Hıdırellez zamanı. Kışın tamamen bitip; yazın sıcağının başladığı en sıcak bayram. Hızır ve İlyas’ın buluşması. Dilek ve temenni ritüelleri.


5 dakika


Hıdırellez zamanı. Kışın tamamen bitip; yazın sıcağının başladığı en sıcak bayram. Hızır ve İlyas’ın buluşması. Dilek ve temenni ritüelleri.

Hıdırellez Şenlikleri Başlasın. 

Aslında biz insanlar gönlümüze göre şekillendiriyoruz şu kocaman yaşlı dünyayı.

İçimizdeki KİNle kötü bir yer olduğu gibi, tüm umut dolu geleneklerle de bayram yerine dönüyor.. Tıpkı Hıdrellez şenlikleri gibi..

Hoş geldin bahar ile baharın gelişini kutlamıştık nevruzla. Şimdi Sıcakların bayramı, tabiatın  uyanışının. Kışı taa 7 Kasım’a kadar uğurladığımız Hızır, yaz zamanı.. Hoş geldin..


Hızır günü; Ruz-ı Hızır. Darda olanların yardımcısı Hızır ve İlyas’ın buluştuğuna inanılan; bereket ve bolluğun birleştiği, bahar sevincinde bir bayram. Bir coşkulu uyanış günü..

Yeryüzüne bereket yağdığına inanıldığı, niyetlerin kağıda çizildiği, gül ağacının dibine dileklerin bağlandığı, hani o taştan evden araba şekillerinin yapıldığı bir dilek gecesi..


Aya Yorgi, Aziz George.. Hristiyan aleminde de baharın ve doğanın uyanış günü olarak kutlanır hıdrellez. Rum Ortodokslar için Aya Yorgi, Katolikler için Aziz George günüdür bugün.

Dini, kültürü fark etmeden, doğanın uyanışına duyulan heyecanın mutluluğu.. 


Hızır Günleri

6 Mayıs’tan 7 Kasım’a kadar Hızır günleri olarak söylenip; yaz mevsimini yaşadığımızı kabul eder bizim geçmişimiz. Tabiatın kış uykusundan uyanışı kabul edilir.  Soğuk kış günleri yerini baharın, yazın ellerine bırakır.  Belki de hıdrelez ateşi ile ısıtılır ve güneşli günlere merhaba denilir.. 

Hıdırlık Tepesi

Safranbolu’da çok sevmiştim Hıdırlığı. Aslında Hıdrellez adetlerinin kutlanıldığı yere deniliyormuş “hıdırlık” Gün doğmadan önce kutlamaların yapılacağı yeşillik, ağaç altı, su kenarı gibi bereket çağrıştıran yerler.. Çiçeklerin toplanıp, oyunların oynandığı, ateşin yakılıp, baharın ilk kuzusunun kesilip “çevirme” yapılması gibi pek çok ve çeşitli adetleri var yöresine göre.. 

Mesela ateşten atlama

Kış günlerinin hıdrellez ateşi ile ısıtıldığı canlandırılır belki.

Eski eşyalar yakılır. Yakılan ateşten atlanır, atlanırken eldeki taşlar ateşe atılır.. Kötü olan, olmaması gereken her ne varsa bizden çıkıp ateşe gitsin diye.. (eteğindeki taşı dökme) Ateş; mevsimi ısıtsın; gönüllerimiz sıcacık olsun diye.. 


Hıdırellez ve Hızır’ın dolaşması. 

O gece dolaşır denilir Hızır ve İlyas için. Dolaştıkları, el sürdükleri yerlere bereket gelir. O nedenledir ki hala pek çok evde yiyeceklerin kapakları, para keseleri, ambar kapıları açık bırakılır. 

Hızır ve İlyas. 

Belki nebi, belki veli.. Hızır toprak, İlyas su. Buluşma noktası gökyüzü. Toprak ve suyun havada buluşması günü. Bolluk, bereket, şifa günü, Onlar bolluk bereket, darda kalanlara belki bir nefes umudu.. 

İşte bu umut üzerine Hıdrellez gecesi özel bir gece. Hastalıklara şifa, dertlilere deva, bekarlara kısmet, haneye bereket, dileklere tümden cevap olarak yaşatılır. 

Evler, bahçeler temizlenir, tertemiz ve bembeyaz kıyafetler ile dilekler doğanın ellerine teslim edilir. 

Bolluk bereket olsun diye yiyecekler, içecekler, cüzdanlar, ambarlar kapatılmaz; ağızları açık bırakılır. Gecenin feyzinden, bereketinden nasibini alsın. 

Gönüllerde olan maddi ihtiyaçlar, küçük taşlarla simgelenir. Belki ev, araba.. Maddi olmayanlar ise bir kağıda yazılıp akarsuya bırakılır. Dilekler suya emanet edilir, denize atılır. 

Kısmet açma “mantufar” 

İçi su dolu bir çömleğin içine “bahtı açılsın” istenilen kızların ziynet eşyaları atılır. Ağzı kapatılan çömlek bir gül ağacının altında bekletilerek; sabahında maniler eşliğinde, iyi dilek ve dualarla, tüm kadınlarca bir arada açılır.. 

Hıdırellez ateşinin, ilk kesilen kuzunun, ve de hatta ağrıyan yerlere minik minik “değnekler ile vurmanın” (hızır sopası) şifa olduğuna, sağlık getirdiğine inanılır. 

Hatta Yörüklerin yoğurt mayasının hıdrellez çiği ile yapması çok çok önemli bir gelenektir. 

Kim ne derse desin, umutla tabiatın uyanışını kutlama gecesi bu. Doğanın uyanışının, yeniden doğuşunun heyecanı ile hayatımıza yeni umutları çekmenin. 

Bolluk, bereket istemenin, şifa dilemenin. Gönüllerin bir köşesinde kalan hayallerin; belki tekrar gün yüzüne çıkmasına vesile olan bu göreneğin kime ne zararı var. 


Ey yazın sıcağı, ey doğanın uyanışı hoş geldin. İçimizi çok karardı. Güzel enerjinle ısıt yüreklerimizi, umudumuz şenlensin..


E hadi o zaman; şenlik başlasın..

(Şenliklerle ilgili yazımız burada)


Like it? Share with your friends!

ilknur.tv

Efdal ve İlker'in annesi, Kerim'in kıymetlisi 1998 yılından bu yana "Kurumsal Hayat"ta yönetiyor ve organize ediyor. Sosyal Farkındalık ve Sorumluluk için, her alanda, "sanatla" çaba sarf ettiğini düşünüp; BiRiKiYOR

0 Comments

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Comments

comments

Powered by Facebook Comments