Fakat bazen bu kontrol mekanizması bozulur. Vücudun doğal savunma sistemi olan kendi hücreleri ile yabancı hücre arasındaki farkı anlayamaz ve vücut dokularına saldırır. Bu saldırının neden olduğu duruma ‘otoimmün hastalıklar‘ denir. Gerçekleşen olay yanlış bir bağışıklık cevabıdır ve çeşitli vücut bölümlerini etkileyen 80’den fazla otoimmün hastalık türü vardır.

İnsan vücudu, kendisine zarar verebilecek her türlü etkene karşı direnç gösterme yeteneğine sahip olarak doğar.

Otoimmün hastalıklara neden olan şey nedir?

Yapılan araştırmalara göre kadınlar erkeklere kıyasla yaklaşık 2’ye 1 oranında otoimmün hastalıklara yakalanmaktadırlar. Multipl skleroz ve lupus gibi bazı otoimmün hastalıklar ise genetik geçişli olabiliyor. Her aile üyesi aynı hastalığa sahip olmayabilir ancak hastalığa yatkınlığı miras alır. Miras aldığımız genetik kodu aktive etmemek biraz da bizim elimizde.

Kendimizi olası tetikleyicilerden korumayı öğrenmeliyiz.

İşe günlük beslenme düzenimizi değiştirmek ile başlayabiliriz. Yüksek yağlı, şekerli ve yüksek oranda işlenmiş yiyecekler tüketmenin vücuttaki iltihaplanmayı arttırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Ayrıca gluten bağırsaklarda immün reaksiyonlara sebep olup bağışıklık tepkisini tetikleyebilir. Gluten konusunu uzmanına bırakıp Dyt. İzel Ulutaş’ ın Gluten konulu yazısını okumanızı tavsiye ederim.

Bir diğer olası tetikleyici ise kronik stres ve hormon dengesizliğidir. Kronik stres demek, kortizol düzeyinin (stres hormonu) sürekli yüksek olması demektir. Bu durum bağışıklık sistemine zarar verir. Hayatınızdaki stres ile baş edebilmeyi öğrenmek kendiniz için yapabileceğiniz en iyi yatırımdır.

Literatürde virüslerle otoimmün hastalıkların ilişkisini gösteren çok sayıda çalışma vardır. Bağışıklık sistemi sürekli yüksek alarm düzeyinde kalmaya devam ediyorsa, bu durum enflamasyonun durmaksızın arttığı anlamına gelir. Vücudunuzda hissettiğiniz ödem, sürekli yorgunluk ve konsantrasyon bozukluğu sebep olduğu semptomlardan bazılarıdır.


Otoimmün hastalıklar nelerdir? Yakından bakalım

  • Lupus; Vücutta pek çok organı birden tutan romatizmal bir hastalıktır.
  • Romatoit artrit; Eklemlere saldıran bir artrit türüdür.
  • Graves hastalığı; Vücut çok fazla tiroid hormonu üretir.
  • Hashimoto; Vücut yeterince tiroid hormonu üretemez.
  • Multipl skleroz (MS)
  • Ankilozan spondilit; Omurgada görülen kronik, ağrılı ve ilerleyici bir hastalıktır.
  • Vitiligo; Ciltte beyaz lekelerin ortaya çıkmasına neden olan bir deri hastalığıdır.
  • Sedef hastalığı; Kalın, pullu bir cilt ile karakterize kronik bir deri hastalığıdır.
  • Çölyak; Gluten içeren besinlerin bağırsak geçirgenliğini bozduğu bir hastalıktır.

Otoimmun hastalıklara verdiğim örneklerde her ne kadar etkilenen bölgeler farklı da olsa, altında yatan problem benzerdir.

Otoimmün hastalıklarda belirtiler neler olabilir?

  • Yorgunluk, halsizlik
  • Kas ağrısı
  • Şişme ve kızarıklık
  • Düşük dereceli ateş
  • El ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanma
  • Konsantrasyon güçlüğü
  • Saç kaybı
  • Karın ağrısı, şişkinlik, ishal gibi semptomlar görülebilir.

Otoimmün hastalıklar kader mi?

Genetiğin otoimmün hastalıklarda rol oynadığı bilinse de tüm sorumluluk genlerde değildir. Otoimmün hastalıkların, bağışıklık sisteminin stresle başa çıkma yeteneğine bağlı olarak ortaya çıkması mümkündür. Bahsettiğim stres beslenme, kişinin mikrobiyotası (bağırsak florası), tüm tütün mamülleri, ağır metaller (civa, amalgam dolgu), ilaçlar ve hareketsiz yaşam gibi çevresel faktörlerdir. Maruz kaldığımız çevresel faktörler nedeniyle bağırsak florası bozulur. Bu nedenle floranın dengesini sağlamak hedeflenmelidir.

Sağlıklı yaşam uzak değil

Hayat tercihlerden ibaret. Teknoloji çağının getirilerinden yeteri kadar muzdaripken seçimlerimiz bize sağlıklı bir hayat sunabilir.

Sağlıklı beslenme, hareket, nefes, güneş ve uyku dengeyi tekrar kurmakta bizlere yol gösterebilir. Bu kıymetli beşi bir yerdeyi hayatınızdan hiç eksik etmeyin.

Sorularınız için yazılarımın yorum kısmından ve instagram sayfamdan bana ulaşabilirsiniz.

Hayatınızdaki dengenin hiç bozulmaması dileğiyle..


 


Like it? Share with your friends!

Fzt. Zeynep Demir
Fizyoterapist. Sağlığın kendini sevmekle başladığına inanan bir şifa aşığı. Keremin ve iki kedinin annesi

0 Comments

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Comments

comments

Powered by Facebook Comments